Bankalar çok korktu(!)
Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan bankaları çok sert uyardı ve BDDK’yı yani Bankacılık Denetleme ve Düzenleme Kurulu’nu göreve çağırdı.
Eminim bankalar bakanın bu çıkışından çok korkmuştur(!)
Bankaları en son 2 yıl önce o dönemin ekonomiden sorumlu bakanı Ali Babacan korkutmuştu.
Bankaların başına buyruk uygulamaları ve deli dumrul hesabı aldığı ücretler Ali Babacan’ı da rahatsız etmişti.
Bakan Ali Babacan’ın sert çıkışı gazete manşetlerinde kaldı ve bankalara ulaşmadı.
Babacan’dan bir daha asla bankalarla ilgili tek söz duymadık.
Bankalar artık bir koyundan bir değil 10 post çıkartıyor.
Her ne kadar Bakan Çağlayan “bir koyundan bir post çıkar” dese de hesap ortada.
Ortada olan aslında vatandaş.
Yargı bankalara kredi kartı aidatı alamazsın diyor banka “alırım” diyor.
Yargı dosya masrafı adı altında alınan haracı belgele diyor.
Banka “bu benim ticari sırrım söylemem” diyor. Dünya bankacılık sisteminde dosya masrafı diye bir masraf kalemi yok. Bu Türk icadı. Kredi alıyorsun banka faizin yanı sıra 400-500 lira bir de dosya masrafı alıyor. Neyin dosyası? Artık dosya mı kaldı? Tek tuş ile adamın kayıdına bakıyorsun, ödemeleri düzenliyse zaten senin için altın yumurtlayan tavuk. Ortada ne dosya, ne de masraf yapılacak bir işlem var.
Olay tamamen bankaların zorda kalıp bankanın kapısına kredi için dayanan vatandaşı sömürme sistemi.
Gerek BDDK, gerekse hükümet bankalara bir şey söyleyemiyor. İşte ancak böyle 2 yılda bir bakan ortaya çıkıyor ve trübine oynuyor. Yani vatandaşın gazını alıyor.
Bunun Türkçesi bu!
Sen koca ekonomi bakanısın demeç yerine bankaların bu soygununa dur diyebilirsin.
Ama sayın bakan icraat yerine demeci tercih ediyor.
Bir gecede çıkartılan yasa ile işçileri ve çalışma hayatını hizaya sokan hükümet, bankalara gelince sadece gazeteler aracılığı ile fırça çekiyor.
Bakan Çağlayan bankaları uyarırken topu BDDK’ya atıyor.
Yasa çıkartma yetkisi kimin elinde? BDDK’nın mı?
Elbette hükümetin. Bakanın yasa çıkartıp bankaları hizaya sokmak yerine BDDK’yı üzerlerine salma tehdidine anlam vermek mümkün değil. Bankaları BDDK aracılığı ile tehdit edeceğinize bir gecede yasa çıkartın ve hizaya sokun!
Eminim Ali Babacan’dan sonra Zafer Çağlayan da bir daha bankalar ile ilgili konuşmaz.
Bakanlar genelde bir defalık çıkış yapıyor ve sonra kayboluyorlar.
Dünya bankaları zarar açıklarken Türk bankaları yüzde 25 büyüyor. Tabii ki bu vatandaşın cebinden alınan paralarla.
Artık bankalar her şeyden para almaya başladılar.
Ne hükümeti, ne de yargıyı takıyorlar.
Beyaz yakalı köleleri sokaklara salıp elma-armut toplar gibi müşteri topluyorlar. Türkiye’de onbinlerce insan ya krediden ya da kredi kartından icralık durumda.
Bankalar Türkiye için kanayan yara haline geldi. Başı boş ve kontrolden uzak. BDDK’nın kontrolu sadece bilançoyla sınırlı.
Hükümet artık bu kanayan yaraya neşter atmak zorunda.
Bankaların keyfi ücret ve uygulamaları toplumda büyük rahatsızlık yaratmakta.
Hükümet 8 yıldır kart aidatı sorununu bile halen çözemedi.
Bu nedenle benim şahsen hiç ama hiç umudum yok!
Her zaman olduğu gibi son sözü yine bankalar söyleyecektir.