Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Armağan KULOĞLU
Armağan KULOĞLU

Bedelli resmen gündemde

Askerlik yapmamayı takıntı haline getirenler çeşitli araçları kullanarak bu konuyu sürekli kamuoyu gündemine taşımışlar, bu konuda platformlar oluşturmuşlar, internet siteleri kurmuşlardır. Yılmadan, usanmadan mücadele etmişler ve siyasiler üzerinde baskı oluşturmuşlardır. Askerlik çağı gelip de geçmiş çok sayıda yükümlü, yakınlarıyla birlikte sayılarının milyona vardığını dile getirmişler ve siyasiler için potansiyel oy olabileceklerini göstermeye çalışmışlardır. İktidar da mevcut ortamın uygun hale geldiği kanaatiyle konuyu resmen gündeme getirmiştir.
Bedelli askerlik, muhalefet kanadında da fazla tepkiyle karşılanmamış, hatta çeşitli şekillerde desteklenmiş, alternatif çözümler de önerilmiştir. Ancak özellikle TSK, vatan görevinde anayasal eşitlik, ordu-millet bütünlüğündeki manevi değerler, terörle mücadelede bulunulan ortam ve teknik olarak personel ihtiyacı konularını dikkate alarak bu konuya olumlu yaklaşmamıştır. Tehdit algılamasının sürekli gündemde olduğu ve terörle mücadelenin devam ettiği bir ortamda bedelli askerlik konusunun uygun bir yaklaşım olmadığı düşünülmektedir. Ayrıca 2016 yılına kadar kaynaktaki erkek doğum miktarının, TSK’nın personel ihtiyacının çok altında olduğu da bilinmektedir. Bedelli askerlik için ihtiyaç fazlası mükellef bulunmamaktadır.

***


Uzun bir süredir konuşulan, ancak iktidar tarafından bugüne kadar resmen gündeme getirilmeyen bedelli askerliğin; bu konudaki baskılardan kurtulmak ve sıkıntıyı gidermek veya gelir elde etmek veya siyasi rant sağlamak yahut siyasilerin yakınlarına imkan yaratmak maksatlarından biri ya da birkaçını sağlamak üzere gündeme getirildiği değerlendirilmektedir. Bu duruma, yeni komuta kademesinin oluşumundaki siyasi etkinin de katkı sağladığı düşünülebilir.
Askerlik hizmeti, toplumumuzun çok büyük bir bölümü için kutsal görevdir. Dünyanın hiçbir ülkesinde insanlar askere giderken bu kadar coşkulu olmaz, döndükten sonra da bu kadar itibar görmez. Bu Türk Milleti’ne özgü bir haslettir. Türk Ordusu da Türk Milleti’nin gözünde kutsaldır ve ordu arkasında daima milletinin desteğini hisseder. Ancak son yıllarda TSK’yı milletin gözünden düşürmeye, arkasındaki desteği çekmeye ve halkı ondan soğutmaya yönelik bir karalama kampanyasının gerçekleştirildiğine şahit olunmuştur. Bedelli askerliğin, sürdürülen bu kampanyanın etkisinin görüldüğü bir zamanda gündeme getirilmesi de dikkat çekicidir.

***


Vatan görevinin askerlik hizmeti olarak, zengin fakir gözetmeksizin eşit veya makul şartlar altında yerine getirilmesi, hem anayasanın eşitlik ilkesine, hem de kamuoyu vicdanına uygun bir yöntemdir. Bu ülkenin vatandaşları, kanunlar ve fırsatlar karşısında eşittir. Nimetlerinden nasıl birlikte yararlanıyorsa yaşamda da, mücadelede de, ölümde de beraber olmalıdır. Parası olanların askerlik yapmaması, mevcut sistem üzerinde sıkıntı yaratacak, bu hizmeti yerine getirmekte olanların psikolojik tepkisine yol açacak, görev motivasyonu bozacak ve olumsuzluklar yaratacaktır. Oğlunu veya yakınını askere gönderenlerin vicdanını yaralayacaktır. Askerlik hizmetini eksiksiz yerine getirmiş olanların duydukları hazzı zayıflatacak ve burukluk yaşamalarına sebep olacaktır. Şehit ve gazi yakınlarının tepkilerine yol açacak, acılarını arttıracaktır. Özellikle şehit ve gazilerin bu konuya olan tepkilerini azaltmak veya tamamen kaldırmak için, bedelliden elde edilecek gelirden “sus payı” anlamında onlara pay verileceği söylentileri ise çok daha acıdır.

***


Bütün bu olumsuzluklar ülkenin güvenliğini etkileyecek hususlardır. Bedelli askerliğin esaslarının kamuoyunun hassasiyetlerini giderecek şekilde düzenlenmeye çalışıldığı söylense de bu uygulamanın, bir kısım vatandaşı sevindirirken daha büyük bir kitleyi gücendireceği değerlendirilmektedir. Ancak konu resmen gündeme gelmiş ve dönüşü olmayan bir sürece girmiştir. Bundan sonra yapılacak iş, konuyu en az zararla çözüme kavuşturmanın yollarını aramak olacaktır. Şimdi konuşulan ve üzerinde çalışılan konu, yaş sınırı, eğitim süresi ve bedel konuları ile elde edilecek gelirin nasıl kullanılacağıdır.
Yaş sınırının tepkileri nispeten hafifletmek için başlangıçta yüksek tutulacağı, ancak bedelli askerlik uygulamasının bir defaya mahsusu değil sürekli olacağı, zaman içinde yaş sınırının “hazmettire hazmettire!” aşağıya çekileceği düşünülmektedir. Askerlik yapmak istemeyen kişilerin de, bu yaş limitinin içine girmek için çeşitli yollara başvurarak askerliğini geciktireceği, bu durumun zaman içinde kaçak miktarının artmasına sebep olacağı ve askerlik sisteminin bu uygulamadan olumsuz etkileneceği değerlendirilmektedir. Dileğim, bu sürecin hasarsız olmasıdır.

Yazarın Diğer Yazıları