Bankalar sistem kapatıyor
Oldu olacak derken bankalar artık bir bir erken kapanmaya başladı. Geçen hafta 3 banka daha, şubelerine yazı yollayarak personelin en geç 18.30’da işi bırakmaları konusunda uyarıda bulundu.
Bu bankacıların yıllardır beklediği bir uygulamaydı. Artık bankacılar da erkenden evlerine gidebilecek, çocuklarıyla, sevdikleriyle normal insanlar gibi bir arada vakit geçirebilecekler.
Bu bankacıların kaderinin değişmesidir.
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nın en önemli birimi olan İş Teftiş Kurulu Başkanlığı, bankaların genel müdürlükleriyle görüşmelerini sürdürüyor. Bankaların tamamı kısa bir süre içerisinde Türkiye’nin de onayladığı ILO sözleşmelerine uygun bir mesai saatleri oluşturacaklar. Bankalar bazı şubelerde suistimal olmaması için sistemi merkezden kapatacaklar.
Mesainin sadece 18.00’da bitmesiyle de kalmayıp hafta sonu çalıştırmalar da tamamen ortadan kalkıyor.
İş Teftiş Kurulu’nun başarısı
İlk kez bu köşede dile getirdiğimiz zoraki mesai sorununu İş Teftiş Kurulu Başkanlığı çözdü. Yazdığım her yazıyı ihbar kabul eden başkanlık, kararlı bir şekilde sorunun üzerine giderek, bankacıların yıllardır kanayan yarasını çözmeyi başardılar.
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı İş Teftiş Kurulu Başkanlığı’nın başında iki önemli isim var. Kurul Başkanı Mehmet Tezel ve Başkan Yardımcısı Arif Şimşek.
Kul hakkı sorumluluğunu omuzlarında taşıyan bu iki değerli bürokrat, bankacılar için gerçek kahramanlar. Onlar, hiçbir zaman çalışanı sermayeye teslim etmediler. Onlar, her zaman çalışma şartlarının iyileştirilmesi için gece gündüz çaba serf ettiler.
Her alanda denetim
İş Teftiş Kurulu Başkanlığı 2012 yılında Türkiye’nin her yerinde çalışma hayatına yönelik denetim yaptılar. İş sağlığı ve güvenliği yönünde teftiş yapılan 11 bin 533 işyerlerinde 1 milyon 69 bin 622 işçi ve 2 bin 155 çırak çalışıyor.
Yine iş yürütümü yönünden yapılan teftiş sayısı ise 26 bin 598. Bu işyerlerinde ise 1 milyona yakın işçi ve 2 bine yakın çırak çalışıyordu.
Adeta arı gibi çalışan İş Teftiş Kurulu Başkanlığı, şimdi artık bankaları da denetliyorlar. Onlar sayesinde bankaların ışıkları artık gece yarılarına kadar yanmayacak. Çalışanların ellerinden zorla alınan “gönüllü mesaiye kalma” belgeleri de artık hiçbir işe yaramıyor.
Bankacılar artık hafta sonu da çalıştırılamayacak. Zira uluslararası ILO çalışma sözleşmelerine göre, belirli çalışma saatlerinin dışına çıkmak mümkün değil.
Bankacıların bu zaferinden sonra sırada hedef baskısı var.
Akla mantığa gelmeyecek ürünleri daha fazla kâr hırsı ile sattırmaya çalışan bankalar eninde sonunda bu baskıya da son vermek zorundalar. Çünkü bankaların her ay artırarak verdiği hedef baskısı, uluslararası çalışma yasalarına göre mobbing olarak kabul ediliyor. Mobbing, çalışana psikolojik baskı anlamına geliyor. Nitekim bankalar, çalışan üzerinde ‘kovma psikolojik baskısı’yla zoraki satış yaptırıyor.
Bankacılık sektöründe mobbing konusunu işlemeye devam edeceğim.