Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Sadi SOMUNCUOĞLU
Sadi SOMUNCUOĞLU

BDP-PKK kimin ikizi, kimin rakibi?

Bir tartışmadır gidiyor. Son günlerde iktidar sözcüleri, muhalefetin ve “Ergenekoncuların” BDP ile işbirliği halinde olduğunu sık sık söylüyor. Bazen de öfkelenip “ruh ikizi” diyebiliyor. Muhalefet de, “AKP ile PKK tek yumurta ikizi gibi” cevabını veriyor.
Aslında Türkiye’de olup bitenleri takip edenler, kim kimin ikizi bunu çok iyi biliyor. Ama bir de ortadakiler, takım tutar gibi şartlanmış olanlar var. Belki onlara yardımcı olabiliriz diye, konunun üzerinde duralım istedik.
Demokratik rejimde bütün partiler birbirinin rakibidir. Ticarette olduğu gibi, siyasette de rekabet esastır. Böylece daha iyinin ortaya çıkacağı kabul edilir. Buraya kadar, her şey normaldir.
Genel durum böyle de, bir de özel durum vardır. O da, ideolojiniz aynı ise sadece rakip olmakla kalmazsınız, “ruh ikizi” veya “tek yumurta ikizi” de olabilirsiniz. Hemen kaydedelim, ikiz olmak, her zaman kötü bir şey de değildir. Kültürümüzde bir durumu tespit için kullanılır. Özünde “mahiyet” birliği vardır. İki ayrı şey, ama o kadar birbirine benzer ki, sanki bir şey gibidir.
Konuya dönersek, muhalefet partileri ve “Ergenekoncular”ın dünya görüşünün, BDP, PKK ve her çeşit diğer bölücülerle hiçbir benzerliği yoktur. Tam tersine; herkesi kucaklayan bir kültür ve medeniyet olgusu olan Türk Milleti, vatanı ve bağımsız devletinin bütünlüğünü, kısaca milli kimliği savunurlar. Hem de canla başla.
Bu açık ve kesin olan gerçeğe rağmen bunlar, nasıl oluyor da Türk kimliğini ve vatanını parçalamak isteyenlerle, “ruh ikizi” olabiliyorlar? En küçük vicdani ve akli bir dayanağı var mı? Elbette yoktur. Ama belki de “suçüstü hali”nin gereği olabilir
İktidar partisi, daha doğrusu yetkilileri ile BDP benzerliğine gelince, ideolojilerinin şaşılacak kadar yakın olduğunu söyleyebiliriz. Bunun örneklerini verelim.
Adına “Kürt açılımı” denilen, ama içeriğine göre “PKK açılımı” olan ve 2002’de başlatılan sürece bakalım.
Türk Milletini etnik temelde ayrıştırarak siyasallaştırıp devletin hukukuna sokarak, yeni bir rejim kurulması amacıyla ve uluslar arası hukukta milletin kendisi sayıldığından, etnik kesimlerle ilgili hiçbir düzenleme olmadığı halde;
* TRT-6’da 24 saat Kurmançça yayın ve devlet kurumu sayılan partilerin etnik dillerde propaganda yapması, etnik dilin devlet okullarında seçmeli ders olması, okullarda etnik temelde tarih eğitimi yapılması, üniversitelerde dil, kültür ve edebiyat bölümlerinin açılması, bölgede etnik dil kursları açılması,
* Asırlar ötesinden gelen yer isimlerinin etnik dile göre değiştirilmesi,
* Terörün yoğun olduğu yerlerde yol arama ve kontrollerinin kaldırılması,
* Güvenlik güçlerinin yetkilerinin kısılması,
* Birer komu kuruluşu olduğu, bölücü terörün karargahı gibi çalıştığı halde belediyelerin yetkilerinin güçlendirilmesi,
* Teröristbaşının hücresinden örgütü yönetmesi ve açıktan devletle pazarlık yapması,
* Bölücü teröristlere çeşitli şekillerde af çıkarılması,
* 19 yaş altındaki militanların, şehirleri yakıp yıkıp, güvenlik güçlerine Molotoflu saldırılar yaparak kalkışma provalarını sürdürmesine rağmen, cezalarının indirilmesi, suçlarının terör kapsamından çıkarılması,
* TCK 216’ncı, “Halkın sosyal sınıf, ırk, din, bölge gibi farklılıkları” kin ve düşmanlığı doğuracak şekilde tahrik edilmesini suç sayan maddesinin kaldırılması,
* TMK’nın bölücülük propagandasını yasaklayan 8.md.sinin iptali, terör örgütünü övmeyi yasaklayan 7. md.sinin uygulamaz hale getirilmesi,
* Etnik temelde dernekler kurulması,
* MGK’nın ve Genel Sekreterliğin işlevsiz hale getirilmesi, Psikolojik Mücadele Dairesi’nin kaldırılıp, ülkenin savunmasız bırakılması,
* Bin yıldır tek egemen olan Türk Milletinin kimliği yerine vatandaşlık kimliğinin getirilmesi suretiyle, iki uluslu egemenliğin önünün açılması, gibi örneklerin hepsi de BDP ve PKK’nın isteklerinden oluşmaktadır.
Daha önemlisi; PKK’nın yan kuruluşu gibi çalışan İnsan Hakları Derneği’nin 1998’de yayımladığı 320 sayfalık “Kopenhag Kriterleri ve Türkiye (Mevzuat Taraması)” kitabıdır. AKP, 2002’den bu yana “açılım” adına ne yapmışsa, tamamı bu kitapta vardır.
BDP-PKK ikilisinin AKP ile çatışması, genelde inisiyatif kimde olacak, bölge oylarını kim alacaktan; özelde katil Apo’nun serbest bırakılmamasından kaynaklanıyor.

Yazarın Diğer Yazıları