Bir bankacının feryadı (05 Kasım 2012)
Bankacıların artık dayanacak ne gücü ne de tahammülü kaldı. Her gün bana ulaşan yüzlerce elektronik postadan sadece bir tanesini virgülüne bile dokunmadan aynen yayınlıyorum.
Bu bankacının feryadını BDDK ve Çalışma Bakanlığı yetkililerinin vicdanına sunuyorum:
“Büyük özel bankalardan birisinde çalışıyorum.6.yılım bitmek üzere 30 yaşında iki yıllık evli bir kadınım. Çocuk yapmaya fırsatım ve zamanım olmadıgı için henüz çocugumuz yok. Karakter ve görüntü itibariyle,enerjik ,neşeli,eglenceli,güler yüzlü ve son derece pozitif bir insandım yani gençtim! Bankaya ilk basladıgımda görevim gişe asistanlığıydı.
Gün içerisinde hem müşterinin nakit işlemlerini sorunsuz ve hızlı gercekleştirerek akşam kasanızı sorunsuz kapatacaksınız hem de günlük satış hedefleriniz olan 7-8 kalemden oluşan ürünlerin pazarlamasını yapacaksınız. Bunu da müşterinin işlemini tamamladıktan sonra satış için ayrı bir vakit ayırarak değil,nakit işlemini yaparken gerçekleştireceksin ki vakit kaybı olmasın bir taraftan parasını yatırcak ya da ödeyeceksin bir taraftanda müşteriye kredi kartı ya da sigorta satacaksın. Artık o müşterinin hangi ürünü yoksa onu anlatmaya çalışacaksın varsa da ikinci ürünü satmaya çalışacaksın.Tüm bunları maksimum 2 dk içerisinde yapman gerekir çünkü günde 150-180 arası fiş keseceksin yani okadar müşterinin nakit işlemini yapacaksın. Öğle saatinde çalıştıgım banka acık oldugu için yarım saat içerisinde yemegini yiyip geri döneceksin eğer şube çok yoğunsa 10-15 dk içinde bişeyler atıştırıp işine devam edeceksin.
Senin alt katta bu tempoyla çalıştıgını,üst kattan kameradan izleyip gördüğü halde,gün içinde seni yanına çagırıp her türlü bir bahane bulup gün içinde seni demoralize eden aşşağlayan bir yöneticin varsa gel de tuttur o kasayı akşam tutturabilirsen!Artık 50-100-belki 1000 TL artık nekadar eksikse kasan okadar ödemek zorundasın.
Kendim gibi bankacı olan eşimle geçinebilmek için krediler kullanmak zorunda kaldık,bir süre sonra kredileri ödeyemez hale geldik ve tekrar kredi vadelerini uzatarak kendimizi yapılandırdık.bunu mütemadiyen altı ayda bir yaptık ve suanda sadece kredi ödemelerimiz maaşımızın yaklaşık %70 ini buluyor.
Tabii bu giderlerin yanında bir de bankada calıştıgınız için güzel giyinmek zorundasınız,değişik giyinmek zorundasınız,müşteriye hitap edecek sekilde bakımlı olmalısınız ki normal şartlarda aldıgınız para ancak buna yeterken bir de müşteri ziyaretleri kurum ziyaretleri yapar ve bunları da kendi aracınızla yapar benzin parasını kendiniz karsılarsınız,müşteri ziyaretleri yapmak görev tanımlarınız arasında vardır çünkü ne şekilde yaparsanız yaparsınız orası kurumu ilgilendirmez Her gün 200 müşterinin işlemini gercekleştirip,80 telefona cevap verip müşteri ziyaretleriini yerine getirirsin insanlık dışı bir performans sergileyerek.
Günde minimum 5 kredi,5-10 kredi kartı,sigorta,bireysel emeklilik,otomatik ödeme,oto kredisi,internet,vadeli hesap vb ürün satış hedeflerin vardır tabii bir de ayrıca hacimsel hedefler.Her gün akşam bölgeye rapor edersin sattıgın ürünleri,gün içinde kaç müşterinin sorununu giderdiğin,kaç müşteri ile sorun yaşadıgın,kaç müşteriyi ikna etmek için yanına gittigin,hasta oldugun, moralinin bozuk oldugu,eşinin yada cocugunun hasta olduğu veya bir yakınını kaybettiğin onları ilgilendirmez!
Eğer o gün az satış yaptıysan mail yada telefonla dönüş alırsın! Sadece bu kadar mı? Bu kabul edilemez! ” Yarın iki katını yapacaksın ...’şeklinde akşam fırçasını yedikten sonra cıkamazsın çünkü işlemlerin bitmemiştir içerdeki müşteri bitsede.
Hedef baskısı,psikolojik satış baskısı,üç personelin yapacagı işi tek başına yapman,akşam gec saatlere kadar calışman,hafta sonları çalışman artık bir süre sonra geceleri seni uyutmaz,saat iki,üçlere kadar döner durursun! Şu hedef nasıl tutacak bu hedef tutacak mı,o müşterinin işi olacak mı,borçlarım bitecek mi diye düşünürken bir de bakarsın ki artık uyuyamıyor ve uyanamıyor hale gelirsin,böyle bir halde uyuyup uyandıgında da numaratöre basıp ilk karşına gelen müşteriye güler yüzlü olmak zorundasındır,gülümsemeye çalışırsın ama bir süre sonra artık yapamazsın.
İlk mesleğe başladığımda neşeli,güler yüzlü,eglenceli,pozitif bir insanken artık agresif,tahammülsüz,hiç bir şeyden zevk almayan,psikolojisi bozuk bir insan haline geldim. Akşamları geç saatlere kadar calışıyor olmama rağmen fazla mesai ücretlerimi alamıyorum. Eve gec gidiyorum ve yemek yapamıyorum,ne bulursak yiyoruz sonra da kendimizi kanepeye zor atıyoruz, kaldı ki çocuk yapıp ona nasıl bakacağım. Önümüzdeki haftadan itibaren psikatristten destek almaya başlayacagım. Bu arada sunu da belirtmek istiyorumki,bankalar artık denetleniyor gibi bir izlenim yaratıldı bu dönemde. Çalışma müfettişleri geldi ve şartlarımızı rapor etti,ardından denetleme yapılan şubelere 7 şer bin TL ceza kesildi ve konu kapandı.Aynı şekilde çalışma temposuna bizler aynı şartlarda devam ediyoruz.
İtiraz edemiyoruz çünkü işe ihtyacımız var! Kim görecek halimizi? Hangi hükümet,hangi devlet,hangi devlet birimi el atacak bu konuya layıkıyla?
Özür: Dünkü sayımızda Kamuran Özgen’in yazısı sehven Remzi Özdemir klişesi altında çıkmıştır. Okuyucularımızdan ve yazarlarımızdan özür dileriz.