Bir bunu mu uyduramadınız kılıfına!

Bu tıpkı, sabah akşam HDP ile PKK arasındaki bağdan söz edip de sonra aynı HDP'nin faaliyetlerine devam etmesine, TBMM'ye girmesine göz yummaya benziyor.

Bu yapı "siyasi parti" görünümlü bir "terör organizasyonu"ysa vurun kilidi kapısına. Elinizde bununla ilgili somut bilgi, belge, delil varsa -ki işin hepimizin gözünün önünde ceryan eden kısmı bile olmasını gerektirir- kim, hangi gerekçeyle itiraz edebilir buna?

***

Dileyen, istediği yaftayı vurabilir, ben böyle bakıyorum "kayyum" atamalarına da;

PKK, bir terör örgütüdür.

Doğu ve Güneydoğu'da dünden bugüne seçilmiş HADEP'li, DEHAP'lı, BDP'li, DTP'li, HDP'li belediye başkalarının çoğu, kah teröristleri maaşa bağlayarak, kah terör örgütüne lojistik destek sağlayarak, kah teröristler adına heykeller dikerek, kah adlarını sokaklara-caddelere vererek, kah cenazelerini sahiplenerek PKK'ya hizmet etmişlerdir.

Aynı şekilde terör örgütü propagandası yaparak, terör suçlarını ve suçulularını överek, terör örgütünün kamplarına katılarak, ayaklanma provalarını destekleyerek ve daha envai şekilde sayısız kere, sayısız suça karışmışlardır.

Ve evet, "devlet" ülkenin bir bölümünün idaresini göz göre göre PKK'nın sevk ve idaresine bırakacak değildir; bırakamaz ve bırakmamalıdır da…

Ama…

Bölgeyi PKK'nın sevk ve idaresine hiç sokmadan bunun önlemini almak mümkün değil midir acaba?

***

Görevden uzaklaştırılan Diyarbakır Belediye Başkanı Adnan Selçuk Mızraklı, "PKK'nın siyasi kanadı" varsayılan HDP'nin milletvekiliydi… İki dönem, yine KCK iddianamesine göre PKK'yla doğrudan ilişkili olan Demokratik Toplum Kongresi divan üyeliği, bir dönem de meclis üyeliği yaptı. Çözüm Süreci'nde biz milliyetçilerin "PKK üniversitesi" olacağını düşündüğü ama Resmi Gazete'de kuruluşu tescil edilen, kurucuları arasında Şivan Perver'in de yer alacağı söylenen Amed Üniversitesi'nin arkasındaki Mezopotamya Vakfı'nın kurucu Yönetim Kurulu Başkanı'ydı.

Hakkındaki "Silahlı Terör Örgütü Kurma ve Yönetme" suçlaması 2018 tarihli… "Terör örgütü propagandası, suçu ve suçluyu övmek" suçlaması 2018 tarihli… 2019 tarihli soruşturmalara konu suçlar da bunların tekrarı…

HDP'li Van Büyükşehir Belediye Başkanı Bedia Özgökçe Ertan, daha önce HDP milletvekiliydi.

Hakkındaki "Terör Örgütü Propagandası Yapmak, Silahlı Terör Örgütüne Üye olmak" suçlamaları 2016 tarihli… "Terör Örgütü Propagandası Yapmak, Türkiye Cumhuriyeti Devletini ve Organlarını aşağılamak" suçlaması 2016 tarihli… 2019 tarihli soruşturmalara konu suçlar da bunların tekrarı.

Mardin Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Türk… HEP'i kuran kadroda yer aldı…DTP'yi kuran kadroda yer aldı ve Genel Başkanlığını yaptı…Milletvekilliği yaptı… Belediye Başkanlığı yaptı… Abdullah Öcalan'la defalarca görüştü…

Hakkındaki "Terör Örgütü Propagandası Yapmak" ve "Silahlı Terör Örgütüne Üye Olmak" suçlamaları 2016 tarihli…

Demem o ki, bu kişilerin PKK'yla iddia olunan "ilgisi" yeni keşfedilmedi; "haklarındaki adli/idari soruşturma/kovuşturmaların selameti için" Belediye Başkanlığı koltuğunda oturmamaları gerekiyor idi ise, bu soruşturma ve kovuşturmalara rağmen aday olmalarına neden izin verildi?

YSK, "şeklen inceleme" yaptığı için mi?

Hani şu "Hiçbir şey olmasa bile kesinlikle bir şey oldu"ya dayanarak İstanbul seçimini iptal eden YSK!

Yapmayın Allah aşkına!

"PKK'ya tabi" olduğundan emin olduğu -eminse sahiden- kişilerin adaylığını geçersiz kılmaktan aciz olabilir mi bir devlet?

Her bir şeyi kılıfına uydurmayı beceriyor da mevzu bahis "vatan" olunca mı eli kolu bağlanıyor yani yazılı metinler karşısında!

Yanlış anlaşılmasın "hukuksuzluğu" savunmuyorum, hukukun bir tek bu milletin aleyhine olan hallerde hatırlanmasına itiraz ediyorum; çok mu zordu yani sil baştan oluşturmak seçim hukukunu?

SORU-YORUM

HDP'li belediye başkanlarının, "son 5 ayda da" daha önce olduğu gibi kamu imkan ve kaynaklarını PKK'nın hizmetine sunduğu anlaşıldıysa, o zaman nasıl oluyor da bu belediye başkanları hakkında gözaltı kararı bile çıkmıyor acaba; bir tutarsızlık yok mu ortada?

Bunlara kaldıysa…

Son dönemde Netflix'ten bile çok izlediğim, aşk-aksiyon-macera-polisiye, korku-gerilim-komedi; ne ararsam anında karşımda bulabildiğim çok sevgili yandaş haber kanalımda iktidarın "kayyum" operasyonunu alkışlayan iki isimden birisi, gazetecileri Fetullah Gülen'e götüren organizasyonlarıyla ünlü, diğeri de 13 yıl cezaevinde yatmış, bir PKK hükümlüsü!

Bu tablo bile insanın saçını başını yolması için yeterli değil mi!

Yazarın Diğer Yazıları