Metrekareye 90 kilogram ya da 130 kilogram yağış düştü lafları mazeret olmaktan çıkarılmalı. Asırlardır aynı yerden akmaya alışmış dere yataklarına apartman dikmişsen felaket senin eserin. İstanbul'un yeraltı suları ne oldu? Su çimentolarıyla yolları tıkandı. Aynı yanlışlıkları başta Karadeniz olmak üzere her yerde görmekteyiz. Amaç sitelere yer açmak. Sahil yoluna evet. Çayların yönüne set çeken körlüklere hayır. İzmir'in efsane belediye başkanı Osman Kibar (namı diğer Asfalt Osman) "Burhan, bu millet alt yapıyı sevmez. Çünkü göze gözükmez" demişti. Nitekim tarihin en büyük kanal projesini tamamladıktan sonra ilk seçimi kaybetti. Hem de bir boksör eskisine. Her yağmur mevsiminde biriktirmeyip denize yolladıklarımız önüne çıkan her şeyi sürüklüyor. "Ahmak ıslatan"ları severim. Hatta ekranda "ahmak izleten"lere bile bayılırız. Ancak bu kadarı fazla.
...
Bir Sikorsky daha düştü. Televizyonlara çıkarılan uzmanlara baktıkça çıldırıyoruz. Hepsi aynı şeyi söylüyor; "Bu helikopterler her türlü hava şartlarında uçar". Yalan söylüyorlar. Sikorsky'ler çöl fırtınalarına karşı üretildi. Sonra "dört mevsim lastikleri" gibi kullanılmaya başlandı. Marmara'yı küçük görüp fırtınasına tutulunca şaşırmaya benzeyen bir durum. Tıpkı Doğu Karadeniz'in bitmek bilmeyen yağmurları gibi. Şimdi de bölgeyi beşbeter hale getirecek HES'ler devrede. "Ordu'nun Dereleri" türküsünün bestekârı bugünleri yüz yıl öncesinden görmüş gibi.
...
1960 ihtilalinden sonra dayım Giresun Vali ve Belediye Başkanlığına getirildi. Tabiî seçimle değil tayinle. Çünkü ilin Garnizon Komutanıydı. Bu görevi yaptığı yıllarda yanına sıkça gittik. Yolcu gemileriyle Karadeniz'in keyfi bir başka. Hele yeşille mavinin tonları bu kadar güzelse. Kumru ilçesini ve helikopter kazasıyla öne çıkan Alucra'yı çok sevmiştik. Yeri gelmişken saptama yapalım. Popçu Teoman bu şirin yerdendir. Tanıdığımız diğer ünlü Alucralı, Akşam Grubu'nun eski Yazıişleri Müdürü Mustafa Dolu'dur. Teoman fazla Batılılaşmışken, Mustafa köklerinin özelliğini aynen muhafaza etmekte. Dolu'nun en sevdiği şeylerden bir tanesi yağmur yağarken sırılsıklam olana kadar yürümek. Ona da selam ve sevgilerimi yolluyorum. Alucra insanının helikopter kazasında enkaza nasıl ulaştığını izlemişsinizdir. O zor şartlarda yaralıları ellerde taşıyarak hastaneye sevketmeleri vatan, millet ve insan sevgilerinin örneği. Hepsi için "güzel insanlar" yakıştırması hafif kalır. Yıllar yılı söylediğimiz bir tespiti tekrarlayacağız; "Karadeniz insanı Türkiye'nin çimentosudur".
Damla damla
Şu bayram günlerinde pek çok dostumu hatırlıyorum. Hakk'a yürümüş yakınlarım bunlardan. Şifa arayan sevdiklerim ise yüreğimi dağlamakta. Kim Milyoner Olmak İster'i izlerken Selçuk Yöntem'e -çok başarılı- baktıkça Kenan Işık'ı unutmak mümkün mü? Aynı grupta uzun dönem birlikte çalıştık. Kenan, Alem FM'in Genel Müdürü iken sıkça buluşuyor, konuşuyorduk. Uyarılarıma önem verirdi. Ancak iki kere sözümü dinlemedi sonra pişman oldu. İlki Hülya Avşar'la Yeşil Işık filminde rol almasıydı. Defalarca ikaz ettim; "Sakın haaa" diyerek. Avşar kızının huyunu suyunu geç anladı. Neticede gülerek ihaleyi bana yıktı; "Abi biraz daha ısrar etmeliydin". Diğer ikazımı neden sonra yerine getirdi. İlk şiir kasetini bana uzattığında inceleyip tek soru yönelttim; "Orson Welles'in ünlü dizeleri -Ben Genç Olmayı Biliyorum- nerede?" Üzüldüğünü görünce fazla uzatmadım. Kenan kardeşim ikinci CD'sinde bu eksikliği tamamladı ve bana ithaf etti. Arada onun sesinden bu müthiş yorumu dinliyorum, dualarımı eksik etmemeye özen göstererek.
***
ÖZEL NOT: "Bir Zamanlar Futbol" aSpor'un yüzakı. Kemal Belgin'i zevkle izliyorum. Arada Rusya-Türkiye maçının Simferopol'de oynandığını hatırlayamayınca sadistçe zevk alıyorum. Belgin, 3-1'lik Macaristan zaferini portatif tribünden izlediğini söyledi. Ben de bodrumdan, -duhuliye- seyretmiştim.
