Atatürk : Sağlık olsun!
Atatürk yoktan var ettiği ülkesinin lideri olarak sağlığa da önem veriyordu…Sıtma, tarih boyunca insanları yok eden hastalıkların başında gelmişti.Sıtma hastalığının yayılmasında etkili olan sivrisinekler, bataklıklarda hızla çoğalarak pek çok şehir ve medeniyetin yok olmasına neden olmuştu…
Cellât Gölü, İzmir’in Selçuk İlçesi yakınlarındaydı ve geniş büyük bir bataklık haline dönüşmüştü.
Atatürk’ün gezi rotası 1931 yılının Şubat ayında Ege bölgesiydi…
Menderes Nehri’nin taşması nedeniyle Cellât Gölü’ndeki su seviyesi 1.5 m yükselmişti. Bu nedenle Tepeköy’den Selçuk yönüne kadar 40 km’lik arazi, Kozpınar civarında bazı evler ve İzmir-Aydın tren hattının 5 km.’lik sahası tamamen sular altında kalmıştı.
Torbalı Tepeköy Tren İstasyonu’nda Atatürk’ü karşılayan köylülerin arasında, Menteşe Mebusu Esat Bey de bulunmaktaydı. Esat Beyin, “Hoş geldiniz paşam, sefalar getirdiniz. Sizden hepimizin büyük bir ricası var. Biraz ötede bir istasyondan geçeceksiniz. O istasyonun levhasını görünce irkileceksiniz. Çünkü bu levhada Cellât ismini okuyacaksınız. Kasıp kavuran sıtma hastalığı, her sene yüzlerce kurban almakta. Sivrisinekleri o kadar büyüktür ki, bel kemiklerinden jokey sigarasına ağızlık yapılır”
Duyduklarına inanmakta güçlük çeken Atatürk sert bir ses tonuyla yanında bulunan Mahmut Esat (Bozkurt) Bey’e dönerek ”Derhâl kurutulacak” emrini verdi ve dudaklarından şu sözler döküldü:
- Sağlık olsun!
Yola devam edildi. Gerçekten de Esad beyin söylediği kadar vardı.
Kendisini ve beraberindekileri taşıyan tren 60 cm su içinde kalan hat üzerinden gayet yavaş geçebildi…
Göl epeyce büyük bir alanı kaplıyordu. Bütçeden ciddi bir para gerektiriyordu. Ön çalışmaları dâhil kurtarma harekâtı 1935 yılında başlayabildi. Kuşadası’ndan Cellat Gölü’ne kadar 46 km bir ana kanal ve buna bağlı yan kanallar açılarak, Cellat Gölü hızla kurutulmaya başlandı…
Atatürk daha sonraki yıllarda yaptığı Ege ziyaretlerinde Cellat Köyü’nün adının ‘Sağlık’ olarak değiştirilmesi emrini verdi…
Kurutulma çalışmalarında 3.5 milyon lira harcandı. Gölün kurutulmasıyla 1200 hektarlık arazinin bir kısmı topraksız köylülere, bir kısmı da göçmenlere dağıtıldı.
Kurutulmasına karar verilen sadece Cellât Gölü değildi. Aynı zamanda Belevi Gölü, Akarcagöl, Karagöl, Nohut Göl, Akgöl, Kaplancı Göl ve Hasan Gölü’nün de kurutulması kararlaştırılmıştı. Kuşadası’na yakın bir yerden Cellât Gölü’ne doğru 46 km uzunluğunda bir ana kanal açılması planlanmıştı.
Sağlık-Yeniköy ve Ahmetli köyleri arasında bulunan Sinektepe Mevkiindeki arazi, bölgenin en verimli arazisi olarak devreye girdi.
Cellat Gölü'nün bulunduğu 3 bin dönümlük alan, köylülerin her mevsim ürün aldığı bölgelerin başında gelirken bölgede yaşayan halk hem sağlığına kavuştu hem de gelir elde etti…
Tüm bataklıkların kurutulması işi 1940 yılına kadar sürecek Atatürk bunları maalesef göremeyecekti…
Kaynak
Hikmet Aladağ, Sereczacı Ferit Bey, Devlet Hastanesi Mecmuası
Başbakanlık Cumhuriyet Arşivi
Rauf Beyru, 19. Yüzyılda İzmir’de Sağlık Sorunları ve Yaşam
Yeni Asır, 11 Şubat 1931