Banka müşterisini dolandırır mı?..

Suzan teyze 67 yaşında ve kocasından kalan birikimleriyle geçinmeye çalışıyor.

Elindeki üç beş kuruşu bankaya yatırıp oradan elde ettiği gelirle yaşamını güvence altına almaya çalışıyor.

Evinin hemen yanı başındaki banka şubesinde parasını mevduata yatırıyor. Her ay sonu gidip vadeyi yeniliyor. Bu işi şubeye gitmeden de yapabilir ama o gitmeyi tercih ediyor. Halen elindeki kâğıt cüzdana hesabını işletiyor.

Suzan teyze şubedeki bankacıya çok güveniyor. Hatta ona en son gittiğinde kendi elleriyle banyo lifi örüp götürmüş. Bazen de torunlarının yaptığı kurabiyeleri yemeyip bankacı hanıma götürüyor.

Gittiği banka şubesi, Türkiye'nin en büyük 4 bankasından biri. Köklü bir banka.

Suzan teyze, bankacı hanımın yanında otururken, şube müdürü bankanın iç yazışma sisteminden yazar: Suzan'ın parasını mutlaka birkaç gün vadesizde bırak!

Bankacı hanım, müdürün bu talebi karşısında kendini çaresiz hisseder. Ancak hemen karşı odadaki şube müdürü ile göz göze gelir. Sert bakışlar onu daha da çaresiz durumda bırakır.

Şube personelinin utancını ve mahcubiyetini anlayan müdür tekrar şu mesajı yazar: Mecburuz! Bölge müdürü bizim şubeden bu hafta en az 10 milyon vadesiz istiyor.

10 milyon eski para ile 10 trilyon!

Bölge müdürü diyor ki; vatandaşın size emanet ettiği paralara faizsiz tutun! Onları kandırın ve biz bu maliyetsiz parayı başkalarını yüzde 15 faizle satıp havadan para kazanalım.

Bölge müdürüne de bunu yaptırması için bankanın genel müdür yardımcısı baskı yapıyor. Genel müdür yardımcısına da bankanın genel müdürü.

Şube personeli utanarak müşterisi Suzan teyzeye "Bugün bizim faiz oranlarımız çok düşük. Siz yabancı değilsiniz. Ben sizin paranızı pazartesi ya da en geç salı günü daha yüksekten bağlayacağım. Şu anda faiz oranı yüzde 9 ama önümüzdeki hafta ben sizin paranızı yüzde 11 ile bağlayacağım!" yalanını uydurmak zorunda kalıyor

Oysa piyasada faiz oranı 12 ile 13 bandında hareket ediyor.

Yaşlı kadın çok mutlu oluyor. Kabul ediyor. Parasının bankadaki hesabında tam 4 gün faizsiz durmasına izin veriyor.

Yaşlı kadın evladı yaşındaki bankacının kendisine bu iyiliği(?) karşısında adeta minnet duyuyor! Defalarca teşekkür ediyor ve şubeden ayrılıyor.

O bankacı hanım akşam ne hissediyor bilemiyoruz.

Kendisine güvenen inanan bir insanın gözlerinin içine bakarak kandırmanın vicdani rahatsızlığını mı yaşıyor yoksa hedefini tutturmanın mutluluğunu ve huzurunu yaşıyor mu onu bilemem. Ama şunu biliyorum ki, insanları kandırarak yapılan bir işten elde edilen geliri evine götürüp, çoluğuna çocuğuna yediriyor.

O kazanç onların boğazından rahat geçiyor mu onu da bilmiyorum! Allah ile onların arasındaki bir şey!

Bazı bankaların vatandaşı kandırarak paralarını vadesizde tuttuğunu bu köşede defalarca yazdım. BDDK yasal olarak bu bankalara bir şey yapamıyorlar. Ama bu işlemi kısıtlayacak düzenlemeler de yapmıyor.

Belirli bir miktarın üzerindeki paranın nemalandırılması gibi sistemi devreye sokabilir.

Cuma'dan Pazar'a

Bankalar vadesiz hedefini genelde cuma günü veriyordu. Pazartesi gününe kadar vadesizde kalmasını istiyorlardı. Haftanın 4 günü sıfıra yakın olan vadesiz bir anda Cuma patlıyordu. Bankalar bundan rahatsız olmuş olacak ki, bunu haftaya yaymaya başladılar.

Bunun için de son numaraları "Referanslı vadeli". Bu tamamen müşteriyi ve BDDK'yı aldatmaya yönelik bir kılıf. Tıpkı Suzan teyzeye yapıldığı gibi. O günkü faiz oranını düşük gösterip, 2 gün sonra yapması halinde 2 puan fazla faiz taahhüt ediyorlar. Bir de bunu yaparken, faizler düşse bile etkilenmeyeceksin diye yalan söylüyorlar.

Benim buradan yasal olmamasına rağmen bunu şube personellerine hedef olarak dayatan üst düzey yöneticilere sesleniyorum:

Tamam kılıfına uydurdunuz BDDK'yı kandırdınız! Peki Allah'tan da mı korkmuyorsunuz? Bu işlem vatandaşın cebinden para çalmakla aynı değil mi?

Tamam! Allah'tan da korkmadınız!

Peki bunun bir gün çoluğunuzun çocuğunuzdan çıkabileceğini hiç mi düşünemiyorsunuz!

Yazarın Diğer Yazıları