Bankacılar susturuluyor
Bankalarla BASİSEN arasında yapılacak olan toplu iş sözleşme görüşmelerine günler kala gerilim artıyor. Yaklaşık 30 bin sendikalı çalışanın yanı sıra diğer sendikasız 100 bin bankacı bu sözleşme görüşmelerini bekliyor. Bu görüşmelerden çıkacak olan sonucun diğer bankacılar için de emsal gösterilebileceği beklentisi hakim. Bu nedenle tüm banka çalışanları bu görüşmelere odaklandı.
Bugüne kadar futbol turnuvalarının dışında pek bir varlık gösteremeyen Banka ve Sigorta İşçileri Sendikası (BASİSEN) üzerinde üyelerinin baskısı artıyor. Üyeler sendikalarına taleplerini bildiriyorlar. Bu talepler arasında hafta sonu çalışamama ve hedef baskısı bulunuyor.
Sözleşme dikkate alınmıyor
Banka çalışanlarının bir başka sorunu ise sendika ile işveren arasında imzalanan sözleşmenin ihlal edilmesi.
Sendikanın da etkisiz kaldığı belirtilen konuyla ilgili çalışanlar taleplerini sendikaya bildirdiler. Talepleri şöyle:
“Bizlere verilen haklar var ise müdüriyetin buna ayrıca onay vermesine gerek kalmamalıdır. Sendika temsilci olarak belirlenen kişilerin de bağlı olduğu, performansını, yükselmesini ve şubedeki huzurunu belirleyen kişi de şube müdüriyeti olduğu sürece hak savunmasını beklemek yanlış olur. Bizlerin de bu bankanın çalışanı, aynı derecede sendika üyesi olduğumuz unutulmamalıdır. Bu sistemi denetleyebilecek yöntemler bulunmalı ve denetlenmeli, hesabı gerekli mercilerce sorulmalıdır. Çıkış saatimiz belirtilmemiştir. Bu demek oluyor ki gece 24.00’a kadar da tutma yetkisi vardır. İşe giriş ve çıkış saatlerinin açık seçik bir şekilde sözleşmede yazılıp uygulanması için gerekli tedbirlerin alınması gerekiyor.
Ortak olduğumuz kurumda müfettiş ve müfettiş kökenli yöneticilerin kölesi olarak çalışmak istemiyoruz. Hedef baskısı, çalışma saatlerinin düzensizliği, ücretlerin düşüklüğü, memur kökenli olanların yükselme olanaklarının yok edilmesi, bankanın tüm olanaklarının mutlu bir azınlık tarafından kullanılması vb...
Birçok sıkıntının sendikamız tarafından bilinmesine rağmen bir şey yapılmaması bizim en büyük sorunumuz. Bu toplu iş sözleşmesinden de bu değerlendirmeler çerçevesinde büyük beklentilerimiz olmadığını belirtmek isteriz.”
Yeniçağ’a yasak geldi
Banka çalışanlarının sorunlarının gazetemizde yer almasından sonra çalışanlar üzerinde baskı daha da arttı. Yazının elektronik posta ile çalışanlar arasında dolaşmasından rahatsız olan Türkiye’nin en büyük bankası, 30 bine yakın çalışanını uyararak posta trafiğini yasakladı.
BASİSEN üyesi bir okuyucumuz şu postayı yazmış: “BASİSEN üyesi olarak yazınız bizi çok ama çok mutlu etti. Sorumlu gazetecilik örneği olarak da göstermiş olduğunuz hassasiyete bağlı olarak gerçekten kapalı kapılar ardındaki banka çalışanlarının çığlığını köşenize taşıdınız.
Söz konusu yazınız son bir ayda bankamız portalında neredeyse bütün çalışanlar tarafından okundu diyebilirim. Her mail paylaşımında her çalışan, onlarca kişiyle paylaştı bu yazıyı ve bu katlanarak büyüdü. Yazılarınızı paylaşan arkadaşlara engelleme maili, açıkça tehdit eden bir mesajla birlikte sistem tarafından otomatik olarak gönderildi. Artık yazınızı maille kimse kimseye gönderemiyor.
Aslında yazınız buzdağının görünen kısmındaki küçük bir köşe, buzdağının tamamı ve deniz altındaki kısmına baktığımızda çalışanlarının ne kadar acımasızca sömürüldüğünü herkes görecektir. Yazınız paylaşıldığında BASİSEN üzerinden ürkütücü bir etki yarattı.”
Nasıl bir sendika?
Bankacılar artık BASİSEN’i tartışmaya başladı. “Nasıl bir sendika?” sorusu gündeme geldi. Tuvaletlere bile Avrupa standardı getiren hükümet, maalesef sendikacılık konusunda kılını bile kıpırdatmıyor. Bu da Türkiye’de 25-30 yıl görevde kalan sendikacıların sayısını hızla artırıyor. Dolaysıyla sendikalar hükümetlerin hesabına gelen kurumlar olarak faaliyet gösteriyor.
Türkiye’nin tercih sebebi
Yıllarca bir bankanın üst yönetiminde görev yapan bankacı yabancıların Türkiye’yi tercih etmelerindeki en büyük etkenin mevcut yasalar olduğu belirtildi. İsminin açıklanmasını istemeyen bir yönetici, “Dünya sanayi devleri üretim için hep Çin’i tercih ediyorlar. Çünkü Çin’de az paraya çok iş yaptırıyorsunuz. Türkiye de dünya bankacılığı için bir Çin. Avrupa’da hiçbir banka, elemanını gecenin 10.00’una kadar bir de üstüne üstlük hafta sonu çalıştıramaz. Ama Türkiye’de neredeyse çalışanları bankalarda sabahlatacaklar” şeklide acı gerçeği anlatıyor.
Avrupa’da durum nasıl?
Türk bankacılık sisteminin yüzde 70’e yakın bölümü yabancıların kontrolünde. En büyük pay ise Avrupalı bankaların. Bu bankalar, ülkelerinde büyük zararlar açıklarken, Türkiye’de ise kâr rekoru kırdılar.