Bankacılıkta taşeronlaşma
BDDK geçen hafta ilginç bir düzenlemeye imza attı.
Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu'nun (BDDK) Bankaların Destek Hizmeti Almalarına İlişkin Yönetmelikte Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmeliği Resmî Gazete 'de yayımlanarak yürürlüğe girdi.
Bankaların Destek Hizmeti Almalarına İlişkin Yönetmeliğin 4'üncü maddesinin yedinci fıkrasında yapılan değişiklikle, destek hizmeti kuruluşlarından sağlanacak pazarlama faaliyeti mevduat veya katılım fonu kabulünün hariç tutulması kaydıyla, bireysel nitelikli ürün ve hizmetlerin perakende alacaklar sınıfına giren ürün ve hizmetlerin, her türlü gayrimenkul ve vasıta alım satımına yönelik ürün ve hizmetlerin destek hizmeti alımı da söz konusu yönetmeliğe dahil edildi.
Bankalarca mevduat veya katılım fonu kabulü dışındaki faaliyetlerinden herhangi birinin pazarlanması konusunda destek hizmeti alınması durumunda ise, "Pazarlama faaliyetleri oto bayilerinde, ikinci el motorlu araç satışı konusunda ilgili mevzuata göre alınması gereken yetki belgelerine sahip işletmelerde, emlak ofislerinde, çağrı merkezleri kullanılarak." ifadeleri yönetmeliğe eklendi.
Peki bu karar ne anlama geliyor?
Bu bankaların mevduat ve fon satışı hariç tüm işlemleri dışardan satın alabileceğini ifade ediyor.
Daha da Türkçesi bankacılık sektöründe taşeronlaşmanın önü açılıyor.
Aslında BDDK bankacılıkta taşeronlaşmanın önünü çoktan açmıştı ancak sınırlıydı. Bankalar sadece mutfak hizmetleri, güvenlik ve ATM makinalarının bakımı, para taşıma işini taşerona bırakmışlardı.
BDDK şimdi bu uygulamayı daha da genişleterek, mevduat ve fon satışı hariç tüm hizmetleri ekledi.
Kredi kartını herhangi bir kuruluş yine herhangi bir banka için satacak. Otomobil, emlak ve ihtiyaç gibi kredileri verecek. Aklınıza gelen her şeyi yapacak.
Bu şartlarda bankalar neden binlerce kişi çalıştırsın ki?
Onların sosyal güvencesi, yemeği, servisi, sağlık sigortası ve dahası personel davalarıyla uğraşmayacak.
Bir yıllık anlaşma yapacak ve tüm hizmetleri satın alacak. Daha az şube ile daha az personel ile işleri yürütecek.
Karlarına kar katacak.
Ya bankalarda çalışan bankacılar ne olacak?
Elbette ki, bankalar bu yıllarını vermiş banka emektarları bankacıları evlerine gönderecek.
Bir ülkede çalışan ancak bu kadar değersiz olabilir.
Aslında bu Türkiye'de yeni olan bir şey değil. AKP ile Türkiye her alanda taşeronlaşmayı tanıdı.
Adam devlet ihalesine giriyor ve inşaat yapacak. Kendisi yapmıyor bir de ayrı ayrı taşeronla anlaşıyor.
Elini taşın altına koymadan kimsenin sorumluluğunu almadan emek üzerinden milyarlar kazanıyor.
Böyle bir şey olur mu?
Evet oluyor!
AKP'nin hep sık sık dile getirdiği Yeni Türkiye kavramında oluyor.
Bankacılık sektöründe taşeronlaşmanın getireceği sorunlar elbette çok tartışılacaktır ama bir ülke hangi mantık ile bankacılık sektörünü taşeronun vicdanına ve güvenine teslim ediyor önce bu konuşulmalı.
BDDK'nın bu kararı ile 2021 yılında binlerce bankacı işsiz kalacak.
İşsiz her bankacı aslında bir insanlık dramıdır. Yıllardır bankacılık sektörünü yazıyorum. Bu sektörde yaşanan baskı, mobbing ve insanlık dışı muameleyi.
Tek bir Allah'ın kulu çıkıp da bu sektör çalışanlarına yönelik bir düzenleme yapmadı.
Çıkan tüm düzenleme yabancıların kontrolündeki bankaların lehine olanlar.
Tıpkı son düzenleme gibi.
Yakında size konut kredisi teklif eden emlakçı, kredi kartı satmaya çalışan süpermarket veya ihtiyaç kredisi teklif eden benzin istasyonu görürseniz şaşırmayın!
Çünkü AKP'nin kontrolündeki Yeni Türkiye'de işler artık böyle yürüyecek!