Barut kokan subaylar ve yüzbaşı

Birkaç seneden bu yana Türk Ordusu’nun sanki özellikle barut kokan subaylarına yönelik kapsamlı bir politik-psikolojik saldırı gerçekleştirilmektedir. Bir el sanki bu ordunun en seçkin ve milliyetçi generallerini, subaylarını, astsubaylarını seçmekte ve hedef göstermektedir. PKK ile mücadelede en önde gidenler, üstün bir vazife anlayışını temsil edenler bugün yargılanmakta, intihara sürüklenmekte ve gazetelerde mahkum edilmektedirler.
Böyle bir ortamda Özel Kuvvetler mensubu bir yüzbaşı Şırnak’ta askeri birlikte askerlerinin tuttuğu nişangaha bir düz dört güven atışı diye anılan ters atışlarda hedefi bulmuştur. Bu ateş talimi filme alınmıştır. Yüzbaşı askerlere ateşe başlamadan önce “korkan varsa çekilsin” demiştir. Askerlerden birisi dahi yerinden kıpırdamamıştır. Anlaşılan askerlerin komutanlarına büyük güvenleri vardır. Askerler komutanlarının keskin nişancı olduğunu bir çok kez görmenin verdiği güvenle kılları kıpırdamadan silahın önünde durmuşlardır.
Bu atış gösterisinin filmi televizyonlara düşünce büyük tartışmalar çıktı. Yüzbaşıya yönelik çok sert eleştiriler yapılmıştır. Bu yüzbaşı sadece bir harp okulu mezunu değil. “Türk Özel Kuvvetleri” başlıklı yazımdan bir alıntı yapalım. “Özel kuvvetlere katılmak ancak gönüllülük esasında olur. Bu birliğe en gözünü budaktan sakınmayan, en cesur, en milliyetçi, manevi duyguları en gelişmiş subay ve astsubaylar başvurur. Şehadet duygusu güçlü olmayan özel kuvvetlere giremez.
Birliğe katılanların aileleri Anadolu’nun köklü aileleri olmasına dikkat edilir. Ancak çok ağır bir seçmeden ve sonrasında çok ağır bir eğitimden geçmeden birliğe katılamazlar. Bir özel kuvvet mensubu olmak için 6 ay komando kursu, 6 ay gayri nizami savaş kursu, 3.5 ay paraşüt kursu, 2 ay hayatı idame kursu, 6 ay sualtı, su üstü eğitim ve kayak kursu görürler. Bir özel kuvvet mensubunun devlete maliyeti 5 milyon TL’dir. Bu kurstan en yüksek derece ile mezun olanlar ABD’de veya dünyanın başka ileri gelen ülkelerinde Ranger veya diğer özel kuvvet eğitimlerine katılırlar. Silahları dünyanın en iyi silahlarıdır.
Özel kuvvet mensupları timler halinde örgütlenir. Her timde 13 subay ve astsubay vardır. Tim komutanı yüzbaşı veya üsteğmendir. Yardımcısı da subaydır. Timde 11 astsubay görev yapar. Hepsi mükemmel savaşçı olan bu astsubaylardan birisi muhabereci, birisi istihkamcı, birisi sıhhiyeci, birisi de haritacıdır. Böylece bir özel kuvvet timi birbirini tamamlayan ve bir vücut gibi hareket eden insanlardan oluşur.
PKK’da bir uyarı vardır. Dağa yollanan PKK’lılara şöyle denir: “Karşında sürekli şarjör boşaltan birisi varsa o piyade askeridir. Karşında tek tek mermi atan birisi varsa o komandodur. Çok dikkat et. Karşı tarafta birisi var ve sana hiç ateş etmiyor ise bil ki, karşında bir özel kuvvet elemanı vardır. Ve bu öldüğün anlamına gelir.
Bazılarının çok ağır bir şekilde eleştirmekten haz aldığı yüzbaşı işte böyle bir birliğin mensubudur. Bu filmi izleyen anne ve babaların yüreği cız etmiştir. Ancak şunu unutmasınlar. Çocuklarını emanet ettikleri komutan dünyadaki en iyi savaşçılar arasındadır. Çocukları PKK çeteleri ile karşılaştığında komutanları bu yüzbaşı olacaktır. PKK çetelerinin kurduğu pusulardan bu yüzbaşı askerlerini koruyacak, ateş hattından çıkaracak, hakim konuma geçirecek ve askerine gelen merminin önüne geçecektir.
Nitekim bu yüzbaşının terhis olan askerlerinden birisi şöyle demektedir: “Onunla 10 ay çalıştım. Onunla beraber çalışmaktan gurur duydum. Hiçbir zaman yarım dakikalık görüntüyle yargılanacak bir insan değil komutanım. Kendisi linç edilmek istendi. Böyle bir komutanla çalıştığım için ben çok şanslıyım. Komutanımız askeri korkutma amaçlı bir şey yapmadı. Biz korkusuzluğu, cesareti ondan öğrendik. Ben askerdeyken her zaman en önde o oldu. Hiçbir zaman uyumadı. Ben onun eğitime katılmayıp oturduğunu hiç görmedim. Ben atış yaparken de, bomba atarken de yanımdaydı. Ben onun vatanı en iyi şekilde koruduğunu düşünüyorum. Kendi 105 kişilik bir bölükte asla bir şehit ya da yaralı vermedi. Ben şimdi askere gitsem yine onun yanında olmak isterim. O gün atış eğitimi vardı. ‘Bakın size bir eğitim göstereceğim. Biz bunları yaşadık zamanında’ dedi. Bana göre orada bir eğitim ders verdi. Ben hiç korkmadım. Kimsenin de korktuğunu sanmıyorum. Ateş etti hedefi vurdu; zaten hiç sektirmezdi. 20 metreden hedefi şaşması imkansız”.
Değerli anneler ve babalar, kafanızı İstanbul’un şarap veya alkolsüz şarap kokan gazetecilerinin lafları ile çok karıştırmayın. Arslan parçası oğullarınız barut kokan subayların emin ellerinde. Yüzbaşım, Sen ve senin gibi barut kokan subaylar bu milletin gurur kaynağıdır. Kürşat, Çin Sarayını senin gibi 40 subayla basmıştı. Yıldırım, Niğbolu’da senin gibi subaylarla Haçlıları yenmişti. Atatürk senin gibi subaylarla Samsun’a çıkmıştı.

Yazarın Diğer Yazıları