Başkumandan Atatürk'ün büyük zaferi
Değerli okuyucularım 30 Ağustos Zafer Bayramı'nızı kutluyorum. Başkumandan Atatürk ve silah arkadaşlarını, kahraman şehit ve gazilerimizi en sıcak Fatihaların minnetiyle yad ediyorum. Onların sayesinde idrak ettiğimiz, icabını huzurla yerine getirdiğimiz Kurban Bayramınızı da tebrik ediyorum. Büyük milletimizin tarihinde Ağustos ayı parlak zaferlerin ışıklarıyla doludur. Millî tarihimizin zaferler ayı olan bu ayda; milletimiz büyük askeri başarılar kazanmış, zaferlere imza atmıştır.
İşte bunlardan bazıları;
* 26 Ağustos 1071 Malazgirt Zaferi
* 11 Ağustos 1473 Otlukbeli Zaferi
* 23 Ağustos 1514 Çaldıran Zaferi
* 24 Ağustos 1516 Mercidabık Zaferi
* 29 Ağustos 1521 Belgrad'ın Fethi
* 29 Ağustos 1526 Mohaç Zaferi
* 1 Ağustos 1571 Kıbrıs'ın Fethi
* 5 Ağustos 1919 Erzurum Kongresi
* 23 Ağustos 1921 Sakarya Meydan Savaşı'nın başlaması, 22 gün 22 gece süren savaş sonunda kesin zaferin kazanılması
* 30 Ağustos 1922 Büyük Taarruz'un başlaması ve "Başkumandanlık Meydan Muhaberesi" Zaferiyle Yunan ordularının esir ve imha edilmesi.
Ağustos ayındaki bu zafer güldestesi içinde 26-30 Ağustos Büyük Taarruz Zaferinin müstesna bir yeri vardır. 16 yıl savaşmış büyük milletimiz başkomutan M. Kemal'in liderliğinde emperyalist işgalcilere karşı "Büyük Taarruz" zaferiyle ayağa kalkmış, direnmiş ve başarmıştır.
"Türk" kelimesini telaffuzdan kaçınan, okul kitaplarından Atatürk'le ilgili bölümleri çıkaran iktidar, çeşitli bahanelerle Millî Bayramları kutlamıyor, zaferin ortak coşkusunu millete çok görüyor. Çeşitli bahaneler icat ediyor.
Başkumandan savaş meydanında
30 Ağustos Zafer Bayramı kutlamaları Türk Silahlı Kuvvetlerinin gücünü gösterecek, millete güven verecek, düşmanları düşünmeye sevk edecek, muhteşem geçit törenleriyle kutlanmıyor. Terör ya da başka bir bahaneyle bu şevkten mahrum edilmemiz çok acı ve düşündürücüdür...
Bütün zaferlerimizin temeli kahraman, fedakâr, yürekli Mehmetçik'tir. Birliğinin başına lider karakterli bir kumandan geldi mi aşamayacağı bir engel yoktur. Komuta kademesi yürekli, bilgili, cesur oldu mu, zafer kesindir. Nitekim Çanakkale'de örs ve çekiç arasında dövülmüş olan kumandanlar, M. Kemal Paşa'nın önderliğinde Millî Mücadelede görev aldı. Bu muhteşem komuta kademesinin her biri mükemmel bir kurmay subaydı. Ölümle defalarca yüz yüze gelmiş, zafere kilitlenmiş şahsiyetlerdi.
Millî Mücadele yoluna M. Kemal Paşa ile birlikte çıkan bazı arkadaşları; zaferden sonra, padişahlığın kaldırılması, hilafetin ilgası konusunda ters düştüler. İnkılâplar başlayınca ayrılıklar derinleşti. Ancak bütün kopmalara, üzücü bazı tutum ve davranışlara rağmen, bu insanlar hatıralarında şu beyanlara yer vermiştir: "M. Kemal Paşa olmasaydı biz Millî Mücadeleyi yapamazdık. Ancak O, biz olmadan da Millî Mücadeleyi başarıyla sonuçlandırırdı." Bu ifadeler, Kurtuluş Savaşı komuta kademesinin karakter sağlamlığının muhteşem bir örneğidir.
Mareşal Fevzi Çakmak'a göre; Büyük Taarruzla başlayan bu savaşa "Başkumandan Savaşı" denilmelidir. Sebebi; kesin sonucu sağlayan bu savaşta Başkumandan'ın savaş meydanında bizzat bulunması ve muharebenin O'nun sevk ve gözetimi altında yapılmasıdır. Büyük Taarruzun savaş planlarını Gazi Mustafa Kemal, en ince teferruatına kadar bizzat hazırlamış, II. Ordu Komutanı Yakup Şevki Paşa ve diğer komutanlarla müzakere etmiş, sonra Fevzi Paşa ve İsmet Paşa ile nihai müzakereyi yapmıştır.
Tarih bilgisine yeterince sahip olanlar tarih şuuruna ulaşır. Tarih bilgisinden mahrum kadroların devlet sorumluluğu taşıması milletleri ve topyekûn insanlık için felakettir. Hitler büyük bir irade adamıydı. Ancak yeterli tarih kültürüne sahip değildi. Napolyon'un Moskova Seferini tarih şuuru ile değerlendirmiş olsa idi ordularını Rus steplerinde eritmezdi.
Tarih bilgisine gerekli ağırlıkta önem veren Gazi Paşa taarruz çıkış hattını ve durulacak yeri çok iyi biliyordu. Bu sayede Atatürk oldu ve her türlü ihanete, gaflete rağmen milletine gitmesi gereken ışıklı yolu gösterdi.
Atatürk'ün muhteşem iradesi
M. Kemal Paşa dış politikada eşsiz bir manevra kabiliyeti göstermiş, sonunda Yunan'ı destekleyip, teçhiz edip üzerimize saldırtan İngilizleri, Fransızlarla ve Ruslarla karşı karşıya getirmiştir. Kaç bin kör düğümü çözdüğünü, kaç ihanet ateşini söndürdüğünü Türk Tarih Kurumu yayınlarından çıkan "Kurtuluş Savaşı Günlüğü" adlı Zeki Sarıhan'ın değerli eserinde görüyoruz. Bu çalışmada Atatürk'ün muhteşem iradesini, taktik ve strateji konularındaki gücünü, bağımsızlığa olan inancını yaşıyoruz. Bir kaç kere en yakın arkadaşlarının moral çöküntüsüne düştüğünü görünce "Arkadaşlar ben bu yolda yalnız başıma kalsam Hüseyin Gazi Tepesi'ne çıkar, bayrağımızı vücuduma sarar elimde silahımla düşmana karşı dururum. Son kurşunuma kadar vatan toprağını savunurum."
Ey Koca Atatürk! İftiharımız sendendir. Şükranımız sanadır. O tepede artık yalnız değilsin. Bütün bir millet yanında emrini bekliyor.