Babanızın çiftliği değil..

ODTÜ'nün arazilerine çök..

Sonra dön, Medipol Üniversitesi'ne de arazi tahsis et..

İkisi de üniversite.. Birine çöküp, diğerine kıyak üstüne kıyak neden?

Sorunun cevabı 17 yılın özeti;

- ODTÜ "Biz" dediklerinden değil, Medipol bizzat Sağlık Bakanı'nın, yani "Biz" dediklerinden..

17 yıl böyle geçti.. Her seçim sonrası yapılan balkon konuşmasında, "Aha da şimdi değişecek" diye ümitleniyoruz, daha üç gün geçmeden, eski tas, eski hamam..

**

"Hastane sahibi" Sağlık Bakanı'nın üniversitesine tahsis edilen yerlere bir bakın, hepsi Cumhuriyetin sembol alanları.. TEKEL'in Unkapanı'ndaki binası, Ankara Garı, bizzat Atatürk'ün çiftliği..

TEKEL'e alerjileri malumunuz..

Ankara Garı da, muhtemel ki, "10. Yıl Marşı'ndaki demir ağları" hatırlatıyor..

Atatürk Orman Çiftliği, öldürdükleri Türk tarımının temellerinin atıldığı yer.. Nasıl gıcık olmasınlar..

Melih bey zamanında yaptı yapacağını.. Şimdi de bizzat Atatürk'ün çiftliğine el koydular..

**

Bu arada Ankara Garı bahsi açılmışken, şunu belirtmeden geçmeyeyim.. O kadar güzel, taş ve tarihi bir binanın arkasına diktikleri o 'ucube' binayı her gördüğümde, kulaklarını çınlatıyorum..

İhtiyaç varsa, büyütmek gerekiyorsa, "aslına uygun yapalım" demek kimsenin aklına gelmemiş..

İhtiyaç hasıl olduğunda "İstanbul'a ihanet ettik" diyerek sıyrılmayı iyi bilenler, tarihi dokularımıza, değerlerimize ihanete devam ediyor hala..

Kaz Dağları'ndaki maden faciası büyüyerek devam ediyor..

Salda Gölü gibi bir kıymetimiz 'Millet Bahçesi' adı altında talana açılacak..

**

İşin özü, iş Atatürk'ün çiftliğine uzandı ya, belli ki kabulleri o yönde, 'Memleket babamızın çiftliği' deniyor..

Değil efendiler değil.. Babanızın çiftliği değil..

Bursa'ya, 400 milyon dolara yaptırılan "Şehir Hastanesi"ni ilk yağmurda sel götürdü, milyarlarca dolara malolan yeni havalimanının pistleri havuza döndü;

Hala, "Biz en iyisini düşünür, en iyisini yaparız" diyorlar..

Lüzumu halinde de söz hazır;

- Şehirlere ihanet ettik..

Edin efendiler, edin..

Tevfik Fikret'in dediği gibi; "Bu hanı iştiha sizindir.."

Ahlaksız 'gazetecilik" ne mi?

Dedi ki Meral Akşener;

- Cumhurbaşkanlığı sistemi ucube bir sistem.. Uygulamadaki örneklerine benzemiyor.. Anayasal olarak icapları da yerine getirilmedi.. Türkiye keyfiyetle yönetiliyor.. İyileştirilmiş bir 'Parlamenter Sistem' Türkiye'ye daha uygun.. Bu konuda arkadaşlarımın bir 'Anayasa çalışması' var..

**

Vay arkadaş, aynı dakika, belli ki aynı merkez ve akıl üflemiş, kiralık kalemlerin, satılık havuzundaki gazete ve televizyonlar başladı 'dezenformasyona'

Haberleri dinlerken, okurken mesleğimden utandım..

Sanırsın 'Sıkıyönetim bildirisi" ya da "Darbe bildirisi"..

Hepsinde haberin spotu aynıydı;

- CHP, HDP ve İYİ Parti'nin, memuriyetken atılan Fetö mensuplarını işe iade, cezaevindekileri de serbest bırakmak için 'Anayasa hazırlığı' yaptıkları ortaya çıktı..

Vay anam vay !

Devleti..

Devletin Ordusunu..

Devletin Polisini..

Devletin Yargısını..

Devletin Hariciyesini..

Devletin Dahiliyesini..

Devletin Milli Eğitimini Fetullah Gülen'e teslim etmiş, gidip elini-eteğini öpmüş adamların arsızlığına bak sen..

Meral Akşener, "Parlamenter sistem Türkiye'ye daha uygun.. Bu sisteme dönüş için bir anayasa çalışmamız var" diyor, bu ahlaksızların mevzuyu getirdiği yere bakın..

Zaten sözünü ettikleri işin anayasayla da ilgisi yok ha.. İşte yersen..

Kapı arkalarında Fetö'yle 'beyaz sayfa' lafları edenler, ahlaksız yalanlarla gürültü çıkarıyor ki, foya meydana çıkmasın..

**

Ben, onlar fır döndükçe mesleğimden utandım..

Dönüp bakıyorum suratlarına, en küçük bir kızarma yok..

Gerçeği suratının ortasına vurunca da, yağmur yağdı sanıyor..

Ne yapsın, fıtratı bu, hem yalancı, hem düzenbaz, hem de arsız..

Yazarın Diğer Yazıları