Bankaların büyük oyunu
Cumartesi günkü yazımda bankaların hesap işletim ücreti almalarının ticari bir faaliyet gereği olduğunu yazmıştım.
Önemli olan bilinçli bir tüketici olarak az banka ile çalışıp ne tür ürün satın aldığınızı çok iyi bilmeniz gerektiğine dikkat çektim.
Çok sayıda elektronik posta aldım.
Bu postalardan bir de Naci Yapıcıoğlu’na ait.
Naci Bey, eski bir bankacı. Türkiye’nin en önemli bir bankasından yönetici olarak emekli olmuş bir isim. Bankacılık sektöründe tüketicinin bilinçlenmesine yönelik zaman zaman görüşlerini aktaran bir bankacılık duayeni.
Naci Bey, bankaların aldığı hesap işletim ücreti ile ilgili çok önemli bir uyarıyı gündeme getirdi. Konuyu incelediğimizde gerçek vahim durumun bu konu ile alakalı olduğunu tespit ettik. Dikkat çekilen konu, bugün sadece bir bankanın değil birçok bankanın yaptığı. Bankaların ticari hilesi vatandaşın gerçekten evini bile icra yolu ile sattıracak kadar tehlikeli.
Konut Kredisi
Bankalar, kendilerinden kullanılan Konut Kredisi gibi taksitli kredilerde (kredinin ruhu itibariyle zorunlu olarak ve kredi mevzuatı gereği) kredi kullanan müşterilerine, krediye bağlı olarak vadesiz -cari- hesap açıyor. Müşterileri olan kredi kullanıcıları da, kredi taksitlerini bu hesaplara banka buradan tahsil etsin diye yatırıyorlar veya havale yapıyorlar. Sistemin mantık olarak da böyle çalışması gerekiyor.
Bankaların bazıları bu safhadan sonrasını fırsat biliyor. Müşterisinin kredi borcumu ödüyorum diye kredi taksitini yatırdığı bu hesaplara, muntazaman hesap işletim ücreti tahakkuk ettiriyorlar. Tahakkuk ettirdikleri ücreti de hesap sahibinin hesabına kredi taksiti diye yatırılan veya gönderilen paranın içinden alıyor ve hesap sahibine “Krediniz ödenmedi şu kadar gün içinde ödeyiniz” diyerek mesajlar ve mektuplar gönderiyor, sık sık arayarak taciz ediyor.
İsterseniz ödemeyin. O zaman da kredi notunuzun düşmesini göze almalısınız. Hatta kredinizin takibe sokulmasını bile...
Yasal boşluk var
Konut Kredisi ve Taksitli Tüketici Kredisi için kredi sözleşmelerinde, “Krediye bağlı olarak açılması zorunlu olan Vadesiz Cari Hesabın” hangi halde “Hesap İşletim Ücreti” ödemeye esas işletim olacağı Bankacılık Yasaları’nda tarif edilmemiş. Bu da bankaların hemen bu yasal boşluğu kullanmalarına neden oluyor.
Yani sizin iradeniz dışında, sadece kredi taksitlerinizi yatırmanız için açılan bir hesabı hiç kullanmasanız bile banka tarafından hesap işletim ücreti alınıyor. Burada söz konusu olan 5-6 lira değil. Bankaların bu yöntemi ile çok sayıda vatandaşın mağdur olması.
Örnek vermek gerekirse; B bankasından 50 bin lira konut kredisi ve ihtiyaç kredisi aldınız. Üstelik bu banka ile başka hiçbir ticari faaliyetiniz yok. Banka size her ay taksitlerinizi yatırmanız için bir numara veriyor ve aylık taksitiniz olan 900 lirayı yatırıyor ya da başka bankadan aktarıyorsunuz. Uyanık bankalar hesaba kredi taksiti olarak yatan paradan hemen 9 lira hesap işletim ücreti alıyor. Bu durumda taksit için yatırdığınız 900 lira otomatikman 891 liraya düşüyor ve sistem 900 liradan aşağısını kabul etmediği için temerrüde düşüyorsunuz. Yanı taksitinizi yatırmamış oluyorsunuz.
Tam bir davalık konu!
İşini gücünü bırak, en az 40 tane avukat çalıştıran koskoca bankaya bireysel olarak dava aç!
Bu bir ayıptır! Bu ayıp ise ölüyü gömüp bir ayağını dışarıda bırakan BDDK’ya aittir.
Konut kredisi ve diğer taksitli krediler, hatta diğer krediler, bankanın tezgâhına satış için koyduğu bir ürün olup, sizin sadece o ürünü satın almaya hakkınız olmalı ve o ürünü size sattı diye bankanın başkaca ürünlerini de satın almaya ve bedel ödemeye sizi mecbur edememeli. Eğer size bir mecburiyet şartı getirecekse, böyle bir mecburiyete hem o kredi ile ilgili yasalar açıkça izin vermeli, hem de banka, kredi sözleşmesinde açık ve çok net bir biçimde bu hususu belirtmeli.