Belediyeler deve mi kuş mu?

Sezai Keskin, meslek odaları ile ilgili bir e-mail göndermiş. Bu e-maildeki ’deve mi, kuş mu’ hikayesi içinde, ben belediyeleri de görüyorum.
Deve kuşuna sormuşlar, deve misin, kuş musun? O da, “deveyim” demiş. O halde “koş” demişler; “Ben kuşum, koşamam...” demiş.
“Madem kuşsun, o halde uç” demişler; bu sefer de “Ben deveyim, uçamam” demiş.
AKP iktidarı her sene bir yasayla belediyelerin yaptığı hizmetleri, organizasyon şeklini değiştiriyor. Belediyeler şaşırdı. Şimdi deve mi, yoksa kuş mu olduklarını kendileri de bilmiyor.
Tanık olduğum iki olayı anlatmak istiyorum... Ömerli, İstanbul’un akciğerlerinden biridir. Son mahalli idare seçimlerinden önce belde belediyesi olduğu için kaldırıldı, Çekmeköy Belediyesi’ne bağlandı. Çekmeköy’le Ömerli arasında 22 kilometre mesafe var. Uzaktan kumanda ile belediye hizmetleri istense de yapılamıyor.
Bir başka örnek; çıkarılan son yasa ile Muğla büyükşehir oldu ve Göcek Belediyesi de kaldırılıyor. Oysa ki Göcek Akdeniz yat turizminde önemli bir merkezdir. Bırakın döviz gelirini, gelenler kendi ülkelerinde ve dünyada, kamuoyunun etkileyecek güçte olduklarından, Türkiye için iyi bir lobi hizmeti oluyordu.
Aslında belediyelerin kamuoyunu rahatsız eden yanlışları yerinde duruyor...
1) İmar Kanunu’nun 18. maddesi belediyelere, arsa üretme ve imar planları konusunda padişah yetkisi veriyor.
Belediyeler 18. madde uygulaması ile vatandaşın arsasına adeta el koyuyorlar. İstediklerini abat, istediklerini berbat ediyorlar. Örneğin; sizin deniz kenarında kıymetli bir arsanız var. Belediyeler isterse bu arsayı ikiye böler. Bir kısım için size beş para etmez dağ başında bir arsa verir. Veya diyelim ki bir turizm tesisiniz var. Bu tesisin arsasının bir kısmını alıp komşunuza verebiliyor.
2) Yine “yeşil alan” meselesi de çok sık şikayet edilen bir konudur.. Belediye Başkanları, meclisi de ikna ederek, bazı arsaları imar planında yeşil alan ilan ediyorlar. Değersizleşen bu arsaları yakınlarına ve yandaşlarına yok pahasına satın aldırıyorlar.. Bir zaman sonra arsaya imar veriyorlar. Sonuçta ortaya spekülatif kârlar çıkıyor.
3) Şikayet edilen bir başka konu da belediyelerin kurdukları özel şirketler, Belediye İktisadi Teşebbüsleri (BİT)lerdir. BİT’ler belediyelere bağlı huzurevi, mezbaha gibi idareler ile yasalarla kurulan su ve elektrik idareleri dışında, Ticaret Hukuku esaslarına göre kurulan şirketlerdir.
BİT’lerle ilgili şikayetler ve sorunlar ise şöyledir:
* BİT’lerin kamusal denetimi yetersizdir ve istismara açıktır. Bu anlamda bu şirketler daha fazla yolsuzluğa açıktır.
* BİT’ler oy istismarı için kullanılmaktadır.. Örneğin seçimden birkaç ay önce ufak bir belediye, kurduğu BİT’e 200 işçi almakta ve seçimden sonra bu sayı 20’ye düşebilmektedir.
* BİT’ler siyasi arpalık olarak kullanılmaktadır.. Birçok Belediye Başkanı Meclis üyelerini kendi yanında tutmak için, onlara BİT’lerde idare meclisi üyeliği vermektedir. Aynı paralelde çoğu BİT, eş dost gibilerine yemlik olarak kullanılmaktadır. Özetle BİT’ler, adam kayırma ve rüşvet için açık kapı oluşturmaktadırlar.
* BİT’lerin gerek kuruluşunda ve gerekse işleyişinde, siyasi ve çıkar beklentiler ön planda olduğu için, fizibil olup olmadıklarına bakılmıyor.. Bu nedenle verimsiz çalışıyorlar. Sonuçta hem ekonomide ortalama verimliliğin düşmesine neden oluyorlar hem de topluma zararlı oluyorlar.

Yazarın Diğer Yazıları