Başkalarının iktidarı üzerinden kabadayılık
Milliyetçiliğin tavan yaptığı, Türkiye'nin 4 farklı terör örgütüyle mücadele verdiği bir dönemde, MHP'nin sadece kendi içindeki tartışmalarla gündeme gelebilmesi dikkat çekiyor.
MHP'nin açıklama yapacağı, gündem oluşturacağı, seçmenin tepkisini dile getireceği o kadar çok konu var ki…
Son günlerde yaşanan gelişmelere bakıldığında;
PKK'nın kontrolündeki belediyelere asılan Kürtçe tabelalar önce kaldırıldı, sonrasında ise İçişleri Bakanı'nın talimatıyla geri asıldı. MHP'den tek bir değerlendirme gelmedi.
Bölücübaşı Öcalan'a bakanlık tarafından özel izin çıkartılarak, ailesiyle görüştürülmesine izin verildi. Bu sırada Ülkücüler gözaltında tutulup aileleriyle görüştürülmedi. Öcalan'la ilgili yorum yapmayan MHP, gözaltındaki Ülkücüler için "Onlar Ülkücü değil ve bizimle alakaları yoktur" açıklaması yaptı.
"PKK'nın 14 bin öğretmenini başka illere kaydıracağız" diyen Başbakan Binali Yıldırım'a, Yeniçağ dışında herhangi bir tepki gelmedi. Haberimiz ve yazarlarımızın yazdığı yazılar neredeyse 1 milyon kez okunup, sosyal medyada paylaşılınca büyük bir gündem oluştu. PKK'lılar için ihraç kararları geldi. Şimdi bu öğretmenler, görevlerine yeniden iade edilmeye başlandı. MHP'den herhangi bir değerlendirme yapılmadı.
OHAL kapsamında yapılan uygulamaların PKK'ya da yapılması noktasında önemli beklentiler var. Örneğin Milli Eğitim'de olduğu gibi, Akademide de ciddi bir PKK kadrolaşması var. Üniversite kadrolarını ele geçirip, dağa adam göndermeye kadar çok kapsamlı bir şekilde çalışıyorlar. Konuyla ilgili MHP'den herhangi bir tepki, açıklama veya talep gelmedi.
Çözüm sürecinde kent girişlerindeki "Ne Mutlu Türküm Diyene" tabelaları törenlerle yıkılmıştı. Süreç bittiğine göre bunların yerlerine yeniden asılması gerekiyor. MHP'den herhangi bir talep gelmedi.
Fırat Çakıroğlu, Hasan Şimşek, kampüsün ortasında, Gazeteci Cengiz Akyıldız ise görevi başında PKK'lılar tarafından şehit edildi. Devlet nazarında "şehit" sayılmıyorlar. Bununla ilgili MHP yasa değişikliği teklifi vererek, AKP ile birlikte çok rahat bir şekilde haklarını verebilir. Dahası, Çakıroğlu ve Şimşek davalarında çok sayıda sorumlu hakkında soruşturma bile başlatılmadı. Tüm bu gelişmelerle ilgili MHP'den herhangi bir girişim gelmedi.
Korucular son dönemde açık hedef haline geldiler. Çözüm sürecinde silahlarına ek vergiler çıkartılıyordu. Her yere seslerini duyurmaya çalışsalar da etkili olmadı. O dönemde MHP konuya dikkat çekmişti. Ancak gereken değişiklikler, düzenlemeler yapılmadı. Son günlerde çok sayıda korucu şehit geliyor. En başta konuşması gereken MHP'den herhangi bir yorum gelmedi.
Çözüm sürecinde PYD'nin başı Türkiye'de devlet başkanı gibi ağırlanırken en sert tepkiyi MHP veriyordu. "Teröristlerle pazarlık olmaz, PYD, PKK'nın uzantısıdır" deniliyordu. Yandaşlar ise MHP'yi çağı anlayamamakla suçluyor, sorunların askeri yöntemlerle değil siyasetle çözüleceğini yazıyorlardı. MHP haklı çıktı. Mehmetçik amansız bir mücadele verirken, başta PYD ve FETÖ yüzünden ABD ile ilişkiler kopma noktasına geldi. Geçmişte söyledikleri dinlenmeyen MHP'den artık herhangi bir değerlendirme gelmiyor.
Daha onlarca, yüzlerce örnek…
Peki, MHP nelere tepki veriyor?
Gözaltına alınan Ülkücülere "FETÖ'cü" diyor, gözaltılar için sevinç çığlıkları atılıyor,
Soy isim kontenjanından partiye dahil olanlar, kendilerinden farklı düşündükleri için milliyetçilere "hayvanlar" diye hakaret ediyor,
"Bahçeli neden konuşmuyor" diye soranlara "Yoksa sen de mi FETÖ'cüsün" deniliyor…
İktidar ile kurulan yakın diyalog sayesinde, sahte ihbar mektupları üzerinden "kabadayılık" yapılıyor.
Hatırlatmakta fayda var… Başkalarının iktidarı üzerinden kabadayılık yapmak, güçsüzlüğün ve korkunun en açık delilidir.