Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Yavuz Selim DEMİRAĞ
Yavuz Selim DEMİRAĞ

Aşı gerçeği ve ''Aşı karşıtlığı''

Aşı karşıtlarının İstanbul''da yaptığı mitingi ibret ile izledim. "En hakiki mürşid olan bilim"e karşı çıkmanın anlamsızlığının adını koyamıyorum. Dünyayı kasıp kavuran salgın karşısında "Aşı karşıtlığı" bireysel tercih olmakla beraber, kişinin kendi sağlığı yanında toplum sağlığını tehlikeye sokmasının karşılığı ne yazık ki "Ölüm"lerle sonuçlanabiliyor. Kumpas Davaları esnasında tanışıp, gerçek anlamda "Dost" diyebildiklerimin arasındaydı Renan Yalı... Korolarda aldığı eğitim ile Ankara Sessiz Çığlık gösterilerinde seslendirdiği marşlar, türküler halen kulağımda. Bir devlet bankasında memur olarak çalışmasına rağmen başta Gezi Direnişleri, Sessiz Çığlıklar ve kumpas davaları duruşmalarında bizi hiç yalnız bırakmamıştı. Emperyalizm karşıtı Renan Yalı, aynı zamanda disiplinli bir sporcuydu. Kapitalizm ve ilaç sektörlerinin rantı adına bir anda "Aşı karşıtı" olup, pervasızca savaş bile açtı. İnsan sevgisinden, bilime inancından şüphe duymadığımız Renan, aşı olmadığı gibi ailesine de yaptırmadı. Covit 19''a yakalandılar ailece... ilaç tedavisi ile atlattıklarını sandılar. Sigara bile içmeyen Renan''ın ciğerlerinde iz kaldı ve nefes darlığı yaşamaya başlayınca geçtiğimiz hafta hastahaneye yatırıldı. Değerli eşi Ayşe öğretmen ve oğlu Mert''ten günlük bilgi alıyorduk. Aşıya oğlu ile başlamıştı. 120 kilogramın üzerinde vücut nefes darlığı yaşarken, 120''nin altına düşmeyen nabız yordu kalbini. Yoğun bakımda olduğu halde bir gün önce radyo ve kitap isteyen Renan kardeşim; önceki gün sabaha karşı savaşı kaybetti. Başkenti ünlü Karşıyaka Mezarlığında son yolculuğuna uğurlarken ölüm raporunda "Kalp yetmezliği" yazıyordu. Oysa aynı gün Sağlık Bakanlığının resmi açıklamasında 269 ölüm vakasından bahsediliyordu. Sevgili Yılmaz Özdil''in deyimi ile "Fahrettin''den masallara" yurdumun insanları asla inanmıyor. Mansur Yavaş idaresinde krizi son derece iyi idare eden Mezarlıklarda şahit oldum. "Öğlen veya ikindi namazından sonra kılınacak cenaze namazı" uygulamaları yerine, üçer cenazeyi 15-20 dk. aralarla, kalabalığa sebebiyet vermeden defnediliyor. Ölüm sebepleri resmi kayıtlarla örtülürken çoğunluğun COVİT 19''dan kaynaklandığı biliniyor.

İstanbul Valiliği''nin izin verdiği aşı karşıtlığı mitinginin görüntüleri ortada. Üzerine bazı gazeteci meslektaşlarımızın tutumu tehlikeye çanak tutuyor. Lütfen! Bu arada çağrımı yeniliyorum. Her konunun tek uzmanı (!) siyasetin sözcüsü konumuna oturtulan Diyanet İşleri Başkanı, Cuma hutbesinde "Aşı" konusunu gündeme getirip, gönüllü aşı görüntülerini bizzat kendisi yaparken, müftüleri ve cami imam ve müezzinleri ile kampanyaya destek vermelidir. Aksi halde "Vebal" altında kalacaklardır. Hukukçu dostlarım bu konuda yeni bir "Suç duyurusu" hazırlamak do olduğunun da altını çizmek istiyorum.

Kıbrıs''taki Bürokrasi Hazretleri

Bireysel olarak, hayatımın anlamlı günlerini yaşadığım KKTC''den zaman zaman haber yorumları paylaşırım. Dünyanın tanımadığı gibi ambargolar uyguladığı turizm cenneti KKTC''den yüzlerce mesaj alıyorum. Yavru Vatan''da bir tesiste 1700 personel çalışması çok önemli. Aralık ayından beri mahkemesi süren ülkenin en önemli tesisi ile ilgili karar 25 gün önce adaletli bir şekilde verildi. Lakin, mahkeme kararı ilgili bakanlara henüz ulaştırılmış değil. Girne Kaza Mahkemesi''nin kararı kara yolu ile başkent Lefkoşe''ye 45 dk. ulaşması gerekirken henüz ulaşmış değil. Bu arada KKTC medyasında bazı yapılanmalarla, Türkiye kaynaklı siyasi baskılar yüzünden tebligatların işleme konması üzerine vergi ve ciddi gelirler engelleniyor. Mahkemenin kararında "Vergi kaçakçılığı ve usulsüzlüklerle" ilgili önemli kararlar da var. Dahası bakanlık binalarında yetkili bürokratlara tehdit iddiaları yayınlanıyor.

Kimse kusura bakmasın; "Birilerinin tuzu kuru" olabilir. Ancak yıllardır o tesislerde ekmek yiyen, alın terini akıtırken ülke ekonomisine katkı sağlayan çalışanlar neredeyse 10 aydır işsiz... Evlerine ekmek götüremiyorlar. 1700 çalışan dolaylı olarak 4 ile 5 bin kişiyi etkiliyor. KKTC''de bu rakam ciddidir. Bürokrasi hazretleri anavatan Türkiye gibi işi yokuşa sürme yerine gereğini hukuki olarak uygulamaya koyması durumunda çalışanlar nefes aldığı gibi turistler de rahatlayacak. Yıllardır bu sütunlardan "Geç gelen adalet, adalet değildir" diye defalarca yazdım. Öncelikli olarak işçi, emekçinin hakkı için açın, o tesisleri...

Yazarın Diğer Yazıları