Barzani ve Talabani'nin burs verdiği öğrenciler...
İnternet’ten gönderilen, Mardin’deki Artuklu Üniversitesi ile İngiltere’nin Exeter Üniversitesi’nin ortaklaşa düzenledikleri faaliyetlerle ilgili bir yazıda, 2007 yılında yaptığım bir incelemenin kaynak gösterilmeden kullanıldığını gördüm. Konu önemliydi..
Cumhurbaşkanı adaylığı açıklanmadan bir hafta önce Abdullah Gül’ün İngiltere eğitimi üzerinde bir inceleme yazısı yayınlamış ve bu arada Exeter Üniversitesi hakkında bilgiler vermiştim. İnceleme özetle şöyle başlıyordu:
“İngiltere’de bir Exeter Üniversitesi vardır. İngiliz üniversiteleri arasında ‘Kürt Araştırmaları Enstitüsü’ olan tek yüksek öğretim kurumudur. Exeter Üniversitesi’nde ayrıca Arap ve İslâmi Araştırmalar Enstitüsü de bulunuyor! Başında, Abdullah Gül’e fahri doktora unvanı veren Tim Niblock vardır.
İngiliz istihbarat servislerinin yurt dışı görevlere gönderilecek ajanlarının önemli bir bölümü Exeter Üniversitesi’nde eğitim görür. Ayrıca Arap ve İslâm Dünyası ile Kürtler hakkında uzmanlaşması gereken İngiliz ajanlar da bu üniversitenin hocaları tarafından eğitilir. Üniversite yayınlarında, Irak’ın kuzeyinden ‘Irak Kürdistanı’ diye söz edilir!
Exeter Üniversitesi’nden mezun olan veya doktorasını burada yapan kişileri, daha sonra özellikle İslâm ülkelerinde önemli ekonomik ve siyasi kuruluşların başında veya devlet görevlerinde görmek mümkündür. Mesela İslâm Kalkınma Bankası’nın bütün önemli yöneticileri Exeter Üniversitesi’nde yüksek lisans veya doktora yapmıştır!
Abdullah Gül, Fehmi Koru, Şükrü Karatepe, Durmuş Yılmaz, Ekmeleddin İhsanoğu da Exeter’de eğitim görmüştür.
Exeter Üniversitesi, ‘dinlerarası diyalog’un kurgulanmasında da vardır.”
***
Peki Artuklu Üniversitesi ne yapıyor? Artuklu Türk Devletinin adını taşıyan üniversite, 2011 yılı Ocak ayında “Kürtçede Akademik Deneyim ve Kürdoloji Çalışmaları” konulu bir sempozyum düzenlendi.
Kürtçeyi seçmeli ders olarak veren İngiltere’nin Exeter Üniversitesi’nden öğretim görevlilerinin de katıldığı sempozyumun açılış konuşmasını yapan Artuklu Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Serdar Bedii Omay, “Fransa’da, İsveç’te, Rusya’da ve dünyada nerede Kürdoloji adına üretilen bir ürün varsa, orada bunu üretenlerle iletişim içerisinde olacağız” dedi.
Bilindiği gibi Avrupa’da bütün Kürdoloji enstitüleri, Kürtleri önce Osmanlı devletinin, sonra da Türkiye’nin bir unsuru olmaktan çıkarmak amacı ile kurulmuştur. Dolayısıyla yaptıkları çalışmalar, yazdırdıkları eserler, büyük ölçüde bu hedefe dönüktür ve bilimsel sayılamaz.
İngiliz gizli servisinin İslam dünyasında görev yapacak elemanlarını yetiştiren bir üniversite ile “Kürdoloji” konusunda işbirliği yapmak ise gerçekte aleni istihbarat faaliyetidir.
Nitekim sempozyumun, “Mardin Artuklu ve Exeter Üniversitelerinde Kürdoloji Tecrübesi” konulu ilk oturumunda Exeter Üniversitesi Kürdoloji Bölüm Başkanı Prof. Dr. Christine Allison, Kürtçe yaptığı konuşmasında “Öğrencilere burs vermek üzere başta Neçirvan Barzani ve Celal Talabani’den para desteği aldık” dedi. Herhalde kendi üniversitesindeki öğrencileri kastediyordu..
***
Artuklu Üniversitesi’nin İnternet sitesinde yayınlanan bir habere göre 26-29 Mayıs 2011 tarihleri arasında, Mardin Artuklu Üniversitesi, İngiltere Exeter Üniversitesi ve İran Mofid Üniversitesi’nden gelen akademisyenlerin katılımıyla “Post-Sekülerizm ve Dinin Rolü: Hıristiyan ve İslam Diyaloğu için Öneriler” başlıklı üç günlük çalıştay yapıldı!
Aynı sitedeki “Basın ve Halkla İlişkiler Müdürlüğü” imzalı başka bir habere göre de 19-24 Haziran 2011 tarihlerinde Mardin Artuklu Üniversitesi Rektörü başkanlığında bir heyet, İngiltere’nin Exeter ve Oxford Üniversitelerine akademik bir gezi gerçekleştirdi. Gezide her iki üniversite ile ortak projeler gerçekleştirme yönünde kararlar alındı. Gezide ayrıca, Artuklu Üniversitesi’nde çalışmak isteyen akademisyenler ile iş görüşmeleri de yapıldı.
Yani İngiltere; iki asır önce başlattığı Kürdoloji faaliyetlerini, Suriye’nin kuzeyinde “Batı Kürdistan”ın ortaya çıkarıldığı bir dönemde ve sınırın Türkiye tarafında Artuklu Üniversitesi’ne sözde bilimsel katkı yaparak sürdürüyor. Bütün bu çalışmalar AKP iktidarının ‘Kürt Açılımı’ ile hızlandı ve devam ediyor.
Cehenneme giden yollar işte böyle döşeniyor...