Bahçeli ve Ebu Suud Efendi!
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin kurultay sırasında yaptığı konuşmanın iyi hazırlanmış bir metin olduğunu belirtmiştim. Bir arkadaşım uyardı ve “Evet metin genel olarak Türk tarihinin bütünü içinden ortak değerleri ön plana çıkarıyor ama konuşmanın bir yerinde ’Şeyh Edebali’nin duasını, Akşemsettin’in maneviyatını, Molla Gürani’nin hidayetini, Ebu Suud Efendi’nin tarafsızlığını getirdiniz. Sefa geldiniz’ diye bir hitap var. Bu isimlerden Ebu Suud Efendi, Türk Milleti’nin bugünkü birlik ve beraberliği esas alınırsa ortak değer sayılmak şöyle dursun, ektiği kin ve nefret duyguları hâlâ yaşatılan bir kişidir. Dolaysıyla, bu ismin, MHP gibi bir partinin genel başkanının konuşması içinde yer alması manidar değil mi? Alevi katliamına fetva vermek nasıl tarafsızlık olur? Hatta ’Bir Alevi’nin Müslüman olması için önce Hıristiyan olması gerekir’ gibi saçmalıklar da onun fetvalarından kaynaklanır” dedi.
***
Alevilerle ilgili bu türde söylentileri, genç yaşlarımda, halk arasında ilk duyduğumda şaşırmıştım. Ve bu söylentilerin ancak yabancı ajanlar tarafından üretilebileceği kanaatine varmıştım. Bu sapık düşünce tarzının bir Şeyhülislam tarafından verilen fetvadan kaynaklandığını bilmiyordum..
Konuyu en iyi araştıran kişi Ertuğrul Düzdağ’dır. Düzdağ’ın “Şeyhülislâm Ebu Suud Efendi’nin Fetvâlarına Göre Kanunî Devrinde Osmanlı Hayatı” adlı eserinde Alevilerle ilgili fetva aynen yayınlanmıştır.
Bu fetvadan bazı bölümler veriyorum:
Soru: Kızılbaş topluluğunun, dine göre topluca öldürülmesi helal midir? Bunları öldürenler gazi, bu öldürme sırasında ölenler de şehit olur mu?
Cevap: Kızılbaşların topluca öldürülmeleri elbette dinimize göre helaldir. Bu, en büyük, en kutsal savaştır. Bu yolda ölmek de şehitliğin en ulusudur.
Soru: Vurulan Kızılbaşlar arasında esir olanlardan bazıları Ermeni olsa kurtuluşa erer mi?
Cevap: Kurtulurlar, bu takdirde Ermeniler Kızılbaş askeriyle İslam askeri üzerine gelip savaşmış olmayacak; şeraite göre esir almak yoktur.
Soru: “Muâviye hayırlı kişi değildir” dese, şer’an Zeyde ne ceza verilir
Cevap: Ta’zir olunur. “ (Tazir dayaktan idama kadar hakimin takdir edeceği cezadır.)
Görüldüğü gibi, hâlâ halk arasında yaşayan bu fitnelerin mucidi, Ebu Suud Efendi’dir. O halde, milliyetçi bir partinin genel başkanı, konuşma metnine dikkat etmelidir..
Nihat Genç’in
sekiz sorusu
Nihat Genç, odatv için ” Tek Başkanlı, Tek Meclisli Eyalet Yasası’na Sorular “ başlıklı bir yazı yazdı ve sekiz soru sordu:
1) Yeni belediyeler, kendi doktor ve hemşire tayinlerini kendi bölgelerinden yapmak isteyecekler.. ” Yargı atamalarını da kendi bölgemizden kendimiz yapacağız “ deseler ne olur? Nasıl bir sürecin içine girilir?
2) Yasa yürürlüğe girdiğinden hemen sonra, ” Kendi ilimizin adını kendimiz koymak istiyoruz “ diye talep etme hakkına sahip midirler?
3) Yasa yürürlüğe girdikten hemen sonra ” Bir savaş hali yok bu barış ortamında biz ilimizde garnizon, karargah gibi ordu birlikleri ve yerleşimi hiç istemiyoruz, bölgeyi boşaltsınlar “ talebinde bulunma hakkına sahip midirler? Böyle deseler ne olur?
4) ” Biz, dış ilişkilerimizi kendimiz tanzim ederiz, istediğimiz yabancı ülkelerle, milli istihbaratı ve milli güvenliği ilişkilendiren konularda bile işbirliğine girebiliriz “ diyebilirler mi? Deseler ne olur?
5) İstedikleri heykelleri diker istedikleri sokaklara da kendi ’şehitlerinin’ adlarını verirlerken ” Milli anıtları da biz tayin ederiz, milli anma günlerini de biz belirleriz “ deseler ne olur?
6) Yasa yürürlüğe girdikten hemen sonra, orduvari, polisvari bir ’zabıta’teşkilatı kurmak isterlerse ne olur?
7) Yasa yürürlüğe girdikten sonra ” Toplanacak vergilerin oranlarını biz tayin ederiz “ derlerse ne olur, nasıl bir sürecin içine girilir?
8) Bu taleplerle girilecek yeni süreçlerin tıkanması halinde aynı illerin Birleşmiş Milletler ya da uluslararası kurumlardan hadi müdahale demeyelim, siyasi yardım istemeleri durumunda neler olur, nasıl bir sürecin içine girilir?