Asıl metal yorgunu kim?

Siyaset ayak oyunları ve kaprislerle sürüyor. Bir taraftan "ben" duygusunun yükselişi, öte taraftan ülke meselesi yan yana yürüyor.

Tek adam yönetimlerinin hemen hepsinde bir karşı taraf (muhalif) her zaman vardır ve bunlar çoğunlukla hain kabul edilir. Dolayısı ile ötekileştirerek (düşmanlaştırarak) yönetmek üzerine kurulu bir tarihsel zihin yapımız var.

O sebepledir ki bizde muhalefet her daim iktidarın alternatifi değil, düşmanı olarak tanımlanır.

Bugün de benzer yoldan ilerliyoruz.

Dün olduğu gibi bugün de durum o kadar vahim ki, YSK'nın görevini bir yıl uzatıyor, toplu seçmen göçünü onaylıyor ve eski bir başbakanı alt sıradan bir kadroya halk onayı ile atamak için seçime sürüyor, bir belediye başkan adayının adaylığını engellemek için çaba sarf ediyoruz.

Her şey var, lakin demokrasiyi hazmetmekte sorun yaşıyoruz.

Binali Bey metal yorgunu mu?

Öyle görülüyor.

Motivasyonu yüksek bir aday izlenimi vermiyor. Oldukça düşük kapasiteli deniz vapuru gibi tekleyerek ilerliyor.

İstanbul'u yürekten ve içten alması durumunda üst iradenin baskın yönetiminden kendini bağımsızlaştıramayacak.

Bir de konumlanma meselesi var.

Üst statüden, altının da altına bir statüye ulaşmak için neden bu kadar hevesli olsun? Onu motive edecek ne var? Hangi hevesi, amacı, yüce değer için bu kadar külfetin altında olacak?

Galiba esas metal yorgunu o?

Bıkmış insan tipini görüyoruz onda. İşi şakaya vurmuş, zaman dolduruyor gibi..

Yanılıyor muyum?

Hocalı ve ötekiler

Biz Türklerin en büyük zaafı nedir biliyor musunuz? Kendi millî davamızı başkalarının davası kadar önemsemememiz.

Sadece Hocalı meselesinde değil. Kırım, Kerkük, D. Türkistan ve işte burnumuzun dibinde Suriye'deki Bayırbucak Türkleri.

Asıl kendimizi sorgulamamız gerekiyor, biz kendi derdimize ne kadar yanıyoruz ki dünyadan adalet bekleyelim?

Hocalı'da katliam yapan, Hankendi'de Türklerle birlikte yaşamış bir Ermeni doktor hatıralarında anlatıyordu. Adını hatırlamıyorum ama hiç unutmadım. 7-8 yaşlarında bir kız çocuğunu kafasından duvara çakmış. Hem de bağırta bağırta. "Deney yaptım" diyordu.

Ben kesinlikle yapamam.

Bırak insanı, en vahşi hayvanı bile kafasından duvara çakamam. Ama o yapmış ve bunu hatıralarında anlatıyor.

Tıpkı Sırpların Bosnalı komşularına yaptığı katliam gibi. Kapı komşusu, katliamcıları durduracağı yerde bizzat kendisi katliam yapıyor ve sırayı başkasına vermiyor.

İnsanlık çıldırmış.

Kimse kızmasın. Lamark: "İnsan gelişmemiş bir canlı. Çünkü kendi türünü öldürüyor" derken haksız söylememiş.

Hâlâ kendimize gelemedik

Kimimiz Çin yanlısı. Amerika'yı gerekçe gösteriyor. Radikal dinci birkaç Uygur militanının Amerikan kontrolünde olmasına dayanarak, 1949 işgalini görmezden gelmemizi istiyor.

Onların zihninde bir tek emperyalizm var. O da Amerika..

Rusya'nın Kırım'ı yutması umurunda değil. Hocalı'da katliama göz yumması da önemsiz.

Aynı şekilde kültür emperyalizmini önemsemeyen ve bundan gocunmayan bir Türk dünyası var. Halen daha soyadlarından "ov", "ova", "yev", "yeva" takılarını çıkaramadılar.

Yazarın Diğer Yazıları