Terör ve terör örgütleri ile mücadele... Suriye... Irak... Ekonomi...
Sıkıntılı gündem maddelerimizi alt alta sıralasak ve "neyi doğru yapıyoruz" sorusunu tekrar tartışmaya başlasak!.. Herhalde sonu gelmez... İktidarın hataları say say bitmez... Bunu muhalif bir gazeteci bakışıyla temcit pilavı gibi tekrar tekrar ısıtıp önünüze getirdiğim hissine kapılmayın. Kalemimizle omurilikten sallama gibi bir tavrımızın olmadığını da en iyi değerli okurlar bilir. Yazdıklarımız, bazen duruma göre bazı kişileri çok kızdırabilir.Fakat, zamana bırakır sabırla bekleriz. Sonrada yazdıklarımız fazlasıyla gerçekleşince onların patlıcan moru suratlarına yinede üzülürüz. Hakikatler canlarını çok yakar, söverler sayarlar.Sahiplerine her türlü yalakalık adına bin takla atarlar. Sonra mızrak çuvaldan çıkıp bir yerlerine değdi mi,süt dökmüş kedi gibi arazi olurlar!..
Neyse!..Yine benzeri bir fotoğrafla karşı karşıyayız. Bu aralar pek ısıtılmıyor ama!..Hani şu Irak'ta vazgeçemeyeceğimiz müdahil olma hakkımız vardı ya!.. Hah işte!.. Hamasetle karışık hararetin en yoğun olduğu günler.. "Asarız","keseriz","yeriz" bitiririz" efelenmeleri zirve yapmış kırla gidiyor!..Tarih; 23 Kasım. Çapulcu başının yeğeni Neçirvan Barzani Ankara'da... Bizimkiler yine en üst perdeden bağırıp çığırıyor. Yeğen Barzani 1 saat Başbakan Binali Yıldırım, 45 dakika Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, 1 saat 40 dakika R.Erdoğan ile görüşüyor. Arkasından Başbakanlıktan yapılan yazılı açıklamada, "Kabulde, Musul operasyonunda gelinen son aşama başta olmak üzere Irak'taki gelişmeler, terörle mücadele ve Türkiye ile Irak Bölgesel Kürt Yönetimi arasındaki işbirliği konuları ele alınmış, bölgesel meseleler hakkında görüş alış verişinde bulunulmuştur" deniliyor.Açıklamada, görüşmede Yıldırım ve Barzani'nin 'Başta IŞİD ve PKK olmak üzere terör örgütleriyle mücadelede işbirliğine devam edilmesi' ve ilişkilerin ileri seviyeye taşınması konusunda mutabık kaldıkları da kaydediliyor.
Peki içerde ne oluyor?..Dışişleri Bakanlığı'ndan üst düzey bir diplomatın anlattığına göre;
Başbakan Binali Yıldırım, bölgede ortak hareket edilebilecek aşiretlerin listesini Neçirvan Barzani'ye verip bunu değerlendirmesini istiyor. Barzani listeyi eline alıyor,dikkatlice inceledikten sonra,gayet sinirli bir şekilde "hadi oradan" dercesine el hareketiyle, "böyle şey olmaz" diyerek sert şekilde iade ediyor. Oda adeta buz kesiyor. Diplomattan dinlediğime göre, Barzani'ye verilen aşiretler listesi çok eski ve bir çoğu Barzani ile geçmişte kavgalı olanlardan oluşuyor.Güncellenememiş!.. Diplomatın şu hayret içinde söylediği ise bende daha fazla şaşkınlık yarattı;
"Acaba MİT'in elinde güncellenmiş bir liste yok muydu da bunu verdiler?.."
Irak'ta,Suriye'de olup bitenlerin yanında bu anlattığım küçük (!) olay,ülkeyi nasıl bir aklın, nasıl bir iradenin yönettiğinin çarpıcı bir örneği.
Şimdi!..Gerçekleri yazdığımızda hayasızca saldıran zavallı çukurlara ve onların kapı yalayıcısı durumuna getirilen koltuk değneklerine sesleniyorum;
Tarafıma saldırmaya bir dakika ara verin.Sonra devam edersiniz. Zaten gördüğünüz gibi vız geliyor tırıs gidiyor!..O bir dakikalık arada bir çapulcu karşısında Türk devletinin rezil edilişinin hesabını efendilerinize ve onların destekçilerine sorun. Siz de o yürek ve haysiyet kırıntısı var mı?..
***
Terörle mücadeleyi konu alan her satırımızda , yapılan hatalar yüzünden acı bedeller ödediğimizi tekrar tekrar dile getiriyor,sabrın da altını çiziyoruz.Dün terör bölgesinden gelen yeni şehit haberleriyle kavrulduğumuz günlerden biriydi. Fakat biliniz ki, kahramanlarımızın kanı yerde kalmıyor. Siyasetçilerin lagara lugaralarına da kulak asmayın. Kahraman Mehmetçiğimiz bölücü kahpelere çok ağır zayiatlar verdiriyor. Irak'tan elde ettikleri havan toplarını Hakkari'ye Van'a kadar getirdiler.İnlerini gördüler!..Hepsi imha ediliyor. Hani, biz bir zamanlar yazdığımız ve iktidarın bizi o yüzden mahkemelere verdiği terör örgütünün sözde devlet çadırları var ya!.. Hepsi patlatıldı. Türk güvenlik güçlerinin eline ne ihanet belgeleri geçti neler!.. Yakalanan KCK/PKK kahpeleri de bülbüller gibi öttürülüyor. Onların anlattıklarından, öyle evlere ve villalara operasyonlar düzenleniyor ki yakalanan isimlerle bölücü örgütün beli kırılıyor. Bir de o hainlerin inlerinde ele geçen örgütün iç işleyişini belgeleyen malzemeler var. Onları buradan sizlere aktarmaya terbiyem müsaade etmiyor. Bölgede terörle mücadelede, askerimiz alan hakimiyetini ele geçirdi,hainler yaylalarda saklanıyor. Şehir yapılanmalarına ağır darbeler yiyince maddi kaynakları da kesildi.Bölgedeki bir üst komutanın verdiği bilgiye göre, mücadele kesintiye uğratılmazsa dışarıdan ne kadar destek gelirse gelsin seneye bu zamanlar PKK'nın sonu gelir. Yeter ki siyasiler gölge etmesin!.. Rabbim kahraman Mehmetçiğimizin yar ve yardımcısı olsun.Bizlerinde sabrı eksilmesin..
*Buraya kadar olan satırlarla pek alakalı değil ama yine de yazamadan geçemeyeceğim. Şu çok tartışılan "FETÖ İmamı" Adil Öksüz, kaçmadan önce serbest bırakıldığı Ankara Batı adliyesini telefonla aramış, "benim orda kemerim ve saatim kaldı. Almayı unutmuşum" demiş. Telefona bakan görevli de "ya kendiniz gelin yada vekilinizi gönderin verelim" demiş. Tabi ki gelen giden olmamış.Adil Öksüz'ün kemeri ile hava kuvvetleri logolu saati emanette duruyor. Çukur tiroller!..Sorun bakalım efendilerinize; "2 dakika da telefon sinyallerinden bu hainin yeri tespit edilemiyor muydu?" diye..
