Canım memleketimden insan manzaralarını yansıttığımız günlük siyasi gelişmeleri yorumladığımız bu köşede seyrek de olsa güzelliklerinden bahsetmek zorundayız. Zaman zaman bilgi-belge dolu, edebiyat yüklü kitaplardan, yüreğindeki güzelliği yüzüne yansıyan insanlardan, bir avuç idealistin verdiği kutsal mücadeleden örnekler vermek; yarına dair umutlu günlerinde müjdesi niteliğinde olmalı...
Doğrusu ülkemiz karanlık günler yaşıyor. Ancak şafağın en karanlık andan sonra doğduğu gerçeğini unutamayız. Sanayi çağına yüzlerce yıl geç kalışımızın faturasını ne denli ağır ödediğimizin bilincine varan sorumluluk sahibi münevverler (ısrarla aydın kelimesini kullanmamaya gayret ediyorum) bilgi ve iletişim çağını yakalamak için "Türk Aydınlanmasını" gerçekleştirmek zorunda. Aydınlık yarınlar için, donanımlı gençleri yetiştiremezsek bu çağı da ıskalarsak vay ki vay halimize...
Devlet erkini elinde bulunduranların yeni nesillerle ilgili kaygısı yok. Onlar hep yeni seçimleri düşünür. Yeni genç nesilleri cemaatlerin kucağına ittikleri için de beraber yürüyüp; ıslandıkları tarafından sırtlarından hançerlendiler. Anayasanın temel ilkelerinden olan "sosyal devlet" maddesi her alanda uygulamaya konmuş olsa, her gence ücretsiz eğitim ve barınma sağlansa memleketin başına FETÖ bela olur muydu? Gitti FETÖ... Geldi METÖ yarın YETÖ... Oysa "Aydınlık Nesiller"in yetişmesi için bu ülkenin toprağında doğmuş, suyunu içmiş, havasını soluyan tüm bireylere sorumluluk düşüyor. Bireysel gayretler yok değil. Türkiye'nin güçlü holdingleri vakıf üniversiteleri kurup, dereceye giren zeki öğrencilere burs veriyor, karşılıksız okutuyor. Ancak yarına yönelik kendi şirketlerine eleman devşirdikleri de ortada.
Aydınlık nesiller
Sözü uzatmayacağım. Anadolu'muzun çarıklı erkânı güzel gelişmelerle ilgili "Zibilde papatya açtı" der. Anadolu'nun çeşitli kentlerinde KOCAV, Yeni Ufuklar, Bilgi Yurdu, Ahde Vefa, Türk Dünyası Araştırmaları Vakfı gibi dernekler yardım ve kültür vakıfları mevcut. Henüz bir yılını doldurmayan dolayısı ile "kamu yararına dernek statüsü"ne kavuşamayanlardan biri de "Aydınlık Nesiller Derneği". Kısa adı "AND" olan idealist şövalyelerin misyonu "Andımız geleceğimizdir..." olmuş. Hedeflerini: "Aydınlık Nesiller Derneği'ni Cumhuriyet ve demokrasi çerçevesinde, Büyük Önder Atatürk'ün ilkeleri doğrultusunda, sosyal sorumluluk bilinciyle topluma hizmet ederek, ülkemizin geleceğine ve gelişimine katkı amacıyla kuruluyoruz. Amacımız gelecek nesillerin müreffeh ve gelişmiş bir ülkenin ferdi olmalarına imkân sağlayacak konularda inisiyatif alarak ülkemize fayda sağlamaktır" diye özetliyorlar.
2300'den fazla katılımcı var şu an. Aralarında Kuleli Askeri Lisesi'nden çok sevdiğim kardeşlerimden Taner, Metin ve isimlerini zikredemediğim yüzlerce arkadaşımın gönüllülük esası ile çalıştığı dernek sadece "eğitim" ile değil "Spor, Kültür ve Sanat" ile "Tarım ve Hayvancılık"tan "Çevre"ye "Sağlık ve Bakım Hizmetleri"nden "inovasyon"a kadar farklı ve zorunlu konularla ilgilenip, parmak ısırtan projelere imza atıyorlar. Lise, üniversite, yüksek lisans, doktora öğrencilerine burs veriyorlar. Aralarında ciddi uluslararası şirketlerin sahibi ve yöneticileri; "Biliyoruz ki başarıya ulaşmanın ilk koşulu çalışmaktır. Çalışma azmimizi ülkemizin her köşesine ulaştırarak Büyük Önder Atatürk'ün gösterdiği hedef doğrultusunda geleceği biçimlendireceğiz. Aydınlık Nesiller AND'ımız, AND'ımız geleceğimizdir" diyorlar. "www.aydinliknesiller.org" adresindeki sitede detaylar var. Derneğe ve faaliyetlere katkı sağlamak için uzun yılların emeği ile "Tomris'ten rabiaya" adlı kitabını vakfeden Mustafa Durmuş, Kuleli ve Harb Okulu'ndan kardeşim. "Adil davranmadıktan sonra, hacı, hoca olmuşsun kaç para. Hırka, tespih, post, seccade güzel ama, Allah kanar mı bunları" diyen Mustafa'nın nişan yüzüğünü takmıştım. Ayşegül'ü istedim. "Tomris'ten rabiaya" kitabı tarihten, teolojiye, ilahiyattan, sosyoloji-psikolojiye kadar ciddi bilim dallarının kaynaklarıyla yazılmış. AND'a katkı için bu kıymetli eseri önümüzdeki günlerde her dağıtım noktasında bulunacak şekilde basımını bizzat yükleneceğim. Ve değerli okuyucularımıza diğer eserler ile beraber duyuracağım. Aydınlık nesilleri takip edin.
***
Cumhuriyet Yürüyüşü
***
29 Ekim Cumhuriyet Bayramı'nda gençlerimizin ilk TBMM'den Anıtkabir'e yürüyüşünde yıllarca rehber olmaya çalıştım. Dahası gaz bombaları, tazyikli su baskılarında TOMA'nın üzerine çıktım. Lakin bir dönem destek verip, yanlarında olduğum gençler siyasal dogmalarda boğuldu. Marjinal partilerin öncülerini "Tanrı" saymaya başladı. Yine de aralarındaki idealistlerin gönlümde yeri var. Yarın, 29 Ekim'de "Kahrolsun İstibdat, Yaşasın Hürriyet" diyen "Arslan Yürekli delikanlılar" ile izin verilirse Mülkiye önünden yoksa Güvenpark'tan Atamızın huzuruna varmak için yola çıkacağız. "Emperyalist planlara ve iş birlikçilerine karşı; bağımsız Türkiye için mücadele eden Cumhuriyet gençliği, her adımda büyüyor, Hürriyet'e doğru yürüyor" diyen "Hürriyet Hareketi" ile başımızda gerçek anlamdaki "Kuvvacı Kalpağı" ile yürüyeceğiz. Sizleri de bekleriz.
