Bankaların komisyon oyunu

Hükümet takmış faize.

İlla düşsün diyor. Kesinlikle doğru. Yüksek faiz işsizlik ve yoksulluk demek.

Ancak faizin düşmesi için senin ülke olarak ekonominin de düzgün olması lazım. Fabrikalarını üretmesi, tarımının kendi kendine yeter hatta Hollanda örneğinde olduğu gibi ihraç etmesi lazım.

Ülkene döviz girmesi lazım.

Bakıyorsun Türkiye'de bunların hiçbiri yok!

Sıcak parayı taşa toprağa yatırmışsın. İnşaattan başka hiçbir şey bilmiyorsun.

Ekonomin tıkanmış ve kalkıp faiz indir diyorsun.

Konut kredisi faizlerini 3 kamu bankasının dışında indiren var mı?

Yok! Demek ki bankaların düşük faizle kredi vermesi için zarar etmesi lazım. Onların arkasında devlet yok ki!

Özel bankalar yine de faizi kısmen de olsa düşürdüler.

Bankalar bu kez kaybettikleri karlılığı farklı bir operasyonla kapatmaya çalışıyorlar.

Bu operasyonun adı komisyon.

Bir dönem bireysel müşterilerden alınan komisyonlar vardı. Bankalar o kadar kontrolden çıkmıştı ki, bastıkları dekontun bile parasını müşteriden tahsil etmeye başlamışlardı.

BDDK büyük isyandan sonra bireysel müşterilerin soyulmasına dur dedi.

Bireysel müşteriler şimdi sigorta ile soyuluyor. Bankalar bankacılıktan çok sigorta acentesi gibi çalışıyor.

Bu konuda BDDK ve Hazine'nin artık sigorta vurgununa dur demesi lazım.

Komisyon soygunu

Bireysel müşteriler kısmen de olsa canını kurtardı. Ancak ticari müşteriler feryat ediyor.

Kredi faizini 2 puan düşüren banka öyle komisyonlar alıyor ki, düşürdüğü faizin kat be katını şirketlerden alıyor.

Bankaların komisyon vurgununu 2019 ilk yarı bilançolarında net bir şekilde görüyoruz.

Bankalar faiz düşürüyoruz derken diğer taraftan ücret ve komisyon mu artırdılar.

Bankalar ücret ve komisyon gelirlerini nasıl artırdı?

İşte bazı yöntemler:

Kural olarak bakıldığında bankaların aldığı "ücret ve komisyon" gelirleri faaliyet dışı gelirler içinde yer alıyor. Kabaca, bankaların asıl faaliyetleri para toplayıp faiz vermek, para satıp faiz almak. Aradaki makastan da "NET FAİZ GELİRİ" elde etmek. Bunun dışındaki gelir, giderleri faaliyet dışı gelir ve giderden oluşur. Ücret ve Komisyon gelirleri de aslında faaliyet dışı gelir grubundan oluş diye düşünüyorsanız son yıllarda bankaların kâr hırsı bu alanı da bozdu. Aslında kısaca bankadan bir hizmet satın alıyorsanız veya bir ürününü kullanıyorsanız bunu gelirini banka ücret ve komisyon gelirlerinde göstermelidir, olması gereken de budur. Örneklemek gerekir ise yaptığımız havale, EFT gibi işlemlerden alınan paralar ücret ve komisyon gelirlerinde gösterilir. Burada bir "para gönderme hizmeti" verdi banka ve karşılığını aldı. Veya bankanın kredi kartını kullanıyorsanız ürününden faydalandığınız için "Kart kullanım ücreti" adı altında komisyon ödersiniz.

Özellikle "kredi faiz oranlarını düşürüyoruz" diye algı yaratan bazı bankların müşterilerden buna karşılık ek komisyon talep ettiği piyasalardan gelen şikayetlerden anlaşılıyor. İçlerinde bir kamu bankasının da bulunduğu bir grup banka mevcut Rotatif / BCH kredi faiz oranlarını düşürme karşılığı müşterilerden peşin komisyon aldığı biliniyor. Eski köye yeni adet gibi oluyor ama tahterevalli gibi "faiz indiririm ama peşin komisyon verirsen" şeklinde bir uygulama oluştu piyasalarda. BDDK'nın bu konuda neler yaptığı bankaları bu konuda uyarıp uyarmadığı veya aldığı kredi komisyonlarının iadesinin istenip istenmediği henüz bilinmiyor.

Komisyon sorunu çözülmeden faizleri 10 puan düşürseniz ne yazar ki?

Bunu biz biliyoruz da ekonomi yönetimi bilmiyor mu?

Elbette biliyor. Kredi ver yeter ki, nasıl verirsen ver sorun yok misali…

Yazarın Diğer Yazıları