“Bizimkiler!”
Öcalan PKK’yı, bizimkinin Türkiye’yi yönettiğinden daha iyi yönetiyor.
Öcalan, PKK’nın dışişlerini bizimkinin Türkiye’nin dışişlerini yönetmesinden daha iyi yönetiyor. Yine Öcalan, PKK’nın içişlerini bizimkinin içişlerini yönetmesinden daha iyi yönetiyor.
Dün sığındığı mağaradan başını çıkaramaz olan PKK bugün, Diyarbakır Meydanı’nda yüz binleri topluyor, Öcalan’ın apartman boyutunda posterleri altında ve Türk Bayrağını indirerek PKK bezini çektiği meydanlarda kendi sesinden örgüte mesajlar veriyor, daha dün “bir terör örgütü lideri” iken bugün neredeyse bir “barış elçisi” olarak Mandela’laşıyorsa ve onun bu hareketi bizimki ve hükümeti tarafından bir “barış süreci” olarak adlandırılabiliyorsa, bu, Öcalan’ın ileri bizimkinin geri adım attığının göstergesi değildir de nedir?
Bizimkinin yönettiği Türkiye’de ordu, PKK’nın hakim olduğu şehirleri terk ediyor, darbeleri önleyeceğiz bahanesi altında İç Hizmet Kanunu’nun 35’inci maddesindeki değişiklikle TSK, PKK ile mücadeleden çekiliyorsa ve buna karşılık PKK, bölgede kendi silahlı gücünü kuruyor, örgüte katılımlar geometrik şekilde artıyor, yetmiyor; PKK, Suriye’de PYD adı altında özerk bir bölge kuruyor, sınırımızda bez parçasını dalgalandırıyor, önümüzdeki üç aylık süre içerisinde seçimleri yapacak, hükümetimizi kuracağız açıklaması yapıyor, PYD’nin bu “müjdesi” Türkiye sınırları içerisinde PKK’nın askeri kolu KCK ve PKK’nın siyasi kanadı BDP tarafından törenlerle kutlanıyor alkışlanıyorsa; Öcalan, PKK’yı AKP’nin Türkiye’yi yönettiğinden daha iyi yönetiyor dememiz bir gerçeği tespit değil midir? PKK’nın kardeş ve yan kuruluşu PYD, namlusunu Türkiye’ye çeviriyor evinde oturan sivilleri vuruyor, askerleri öldürüyor. Yani PKK cinayet işliyor, bütün bunlar olurken “sıfır sorun” diye yola çıkan bizimkinin bu fiili durum karşısında tek söylediği, “Ne yaparlarsa ânında karşılık veririz” demek oluyor.
Millet ise, uçaklarımızın sınırda vur emriyle havalandığı, PYD ateşine karşı ateşle mukabelede bulunduğu haberleri ile avutulmaya çalışılıyor.
Siz Suriye’yi böyle karıştırmasaydınız bugün sınırımızda PYD (PKK), Irak’ın kuzeyindeki gibi bir hâkimiyet sağlayabilir miydi?
“Ânında karşılık verir” miş.
Ver hadi, ne yapacaksın?
Sen, sınırlarının içinde o bezin dalgalanmasına, sen sınırların içerisinde KCK’nın resmî kıyafetleri ile kimlik kontrolü yapmasına, tören geçişleri düzenlemesine, vergi salmasına, insan yargılamasına, örgüte eleman temin etmesine bir şey yapabildin mi ki, Suriye’dekine laf geçirebileceksin.
Üstelik PYD’nin asıl başı olan Öcalan’la oturmuş müzakere halindeyken bunu nasıl yapacaksın?
Öcalan Türkiye’yi parçalarken, Türkiye’yi yönetenler de tencere tava üzerinden kardeşi kardeşe düşürme körlüğü içerisinde, “Biz ilke sahibiyiz, Mısır’da Mursi deriz, başka bir şey demeyiz” diye insanımızı cambaza baktırıyorlar.
PKK ile muhabbetinize diyecek yok, iyi de, PKK da demokrasi var mı? Kürt halkına ve size her dediğini kurşunla yaptıran bu örgütle al takke ver külah ilişkileri bu “ilkenizin” bu “demokrasi” sevdanızın neresine koyuyorsunuz?
Bizde bu kadar hasar açtınız.
Yoksa siz gerçekte “Bizimkiler” değil misiniz?
Sahi, “Bizimkiler” gerçekte “Kiminkiler?”