BDDK ve bankalar
Banka genel müdür ve CEO'ları sık sık açıklama yapıyor; "Alınan tedbirler bizi zorda bıraktı. Bu iş böyle gitmez!"
Vatandaş daha bu açıklamaları okurken hemen bankaların bilançoları açıklandı.
Türkiye Bankalar Birliği'nin (TBB) açıkladığı verilere göre BIST'de işlem gören mevduat bankalarının toplam aktifleri, Haziran 2015 itibariyle bir yıl önceye göre yüzde 21 artarak, 1.472 milyar TL'ye yükseldi. 2015 yılının ilk yarısında likit aktifler bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 22 büyüdü. Bankalar adeta düşman çatlatırcasına kâr rakamlarını bir bir borsaya bildirdiler.
İyi de bu işte bir gariplik yok mu?
Bir taraftan krizi bahane edip her gün onlarca personelini kapının önünü koyan, yine alınan ekonomik tedbirlerden dolayı kâr etmemekle yakınan ve en önemlisi BDDK'nın denetimlerinden zarar gördüklerini öne süren bankaların kârı azalmamış tam tersi artmıştı.
O halde banka yöneticileri neden ağlıyor?
Daha fazlasını almak ve daha fazlasını kazanmak için.
Çünkü bankalar son 10 yılda meydanı boş buldu ve koskoca ülkeyi adeta borç batağına çevirdi. Bunu yaparken de keyfi ücretler uygulayarak faiz dışı gelirinin kat kat artmasına neden oldu. Öyle ki bankalar, şubelere BHG adı verilen hedefler vermeye başladı. Vatandaşın hesabında BHG olarak görünen kelimenin anlamı Bankacılık Hizmet Geliri. Bir banka şubesi aylık kâr hedefi kadar BHG de yapmak zorundaydı.
Sonunda bu konu basına yansıyınca BDDK bunu yasakladı. Bununla birlikte bir çok şeyi yasakladı. Artan ekonomik risk nedeniyle taksit sınırlaması getirdi.
Bankaların ağlama sızlama nedeni işte bu. Eski günlere dönmek istiyorlar. BDDK denetiminden uzak, istediği hesaptan istediği ücreti alan, her şeyin mübah olduğu bir piyasa istiyor.
BDDK'nın yeni başkanı, bankaların bu talebini incelediklerini söyledi. Size buradan müjdeyi(!) vereyim. BDDK bugün ya da yarın bankaların istediğini verecektir. Çünkü bankalar koskoca Türkiye Cumhuriyeti'ni tehdit ediyor. Biz batarsak Türkiye batar diyor.
BDDK'nın bu kararı vermeden önce vicdanının sesini dinlemesini bir vatandaş olarak talep ediyorum.
Yıldız müdür
Bankacılık sektöründe yıldız müşteriyi duyduk ama yıldız müdürü duymamıştık.
Bundan 6 ay önce yabancı sermayeli bir bankanın İstanbul Bakırköy'deki şubesinde yasak olmasına rağmen keyfi ücret alındığı gazetelerde belgesiyle çıkmıştı. Günlerce buradan BDDK yetkililerine sordum bu banka hakkında nasıl bir işlem yapıldığını.
Sonunda BDDK ortada bir usulsüzlük olmadığını bildirdi bana.
Söz konusu ücret, 1 yıl önce müşteriye kredi vermek için yapılan istihbarattan dolayı alınmış, bankanın şubesi müşterisini aramış ve müşteri de şikayetçi değilim demiş.
Helal olsun sana BDDK. Helal olsun bu kararı yüce Türk Milleti adına veren denetçi.
Ancak, buradan bir kez daha şu soruları sormak istiyorum, BDDK'nın vicdan sahibi yöneticilerine:
Söz konusu ücret yasak olmasına rağmen, 27 Şubat'ta yani ayın son günü alınmıştır. Banka savunmasından bir yıl önceki kredi istihbaratından bahsetmiş. Bireysel, yani ticari olmayan bir hesapta istihbarat ücreti nasıl izah edilir. En önemlisi neden 1 yıl sonra tahsil edildi? Bu kredi istihbaratının belgeleri görüldü mü?
Bu şubenin her ayın son işlem günü işlemleri incelenmiş midir? Çok değil, 100 rastgele hesaba bakıldı mı? Özellikle hesaplardan kesilen HYÜ açıklamalı masraflar incelenmiş midir? Bankanın iç kontrol bölümünün şube ile yazışmaları incelendi mi?
BDDK denetçileri söz konusu yabancı bankanın şubesinde Ekim 2014-Mart 2015 tarihleri arasındaki işlemlerden alınan ücretleri inceledi mi, yoksa bu bankanın iç kontrol bölümünden, yani bir ÜSTAD'dan alınan bilgilerle yetinildi mi?
Bu sorulara BDDK'nın yanıt vermesi halinde sizinle paylaşacağım. Vermez ise de artık o banka tarafından mağdur edilen vatandaşlar ahrette bu yöneticiler hakkında şikayetçi olsun. Çünkü yapabileceğimiz başka bir şey yok!