"Başkomutanlık mesajı" tuttu mu?..
R.Erdoğan'ın Harp Akademileri Komutanlığı'nda yaptığı konuşma "Başkomutan'ın mesajları" güzellemeleri ile millete yutturulmaya çalışılıyor. O konuşmayı sizler farklı açılardan değerlendirebilirsiniz. Bence; aldatılmışlık mağduriyet (!) alanında kendine yeni kardeşler arayan Erdoğan'a Harp Akademileri'nde subayların önünde büyük özür diletildi. Kurmay zekası böyle bir şey diye düşünüyorum. "...Buradaki her bir subay benim öz kardeşim, öz evladım..." sözlerini hatırlatarak, gözlerden kaçan bir notla anlatmaya gayret edeyim;
R.Erdoğan'ın bu konuşmayı yaptığı Harp Akademileri Komutanlığı'nın Kurmay Başkanı Tümgeneral Nevzat Taşdeler. 2009'da Harp Akademileri Komutanı, 2010'da Ege Ordu Komutanı olup 2013'te YAŞ'ta emekliye ayrılan Orgeneral Nusret Taşdeler'in kardeşi. Bilmem hatırladınız mı!.. Ee!.. Ne var bunda? sorusunun cevabı da;
Nusret Taşdeler, kumpas davalarından biri olan "Ergenekon"dan yargılandı ve yıllarca kahrından hastanelerde tedavi gördü. Nevzat Taşdeler dahil orada bulunan tüm subayların R.Erdoğan ne derse desin kumpasları unuttuklarını hiç sanmıyorum. Zaten, TSK içinde çok farklı kaynaklardan aldığım izlenim de en hafif aktarımıyla konuşmanın "kabul görmediği" yönünde.
TSK içinde genel havayı yansıtacağına inandığım eski Millî Savunma Bakanlığı Genel Sekreteri emekli Kurmay Albay Ümit Yalım'ın izlenimlerine başvurdum.
"Her geçen gün yalnızlaşan Erdoğan, tutunacak bir dal arıyor. Erdoğan'ın konuşması, 'Ordu benimle birlikte' mesajı olarak algılandı. Mesajın adresi de belli; Türk kamuoyu, Amerika ve Başkan Obama" dedikten sonra daha geniş bir izahat yaptı Ümit Yalım. Başlıklar halinde gidelim;
"Tek bayrak, tek devlet"
"Erdoğan'ın Başbakanlık yaptığı dönemde, Türk Devletinin birliği ve tekliği ortadan kalktı, otorite Yunanistan ile paylaşılarak, Türkiye'nin batısında ikili devlet düzenine geçildi. Türkiye bölündü. İzmir, Aydın ve Muğla illerimiz, 2004 yılından beri tam 12 yıldır, birisi Türk diğeri Yunan olmak üzere ikişer Vali ve ikişer Belediye Başkanı tarafından yönetiliyor. Yunanistan, Türk topraklarında vergi topluyor, Türk topraklarında ve Türk karasularında yargılama yapıyor. Bütün bunlar olup biterken, Erdoğan milletimizin gözünün içine baka baka yalan söylüyor, milletimizin zekâsı ile alay ediyor."
"Tek ordu, tek komutan"
"Erdoğan bu mesajında da yalan söylüyor. Çünkü İzmir, Aydın ve Muğla il sınırları içinde tam 12 yıldır Yunan ordusunun askerleri ve Yunan komutanları elini kolunu sallayarak dolaşıyor.
Erdoğan, Anayasanın 117'nci maddesine göre Başkomutan olduğunu da vurgulamış. Ancak Erdoğan, egemenliği paylaştığı gibi Başkomutanlık görevini de paylaşıyor. Yunanistan Anayasasının 45'inci maddesine göre Yunanistan Cumhurbaşkanı aynı zamanda Yunan Silahlı Kuvvetleri'nin Başkomutanı'dır. Türkiye Cumhuriyeti'ne ait 16 ada ve 1 kayalıkta Yunan Silahlı Kuvvetleri'nin askerleri bulunuyor. Hâlihazırda, Yunanistan Cumhurbaşkanı olan Prokopis Pavlopoulos, 16 Türk adası ve 1 kayalığın Başkomutanı olarak görev yapıyor. Verilen örnekten açıkça anlaşılacağı üzere Türk topraklarında iki ordu ve iki başkomutan bulunuyor. Erdoğan, Anayasanın 117'nci maddesini ihlal ediyor.
Erdoğan, eski Yunan Cumhurbaşkanı/ Başkomutanı Karolos Papulyas'ın Türk topraklarında Yunan sancağını selamlamasını ve Başkomutanlık yapmasını da görmezden gelmişti."
Subaylar saf mı?..
"Erdoğan, 'tüm subaylarımız, TSK'nın tüm mensupları, Başkomutan sıfatıyla benim yakın mesai arkadaşlarımdır. Buradaki her bir subayımızın benim için öz kardeşimden, öz evladımdan, yakın çalışma ekibimden en küçük bir farkı yoktur' demiş. Erdoğan'ın anlattığı masallara çocuklar bile inanmaz. TSK mensubu asker kişileri içeri tıkmak için 9 Temmuz 2009'da yasa değişikliği yapan, Anayasa Mahkemesi'nin 21 Ocak 2010'da iptal kararına rağmen askerleri yargılatmaya devam eden, 12 Eylül 2010'da Anayasa değişikliği yaparak geçmişe yönelik yargılama yaptıran, cemaatle iş birliği yaparak yüzlerce subayın hapislerde çürümesini sağlayan Erdoğan değil miydi?
Harp Akademisi'nde Erdoğan'ı dinleyen subaylar arasında, ağabeyi, kardeşi, arkadaşı ve komutanı kumpas davalarında yargılanan ve yıllarca hapis yatan subaylar da var. Erdoğan bu subayları saf zannediyorsa yanılıyor. Harp Akademileri'nde, Erdoğan'ı, emirle, kerhen ve mecburen alkışlayan subaylar, Erdoğan'ın vatana ihanet ettiğini ve terör suçu işlediğini çok iyi biliyor. Kumpas davalarında özellikle kurmay subaylar hedef alındı ve ordunun karar mekanizması hasara uğradı. Hâl böyleyken, Erdoğan hangi yüzle kurmay subayların ocağı olan Harp Akademileri'ne gidip konuşma yapıyor? Bu ne pişkinlik?"