"Aslan demokratlar", KKTC'de tarih ve din dersleri
Aslan demokrasimizden örnekler.
Genel Başkan Mehmet Ali Talat dün ne diyordu?
14.12.2003 seçimlerinden önce: “Hükümete geldiğimizde Denktaş’ı müzakereci yapmamakta ve onu azletmekte kararlıyız. Bizim Anayasamıza göre, görüşmeciyi hükümet belirler. Türkiye de bizi dikkate almak zorundadır... bu Halkın iradesiyle diyalog kurulacak.” (18 Kasım 2003 Milliyet Gazetesi)
Partisi CTP seçimleri kazanınca: “Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti insanının temsilcisi biziz. Rum kesimiyle görüşmeleri Cumhurbaşkanı Denktaş’ın değil, hükümetin yürütmesi gerekir. Meclis birisini görevlendirebilir.
Çünkü bizim Anayasamıza göre Cumhurbaşkanı yaptığı işlerden sorumlu değildir, sorumsuzdur. Sorumsuz biri ile sorumluluk gerektiren bir anlaşma yapılamaz.” (21 Aralık, 2003 Milliyet Gazetesi)
Hükümeti kurunca; “Masada sadece Annan Planı var. Ankara Planı yok. Türkiye sadece Türkiye’yi ilgilendiren kısımlarla ilgili bir çalışma yapabilir. Ama Kıbrıs Türk halkını ilgilendiren bölümlerinin bizimle birlikte yapılması lazım. Sonuçta Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti insanının temsilcisi biziz.”
Talat, CTP ve yandaşlarının içten, AKP, AB, ABD ve Rumların dıştan baskılarıyla, Cumhurbaşkanı Denktaş müzakerecilikten çekildi. Annan Planı’nı görüşmek üzere Bürgenstock’a, Başbakan Talat ve Yardımcısı Serdar Denktaş gitti. Bu değişikliği, BM, AB, Rum kesimi, Yunanistan ve AKP sevinçle karşıladı.
Bu toplantıda, Annan Planı’nın kabulüne ve 24 Nisan 2004’de referandum yapılmasına karar verildi.
Bugün ne diyor?
19 Nisan 2009 seçimlerini Ulusal Birlik Partisi kazanınca: “UBP beni ve yaptığım müzakereleri desteklemek zorundadır, aksi halde kaos olur. Yanıma temsilci atayacaklarını söylemeleri ayıptır, saygısızlıktır. Hükümetin müzakere heyetine temsilci ataması söz konusu değil. Heyeti ben belirlerim, gerekirse de hükümetten de görüşmeler için yardım alabilirim. Dolayısıyla birilerinin yanıma birini ataması diye bir şey söz konusu değil. (27Mayıs, 2009 Milliyet gazetesi)
KKTC’deki siyasi tabloyu özetlersek: Halkın %88’inin savunduğu; iki bölgeli, eşit iki devlet esasına ve Türkiye’nin etkin garantörlüğüne dayalı çözümü savunan ve Kıbrıs’ta iki kişiden birinin desteğini alan hükümet bir tarafta; halkın %12’sinin desteğini alan muhalefetteki CTP öbür tarafta.
Bu tabloyu tamamlayalım. Halka, demokratik, milli iradeye “birileri” adını veren, dün ak dediğine bugün kara diyen, Hükümeti ve Meclisi tehdit eden “demokrat” Talat da Cumhurbaşkanı.
Peki bu duruma, bizim “hızlı demokratlar” Gül ve Erdoğan nasıl bakıyor? Cevap, aynen Talat gibi. 2003 ve 2009 seçimlerinden sonra verdikleri demeçlerde, KKTC’yi Mehmet Ali Talat temsil eder demediler mi?
Aslında durum Türkiye’de de böyle. İçerde, bebek katiline, DTP’ye, PKK yandaşlarına, etnik-ırkçılara, “soykırım” iftiracılarına “demokrasi” var. Ama muhaliflere, milli düşünce sahiplerine yok. Dışarıda Hizbullah’a, Hamas’a var, KKTC Türklerine ve UBP’ye yok.
Neden böyle oluyor? Ehh.. ülkeyi dönüştürmek kolay mı?
Eroğlu Hükümeti’ne teşekkürler
KKTC Bakanlar Kurulu, Talat’ın “Tarih kitapları değiştirilemez, kolejler açılamaz, din dersleri konamaz” dayatmasını dikkate almadı, bir dizi hayati karara imza attı.
İşte bunlardan bazıları:
1. Son aşamaya gelen, tarih kitaplarının değiştirilmesi süratle tamamlanacak. Ders kitaplarından, 1940-1974 arası tarihi çarpıtan, gerçekleri gizleyen yanlışlar temizlenecek. Kıbrıs Türkünün gerçek tarihi yazılacak.
2. Kolejler süratle yeniden açılacak.
3. Okullara Din Kültürü ve Ahlâk Bilgisi dersleri konacak.
4. KKTC’nin “Serbest Bölge” yapılması çalışmaları başlatılacak.
5. Stopaj Vergisi kaldırılacak. Düzenleme Maliye Bakanlığı tarafından süratle tamamlanacak.
6. Seyrüsefer ücretleri düşürülecek. Maliye Bakanlığı çalışmaları süratle tamamlayacak.
7. Muhalif basını susturmak için her yıl alınan 30 milyar TL kaldırılacak. Türk Ajansı-Kıbrıs’ın (TAK) hizmetleri ücretsiz olarak verilecek.
8. Başsavcılığın karşı görüşüne rağmen, Müze Dostları Derneği’ne yapılan ödemelere son verilecek. (Mayıs ayı için 253 Milyar ödendiği, Haziran-Temmuz ayları için 250 Milyar ödeneceği belirlendi.)
Bu güzel gelişmeyi, KKTC’yi Talat ve Hıristofyas’tan ibaret sananlara ithaf edelim.
Sonra da bu milli, demokratik uyanışı alkışlayalım.