Bir raporla olayı örtbas edecekler...

15 Temmuz hain darbe girişimini yaşadığımız gece hala dün gibi!.. Yasal çalışma süresi, 3 ay olan Darbe Araştırma Komisyonu kısa bir süre sonra çalışmalarını bitirecek. Ve ortaya uzunca bir rapor çıkacak. İçi boş mu yoksa dolu mu olacak? Araştırma Komisyonu Raporu-önceki benzerlerinde olduğu gibi- kısa bir süre tartışıldıktan sonra Meclis'in tozlu raflarında unutulmaya mı bırakılacak? Onca yapılan tartışmanın, söylenen en ağır sözlerin, itirafların,ucundan azıcık da olsa ortaya çıkarılabilen belgelerin ardından dönüp; "dostlar alış veriş de görsün"mü diyeceğiz? En azından, herkes kendi payına bir samimiyet testinden geçirilmeyecek mi? Darbe komisyonu üyesi,CHP İzmir Milletvekili Aytun Çıray ile YENİÇAĞ'ın ses getiren söyleşisinin son satırları;

--Komisyon çalışmalarının yarısına geldiği süreçte, bir sayın AKP'li üye, komisyon raporunun yazımına geçtiklerini söyledi. Bu tip komisyon raporları çok tartışmalı olur. Sonunda yazılır. Komisyon çalışmasının ortasında bir AKP vekilinin çıkıp, "rapor yazımına başladık" demesini nasıl değerlendiriyorsunuz?...

Sayın Cumhurbaşkanı, Cumhurbaşkanı seçildikten sonra yemin ile aradaki süreçteki bir konuşmada 'artık devletin geleneklerini değiştireceğiz, Anayasayı değiştireceğiz' demişti. Gelenek lafı da vardı. AKP komisyon başkanlık divanının yaptığı bu iş hem Anayasaya aykırı, hem de devletin geleneklerine aykırı. Demokrasi gelenekler rejimidir aynı zamanda. Bütün bunları yok farz ederek ortaya bir rapor çıkarabilirsiniz. Bizim uzmanlarımızı o rapor yazımına almaya bilirsiniz. Cilt cilt kitaplar bastırabilirsiniz. Ama mızrak çuvala sığmayacak. Onların bir raporu varsa Allahın ve milletin de bir raporu olacak. Ve biz, bu Allahın ve milletin raporunu kapı kapı anlatacağız. Buyursunlar yazsınlar. Ama günü geldiği zaman tüm bu yaptıkları anayasa ihlallerinin de hesabını verecekler.

-- Gazeteci olarak, çalışmaların yarısı tamamlanmadan rapor yazımına başlandığını duyunca kafamda bazı soru işaretleri oluştu. Sizin olmadı mı?

Yangından mal kaçırmaya çalışıyorlar şu anda. Akılları sıra bir raporla olayları örtbas edecekler. Edemezler ki. Bakın ben defalarca söyledim yine söylüyorum. Nerede İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı? Niçin halen görevinin başında? Darbeden 3 gün önce gidiyorsun 3 gün sonra dönüyorsun. Uçak bulamadığını söylüyorsun. Damadın, FETÖ terör örgütünden tutuklanıyor. Damadının, belediye ile ticari ilişkileri olduğu söyleniyor. Bir kızın ile çocuğun da gitmiş, Pensilvanya'dan komşu ev almış. Şimdi böyle bir yapı. Eğer suçluysa ki, aksi ispat edilinceye kadar herkes masumdur. Fakat, suçluysa delilleri karartma makamında oturuyor. Niçin onu orada oturtuyorsun? Her gün beyanat veriyorsunuz; 'bana FETÖ'cü deyin anında götürelim' diye. Gariban vatandaşı, Bank Asya'ya 3 bin lira yatırdı ya da havale gönderdi diye tutukluyorsunuz 120 bin lira kredi alan adamı komisyona üye yapıyorsunuz. Bu, Allahın adaletine aykırı, Anayasa'ya aykırı, hukuka aykırı. Ne raporu yazsanız bu işin içinden çıkamazsınız. Bu kadar insan tutuklandı. Bürokrat tutuklandı, polis tutuklandı, asker tutuklandı. İyi de kardeşim hiç mi siyaset camiasında byLock kullanan yok? Hiç mi yok? Her yere yüzde 50, yüzde 60 yerleşmiş bu insanlar. Yerleştirenlerin içine hiç mi yerleşmemişler? Kim yerleştirmiş bunları? Kendi kendilerine mi gidip oturmuşlar oraya! Birileri yerleştirmiş. Kim onlar?

Aksi ispat edilinceye kadar, komisyonun sonuna kadar bu kanaatimi muhafaza etmek istiyorum;

Ben, sayın Cumhurbaşkan'ından başka AKP içerisinde FETÖ terör örgütü ile mücadele konusunda çok samimi bir insan görmüyorum. Başta hükümet olmak üzere. Dolayısıyla bu mücadele şu anda hızla başarısızlığa doğru gidiyor. Bu mücadelenin hızla başarısızlığa gitmesi yeni felaketlerin habercisidir bence. Uyarıyoruz. Biz muhalefet olarak uyarı görevi yapıyoruz.

Bu komisyonun sonunu nasıl görüyorsunuz?

Bu komisyonun sonunda, bu komisyon işlevini bitirdikten sonra derhal bir soruşturma komisyonu kurulmalı. Çünkü, araştırma komisyonunun yetkileri sınırlı. Şimdi biz diyoruz ki; onu çağırın, bunu çağırın ve gelmiyorlar. Bu şahısların gelmemesi esasen soruşturma komisyonu kurulmasının delilidir. İhtiyaç olduğunu gösteren bir olgudur. Sayın Genelkurmay Başkanı, Sayın MİT Müsteşarı, büyükşehir belediye başkanları ve bazı eski, yeni bakanlar eğer bu komisyona gelmiyorlarsa onları getirtecek komisyon kurmanız lazım. Ben Türk Milletine şunu soruyorum, bu sorunun cevabını hep birlikte vermeliyiz. Türk Milletinin bütününe karşı bir darbe yapılmak istendi ama yıkılacak olan kimdi? AKP iktidarı. Katledilecek olan kimdi? Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin Cumhurbaşkanı. Bunu birisi kapatmaya çalışsa sizin açmanız lazım. Size karşı yapıldığını iddia ettiğiniz bir darbeyi niçin kapatmaya, örtbas etmeye çalışıyorsunuz? Bunu nasıl anlatacaksınız Türk Milletine? Bu tarzınızla komplo teorilerini güçlendirmeyecek misiniz? Bu tarzınızla kuşkuları üzerinize çekmeyecek misiniz? Bu nasıl bir siyaset anlayışı! Türk Milletini bu kadar saf mı zannediyorsunuz! Siz aldanmış olabilirsiniz. Çok bilinen bir laf vardır. Bir kişiyi her zaman, bir gurubu çoğunlukla ama bir milleti sürekli aldatamazsınız. Bu iş gelir bir yerde biter ama zarar görürüz. Onun için söylüyorum.

---------

*Bu dizi röportajın ardından yazarın okurlarına sorusu;

Gün gelir, Cumhurbaşkanlığı görünümlü başkanlık sistemine geçilirse, "geçmişi kapatalım yeni bir sayfa açtık'ı", eskinin moda deyimi ile "dün dündür bugün bugündür"ü kabul mü edeceğiz? Gönül rahatlığıyla hiç bir şey olmamış gibi yapıp, derin uykuya devam mı edeceğiz? Hiç temenni etmem ama işte o gün; çapulcu başı Barzani ile sınır görüşmelerinin yapılacağı son noktada, sizlere bugünleri tekrar hatırlatırım.. Ama ne fayda!..

Yazarın Diğer Yazıları