Aslını inkâr eden anlayışın tecelli ettiği nokta!
Televizyonlara, gazetelere bakıyorum ses yok! İnternet sitelerinin çoğunda küçücük ifadelerle geçiştiriliyor.
Oysa önceki gün 5 şehit vardı El Bab'da... "Nasıl ölmüşlerdi, nasıl bir coğrafyadalardı, neyle ve ne şekilde mücadele ediyorlardı" bu sorulara cevap bulmak bir yana, şehitlerimizin haberlerine bile büyüteçle bakmak zorunda kalıyoruz.
Sosyal medyada gözleri yaşlı şehit babasının fotoğrafları yayılmaya başladı, internet siteleri de kullandı. "İşte şehit babası" diyerek babanın fotoğrafını döndürüp durdular...
Ancak ana akım medyada yine doğru düzgün bir ses yoktu... Mehmetçik, sessiz sedasız şehit olurken, cenazeler de sessiz sedasız defnediliyor. "Şehitler ölmez vatan bölünmez" diye slogan atan gençleri cami avlusuna almayanlar, artık cenazelere bile katılmıyor!
Daha şehitlerimizin hepsi toprağa kavuşmadan, medya sessizlik içerisindeyken El Bab'dan 5 şehit haberi daha geldi.
48 saatte 10 şehit vermiştik!
Haber kanallarının çoğu Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Kültür ve Turizm Bakanlığı Ödül töreninde yaptığı konuşmayı verirken, evlendirme programlarında bildiğimiz rezaletler tam gaz yaşanıyor, yandaş kanallar ise başkanlık güzellemeleriyle kitleleri etkilemeye çalışıyor.
Bu arada son yayınlanan KHK ile Başkanlık referandumu sürecinde "evet" propagandasına "hayır" propagandasından daha fazla süre ayıracak kanallara ceza verilmeyeceği açıklandı. Kısacası "eşit" ve "adil" bir sürecin olmayacağı açıkça ilan ediliyordu.
48 saatte 10 şehit vermiştik!
Eskiden haber kanallarının alt yazılarında geçerdi şehitlerin isimleri... Şimdi bırakın isimleri "şehit oldukları" olayla ilgili herhangi bir son dakika bile geçmiyor.
Gece-gündüz ürettikleri sahtekar belgesellerle Atatürk'ü, Cumhuriyet'i, Kurtuluş mücadelesini karalayan medya kanalları şehit haberlerini dile getirmiyor!
Sahtekarlık, riyakarlık, yalan, dolan!
Aslını, hüviyetini kültürünü reddeden bir anlayış...
Tersten düşünelim...
Orta Doğu'yu kana bulayan Rusya ve ABD ordusundan 10 asker ölürse, Türk televizyonlarının yayın akışları nasıl olacaktır? Havuz medyası nasıl bir tepki verecektir?
Hemen söyleyelim...
Her yerden son dakikalar akacak, yayın akışı değişecek, Washington temsilcilerine bağlanılıp Pentagon ve Trump'ın açıklamaları beklenecek, Rusya ve ABD'nin Orta Doğu politikalarının değişip-değişmeyeceği bu durumun Türkiye'ye yansımalarının nasıl olacağı saatlerce tartışılacaktır.
Mehmetçik şehit olurken alt yazı bile geçmeyenler, ABD ve Rus askerleri için saatlerce canlı yayın yapacaktır!
Bu bir tükeniştir, bu aslını inkâr eden anlayışın tecelli ettiği noktadır. Medyanın, devletin, sistemin getirildiği noktadır.
48 saatte 10 şehit veren bir milletin ferdi olarak itiraz ediyorum. En yüksek sesle itiraz ediyorum. Bu düzene, bu görmemişliğe, bu riyakarlığa itiraz ediyorum.
Orada vatan evlatlarının nasıl şehit düştüklerini, nerede kaldıklarını, ne şartlarda mücadele ettiklerini bilmek istiyorum.
Rusya, YPG ve PYD'yi terör örgütü olarak görmediklerini açıklarken, ABD teröristlere zırhlı araç ve yüksek güdümlü füze gönderiyor! El Bab'dan çıktıktan sonra karşımıza Rusya ve ABD mi gelecek?
Bu soruların cevapları verilmek ve kamuoyu bilgilendirilmek zorunda.
El Bab'da şehit olanlardan biri de Mahmut Uslu'ydu... Polis memuru olan babası Ali Uslu 25 yıl önce şehit düşmüştü. İşte o kahraman çocuk babasının izinden yürüdü... Yaralı arkadaşını kurtarmak için ateş hattına giderken şehit düştü... Geriye, çektiği videodan şu sözler kaldı: "Buradan şehit ailelerine, gazi ailelerine ve aziz Türk Milleti'ne selam ve saygılarımızı iletiyorum. Biz burada oldukça ne vatanı böldüreceğiz ne vatanımıza göz diken hainleri, şerefsizleri, kahpeleri kendi hallerine bırakacağız. Şu bilinsin ki Allah, Türk'le beraberdir.
Allah Türk'ü korusun ve yüceltsin. Amin".