"Aydınların" dürüstlüğü ve demokrasimiz -I-
Bugün basından seçtiğim bazı örnekleri sunmak istiyorum. Böylece bizim “aydınların” ne kadar dürüst veya sorumlu olduğunu görelim. Sonra da hali pür melalimizi düşünelim.
İlk örneğimiz sayın Özdemir İnce’den. (Hürriyet 29.9.09)
“Baskın Oran.. ideal devletin nasıl olması gerektiğini Radikal Gazetesi’nin 6, 7, 8, 9, 10 ve 11.9.09 tarihli sayılarında yazdı. Prof. Dr. yazara göre İngiltere, İspanya ve Fransa gibi ülkeler demokratik üniter devletin en iyi örnekleri. En rezili Türkiye! Fransa hakkında şunları yazıyor:
’Üniter devletin mabedi kabul edilen bu ülkenin anayasası (madde 72) Fransız topraklarında çok çeşitli etnik, dinsel, vs. kültürlerin yaşadığını kabul ediyor ve bunların kendi özelliklerine göre nasıl yerinden yönetileceğini anlatıyor.’(06.09.09)
Fransız anayasasını açtım ve 72, 72-1, 72-2, 72-3, 72-4 maddelerini bir kez daha okudum. 2003 yılında yürürlüğe giren ’Özel Statülü.. Mahalli İdare’olarak tercüme edebilecek ’collectivitè territoriale’lerle ilgili olan bu maddelerde, ’Fransız topraklarında çok çeşitli etnik, dinsel, vs. kültürlerin yaşadığını kabul ediyor’olduğuna ilişkin herhangi bir kanıt bulamadım.
Yasada bu sözcüklerle ilgili veya ima eden herhangi bir sözcük de yok! Baskın Oran düpedüz okurlarını kandırıyor. Çok ayıp!.. Baskın Oran’ın trajedisi onun ulusal (milli) devlet (ulus-devlet) anlayışından kaynaklanıyor. Ona göre ulus-devlet, alt-kimlikleri inkâr etmek suretiyle demokrasiye rahatça engel olan bir devlet türü (6.9.09) imiş. Yanlış! Hangi demokratik ulusal devlet alt-kimlikler hatırına egemenlik hakkından vazgeçer ya da bu egemenliği alt-kimliklerle paylaşır? Demokrasinin demokrasi olması için ulusal devlete gereksinimi vardır. ’Ulusal egemenlik, bu egemenliği temsilcileri ve referandum vasıtasıyla kullanan halka aittir. (Fransız Anayasası Md: 2) Kuşkusuz her ulusal devlet demokratik olmayabilir. Ama ulusal devletin oluşmadığı toplumlarda demokratik bir yönetim tarzı da ortaya çıkmaz. O halde Baskın Oran tarzı ulusal devlet düşmanlığı aynı zamanda demokrasi ve bağımsızlık düşmanlığıdır. Ulus da, ulusal devlet de (içki gibi) her kötülüğün anası da değil, babası da değil. Baskın Oran ulusal devlet düşmanlığıyla temayüz eden kötü bir politikacı!”
İkinci örneğimiz sayın Prof. Dr. İskender Öksüz’den.(Açık Görüş, 15.6.09)
“Geçen hafta.. son derece iyi niyetle bir yazarımız, ABD okullarındaki andı vermiş. Ancak aldığı kaynaktan olmalı, ’one nation under God’ifadesi, ’Tanrı’nın yönetiminde tek vatan’diye çevrilmiş. ’Tanrı’nın yönetiminde veya altında tek millet’olacakken.
Levent Köker hocamız (’sivil’anayasacı 8 kişiden biri.ss), bu sayfalarda 27 Nisan tarihinde çıkan ’İkinci bir emre kadar Türk’üz, doğruyuz, çalışkanız’yazısını İspanyol Anayasasından alıntı yapıp şu sözlerle bitiriyor: ’İspanya ulusu, . . . tüm İspanyalıların ve İspanya’daki tüm halkların, insan haklarını, kendi kültürlerini, geleneklerini, dillerini ve kurumlarını hayata geçirmelerini güvence altına alır. Aynı şey neden ’Türkiye halkı’için geçerli olmasın?’ Yazıdan, müstakbel anayasamızın da benzer bir ifadeyle ’Türkiye ulusu’veya ’Türkiye halkı’diye başlaması gerektiğini çıkarıyoruz. Pek güzel, pek âlâ da ufacık, minicik bir nokta: İspanyol anayasasının aktarılan metninin aslında, ’İspanya ulusu... tüm İspanyalılar’denmiyor.
İspanyol ulusu (La NaciÓn espaûola) ve ’Tüm İspanyolların (todos los espaûoles) ve İspanya’daki bütün halkların’deniyor. Şimdi oradaki ’İspanyol’sözünün karşılığı ’Türkiye’mi, yoksa ’Türk’müdür? Sürçü-tercüme kime ait? Hocamıza değil her halde. Kimse azıcık ayıp etmiş. Veya olumlu tarafından bakalım: Belki bu tercümenin ilhamıyla, farkında olmadan, ulus devleti terk edişte dünya lideri oluruz. Baş olalım da...
İspanya’yı bırakmadan ekleyeyim. Katalanya’da yapılan iki ayrı anketin verdiği sonuç: Katalanlar hem ’ne mutlu Katalan’ım’, hem de ’ne mutlu İspanyol’um’diyor. (Aslı, ’Katalan/İspanyol olmakla gurur duyuyorum’.) İspanya’da Katalanlar ve İspanyollar değil, İspanyol İspanyollar ve Katalan İspanyollar yaşıyor.
Demokrasi, topluma sahip çıkan, topluma karşı kendini sorumlu tutan, topluma tesir edebileceğinin şuurunda olan insanların harcıdır. Aşiret, cemaat, terör örgütü disiplini içinde demokrasi olmaz. Kime oy verecekleri, millet öncesi ilkel toplum birimlerinin reislerince tayin edilen oylarla yürüyen demokrasi, görünürde olsa da temelde demokrasi değildir.”
(Konuya yarın devam edeceğiz)