"Baklava" gibi memleket!..

Sonu belli bir seçime giderken, sonunun ne olacağını hiç düşünmeyen bir kitlenin de yaşadığı bir kez daha kanıtlandı bu ülkede...
Kadercilik anlayışına razı olan, seçenekleri sorgulamayan, kaybedeceğini bile bile, bir vahim gidişatın akışına bırakan kitleler de var bu memlekette...
Ve tabii ki sadece AKP tabanını tarif eden yukarıdaki manzaranın dışında, bir de 40 yıldır iktidara gelemeyen bir partinin, medya, siyaset, algı operasyonunun peşine düşerek "bahar" yerine hayal kırıklığı yaşayan bir başka kitle de var ki, en büyük travmayı da bu kesim yaşıyor...
Sonunda "yoksullaştır-köleleştir stratejisi"yle, tarikat-cemaat-inanç sömürüsü ve hayallerin peşinden giderek bir partiyi 20 yılı aşkın süredir iktidarda tutan kitle, yaşla kurunun aynı anda yanacağını bile bile muhalif kesimleri de aynı sosyo ekonomik cenderenin içerisinde sürüklemeye devam ediyor...
Yani, siyasetten nemalanan yüzde 25'lik rantiye müritlerinin dışında, toplumun yüzde 75'inin hayat pahalılığıyla mücadele ettiği bir ülkede, seçmen-siyaset hattında, kendi kaderini tayin edenlerin gafleti bir milleti sosyoekonomik kıskançta tutmaya devam ederken, medyaya yansıyan haberler halkın içinde bocaladığı çıkmazın ne kadar kahredici olduğunu göstermeye yetiyor...
Sosyal, siyasal, ekonomik buhranın ne hallere geldiğini gösteren gazete haberlerini alt alta getirdiğinizde, ortaya sadece çelişki, paradoks içeren değil, aynı zamanda ürkütücü bir manzara da çıkıyor ki, gidişat herkes için "eyvah eyvah" dedirtiyor...

Dolar, enflasyon, borç...

14-28 Mayıs seçimlerinin ardından toplumun AKP'ye tepkili kesimi, yüzde 55'lik kitlenin gafletiyle sürükleneceği uçurumun farkında mıydı bilinmez ama uykudakileri uyandıran tokatlar herkese zam üstüne zamla geldi...
Seçim öncesi 19 lira bandındaki ABD Doları 27 liraya ulaşırken, seçim döneminde 20 lira civarında satılan benzin 36 liraya fırladı...
Bu arada akaryakıta gelen zam yağmurunun ardından 2022'nin son aylarından bu yana yaklaşık 2 bin bayi kapanmak zorunda kaldı...
İşte bu gidişat sosyoekonomik yapıyı tarihte görülmemiş bir depremin şiddetiyle sarsmaya devam ediyor;
Zam yağmuru milleti zeytine, peynire, hatta ekmeğe muhtaç ederken,
Türkiye İstatistik Kurumu'na göre, enflasyon temmuz ayında yüzde 9,49 artarken, yıllık bazda yüzde 47,83 olmuş!.. Böylece aylık enflasyon Ocak 2022'den bu yana en yüksek seviyeye çıkmış...
Devletin istatistik kurumu böyle diyor ama
Enflasyon Araştırma Grubu'na
(ENAG) göre enflasyon aylık yüzde 13,18 artarken, yıllık enflasyon ise yüzde 122,88 olmuş...
Avrupa ülkelerinde yıllık enflasyon yüzde 5,5 iken
Türkiye’de resmî enflasyon aylık yüzde 9.4 olarak açıklanıyor ya, bu çelişki uluslararası alanda çok daha vahim sıkıntıları da deşifre ediyor...
Çünkü "ihracatta rekor kırıldı" denilirken, ithalatın da patladığı ortaya çıkmış... Böylece dış ticaret açığı da büyük boyutlara ulaşmış...
Bu gidişat Türkiye'nin 876 milyar olan iç ve dış borcunu Haziran 2023’de 5,6 trilyon TL'ye ulaştırmış...

Bir dilim tatlı 308 lira...

Dövizdeki artış, piyasadaki zamlar ve enflasyon büyümeye devam ederken, Türkiye'nin sadece özelleştirme ile yağmalanan millî kaynakları üretim, tüketim dengesini bozmuyor, devletin çarpık uygulamaları "Bu ne perhiz, bu ne lahana turşusu" dedirtmeye de devam ediyor!..
İşte bir yandan zeytin ağaçları kesiliyor, diğer yandan iktidar zeytinyağı pahalı diyerek ihracatı yasaklıyor ki, bu skandal dünyada eşi benzeri görülmemiş bir derin çarpıklığı da dışa vuruyor...
Bu arada son 40 yılın en yüksek kuraklığını yaşayan Trakya’da ayçiçeği veriminin düşmesi yeni zamların kapıda olduğunu da gösteriyor...
Türkiye; yaylalarından ovalarına, millî tesislerinden ormanlarına kadar tüm kaynaklarını hızla kaybederken, sığınmacı istilasının yol açtığı erozyonun başka örnekleri medyaya yansımaya devam ediyor.
İşte "İstanbul Silivri'de denize nazır arazilerin havadan drone çekimleri ile işaretlenerek, imar izinli olarak Arap emlakçılar tarafından Araplara satıldığı" sosyal medyaya yansımış...
Ülkenin toprakları karış karış satılırken, Türkiye'de sadece fahiş oranlara yükselen kiralar değil, konut fiyatları da ABD ile kıyaslandığında herkesi şoke ediyor;
Çünkü İstanbul Bağcılar’da 78 metrekarelik 2+1 daireye ödenen parayla California’da 1482 metrekare arsa üzerinde ev alınabildiği konusu çok konuşulan çarpıklıkların başına yerleşmiş...
Öte yandan iktidar ve medyası Gabar Dağı'nda petrol, denizlerde ise gaz çıktı haberleriyle topluma gaz vermeye devam ederken, otogaza gelen 2.3 kuruş zamdan sonra mutfak tüpünün fiyatı 460 liradan 500 liraya çıkmış...
Zamlara tepki gösterenler, 370 liralık benzinin vergisiz olarak 252, iki milyon liralık arabanın ise vergisiz 736.919 TL olduğuna dikkat çekerken, 13 bin liralık maaşın 3772 lirasının vergi olduğuna da isyan etmişler...
Yazının başından itibaren dikkat çekilen vahim manzarayı, AKP'yi iktidarda tutan yüzde 55'lik kitle umursamayabilir ama sonuçta toplumun muhalif görünen yüzde 45'i de ekonomik çarpıklık içinde yanmaya devam ediyor...
İşte tüm bu acıklı gidişatın şerefine (!) İstanbul'daki bir havaalanında, "bir dilim baklava"nın 308 TL olması da hararetle tartışılıyor...

Baklava gibi ülkede yaşıyoruz değil mi?.. Hadi afiyet olsun!!!

Yazarın Diğer Yazıları