Bir ittifak hikâyesi!
Bahçeli, AKP ile cumhur ittifakını 'ülkenin beka meselesi var, hiç bir talebimiz yok' ekseninde asimetrik görüşme şeklinde yürüttü. Bu Bahçeli'nin AKP iktidarına verdiği Türk siyasetinde eşi benzeri olmayan bir destekti.
İttifakın ardından yine Bahçeli'nin teklifiyle "erken seçim kararı" alındı. AKP bu ittifaktan %52 oyla Cumhurbaşkanlığını kazanarak ülkeyi tek başına yönetme imkânını almış oldu. MHP ise bu ittifaktan bir önceki seçimde %11.9 olan oy oranını %10'a düşürerek çıktı.
AKP'nin rüyasında dahi göremeyeceği Yeni Anayasa değişikliği ile yeni hükümet sistemini Bahçeli altın tepsi içinde AKP'ye sundu. Böylece Bahçeli, AKP'nin bütün gücü tek başına eline geçirmesini sağlamış oldu.
Yeni anayasa gereği Cumhur İttifakı'nın AKP kanadı Cumhurbaşkanlığı, Meclis Başkanlığı dahil bütün gücü ele geçirdi. Cumhur İttifakı'nın ortağı MHP'den başkan yardımcısı ya da bakan, müsteşar, rektör, genel müdür gibi görevlere hiç kimse getirilmedi.
Arapsaçına dönen ittifak tartışmaları
Bu defa MHP Genel Başkanı Bahçeli, "Cumhur İttifakı'nın yerel seçimlerde de devam etmesi" talebinde bulundu.
Genel Başkan Bahçeli, "MHP İstanbul'da bir aday çıkartarak kendi kendini kandırarak Türk siyasetinde varlığını devam ettiremez" şeklinde siyasette yeri olmayan bir açıklama yaptı.
Cumhur İttifakı'nın 3 büyük şehirde başarısız olması durumunda Cumhurbaşkanlığı Hükûmet Sistemi'nin tartışmaya açılacağını iddia etti.
Böylece Cumhur İttifakı'yla iktidarını mutlak hale getiren, her şeye hâkim olan AKP'nin duyması gereken telaşı Bahçeli duymuş oldu.
Ne olduysa da o andan sonra oldu.
AKP adına önce Ömer Çelik yerel seçimlerle ilgili muhtemel ittifak konusunda, "Ak Parti her yerde seçimlere girecektir. Ak Parti'nin bir yerde seçime girmemesi söz konusu değil" diye pozisyonlarını açıkladı.
Bu tavra MHP'den Semih Yalçın, "Ömer Çelik'in açıklamalarını dikkate alacak olursak yerel seçimlerle ilgili ittifak görüşmelerinin sağlıklı zeminde ilerlemeyeceği anlaşılmaktadır" diye karşılık verdi.
MHP'den Celal Adan ise "Adalet ve Kalkınma Partisi'nin sözcülerinin meseleyi kavrayarak, analiz ederek, açıklama yapmalarında fayda var" dedi.
Sonuçta AKP'nin Yerel Yönetimlerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Özhaseki ile MHP Genel Başkan Yardımcısı Sadir Durmaz bir araya gelerek ittifak konusunu görüştüler.
Her kafadan ayrı ses
Sadir Durmaz, "Cumhur İttifakı iradesinin yerel seçimlerde de aynı şekilde devam etmesi hususunda karşılıklı irade beyanında bulunduk" açıklamasını yaptı.
Aynı görüşmeye ilişkin AKP kanadından Numan Kurtulmuş ise "Her seçim bölgesinde en iyi adayımızı, partiyi en iyi şekilde taşıyabilecek adaylarımızı tespit etme sürecindeyiz" diyerek MHP'de soğuk duş etkisi yapan bir açıklamada bulundu.
Ardından da Özhaseki'yle Durmaz arasındaki görüşmeleri "iyi niyet görüşmesi" olarak niteler ve "Resmî olarak karar verilmiş bir görüşme değildir" der.
Buna karşılık MHP Genel Başkan Yardımcısı Durmaz ise Twitter'dan görüşmeye ilişkin yaptığı açıklamada "Görüşme, her iki partinin saygıdeğer genel başkanlarının bilgisi ve izni dahilinde gerçekleşmiştir. Dolayısıyla yerel yönetimlerden sorumlu iki genel başkan yardımcısının görüşmesi resmî niteliktedir" der.
Cumhur İttifakı'nın AKP kanadının MHP'yle görüşmelerinde ağırdan alıcı, tepeden bakıcı ve lütfedici bir tavır sergilediği anlaşılmaktadır. Bunun nedeni Sayın Bahçeli'nin tek yanlı olarak verdiği tavizlerle "ben sana mecburum" siyaseti izlemesidir.
Sonuçta yerel seçimlerde ittifak konusunun, nihayet iki partinin genel başkanlarının bir araya gelmeleri sonucu bir hâl yoluna bağlanacağı anlaşılmaktadır.
Çünkü her iki partinin de Cumhur İttifakı'na birbirlerinden daha çok ihtiyacı var.
Bütün bu görüşme, konuşma ve tartışmalar yerel seçimlerde ittifak sorununun ne denli ciddi, karmaşık ve kırılgan olduğunu göstermektedir.