Bir “son dakika” haberi...
Erdoğan’ın gömülmeyi vasiyet ettiği camiye cemaat temini için 75 milyon lira harcayarak teleferik ve altgeçit yaptırılacağı ve...
Sosyal Güvenlik Kurulu raporuna göre emeklilerin sağlığına ayrılan 172 milyon liranın Erdoğan’ın kullanacağı Vahdettin Köşkü’nün tefriş ve restore edilmesi için ayrıldığı Sayıştay raporlarına girdiği haberi Sözcü’de yer alınca hatırladık:
Erdoğan 450 milyon dolara “bin odalı” AK Saray’ını yaptırdığı 2014 yılında Adana’da orman yangınlarıyla mücadele için 118 kişinin alınacağı geçici işe tam 8 bin 78 kişi başvurdu.
Daha önce de...
Batman’da 250 kişinin alınacağı işe 4 bin kişi...
Ziraat Bankası’nın alacağı 3 bin 200 kişi için tam 535 bin 574 kişi...
Halkbank’ın alacağı 1250 kişi için 300 bin kişi...
Kahramanmaraş’ta Orman Bölge Müdürlüğü’nün istihdam edeceği 28 kişilik yangın söndürme kontenjanına 5 bin 490 kişi...
Siverek’te geçici olarak istihdam edilecek 133 iş için 11 bin 427 kişi başvurmuştu...
Ve Erdoğan’ın 120 milyon dolara ABD Başkanı’nın uçağına benzer bir uçak satın aldığında AKP döneminde yüksek okul mezunları yangın söndürücülüğüne, orman bekçiliğine, belediye çöpçülüğüne kapak atabilmek için siyasetçilerin eşiğini aşındırıyor, yüz binlercesi de işten umudunu kesmiş, harçlık diye anne babasının başının etini yiyordu...
Yine Erdoğan’ın bin odalı köşkün yanında kendi ailesinin kalabilmesi için 250 odalı yeni bir köşk yapılacağının duyulduğunda, bizzat Çalışma Bakanı Faruk Çelik tarafından tam 15 milyon 519 bin kişinin AKP döneminde iş kazalarına kurban gittiği, bu rakama şimdiden 1.500’ü bulan 2014 yılına ait işçi ölümlerinin dahil olmadığı açıklanıyordu..
Bu kadar para ile kim bilir kaç bin “yaşam odası” yapılabilir, böylece kaç bin işçi ölümden kurtulur, kaç bin anne evlatsız, kaç bin gelin kocasız, kaç bin evlat babasız kalmazdı...
Ve biz bu yazıyı kaleme alırken sanal medyaya bir “son dakika” haberi düşüyor, o habere göre Türkiye’deki işsizlik sayısının iki haneli rakamı geçtiği bildiriliyordu...
Erdoğan “Türkiye’nin itibarı” diyerek devlet kesesinin dibine darı ekerken, okullarda 150 bin öğretmen açığı vardı ve tam 330 bin öğretmen adayı atama bekliyordu...
Neredeyse 10 milyon aile devletin “yardım paketleri” ile hayatını devam ettirebilmekteydi...
Ve böyle bir ortamda AKP’li yöneticilerin çocukları, kasalar dolusu paraları Euro’ları, ADB Dolarlarını saymak için para sayma makinelerine mecbur kalıyorlar, bazıları gün 24 saat çalıştığı halde “sıfırlama” işini tamamlayamıyor, “gemicikler”den Deniz Kuvvetleri gibi filolar kurabiliyordu...
Fakirle zengin arasındaki makas açıldıkça açılıyor, millî geliri 800 milyon dolar olan Türkiye’deki milyarder sayısı, AKP döneminde 60’a çıkıyor, milli geliri 4 trilyon olan Japonya’da bile Türkiye’dekinin dörtte biri kadar dolar milyarderi bulunmuyordu...
Sayın Erdoğan, “Bu köşk, bu uçak benim değil, milletin demirbaşı” demiyor mu, işte bu vicdanları kanatıyor.. Oysa o köşke, o uçağa, AKP’ye oy vermeyen ve AKP’yi desteklemeyen hiçbir gazeteci, hiçbir muhalif sokulmuyor, bindirilmiyor...
Böyle itibar mı olur?
Evet, devletin imkânları işte böyle hevesler için harcanırken...
Sınırlarımız delik deşik olmuştu..
Güneydoğu’da devletin yerini PKK almış, Türk Bayrakları indirilmiş, Atatürk büstleri devrilmiş, vergiyi PKK topluyor, PKK’nın hukuku Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin hukukunun yerine ikame ediliyor, PKK yöneticileri yine “son dakika” haberi olarak teröristlerine “Önümüzdeki yıl Öcalan aramızda olacak” müjdesi veriyordu...
Görünen o ki...
Gerçekten “son dakikalarını” yaşayan birileri var... Ya Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin “son dakikaları” ya PKK’nın “son dakikaları” ya AKP’nin “son dakikaları” ...
Ya da...
Cümbür cemaat “son dakikalar” dayız...
Allah(c.c.) akıbetimizi hayreylesin...