Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Yavuz Selim DEMİRAĞ
Yavuz Selim DEMİRAĞ

Arınç'ın günah defteri...

Merhum Necmettin Erbakan''ın Ankara''da Ticaret Odası Başkanlığı döneminde "Koltuğu bırakmam" derken avukatlığını yapan Bülent Arınç darbe dönemlerinde savunmacıların arasında yerini almıştır. Milli Nizam''dan Milli Selamete, Refah Partisine kadar "Milli Görüşün Vicdani Sesi" olarak nitelendirilmiş olsa da siyasi hırsı Erbakan''a baş kaldıran konuma soktu.

Hukukçu kimliğine rağmen hukuku hiçe saydığı, kumpas davalarında "Aparat" olduğunu hatırlatmak da fayda görüyorum.

4 Temmuz 2008''de Ülke Tv''de: "Türkiye iyi bir noktaya giriyor. Bu sancılar bir taraftan doğum sancısıdır, bir taraftan bağırsaklarını temizlemesidir" demişti. Tam o sırada Ergenekon kumpasında Türkiye''nin aydınları tutuklanmaktaydı. Haksız tutuklamalar karşısında alkış tutan Arınç üzerine "İyi ki bu askerlerle savaşa girmemişiz" sözleri ile Türk ordusunun güzide generallerini hedef gösteriyordu.

Cumhurbaşkanlığı seçimi öncesinde kurucusu olduğu AKP''den ya Erdoğan''ın, ya kendisinin ya da Abdullah Gül''ün aday gösterilmesi için Recep Tayyip Erdoğan''ı abluka altına aldığı da bilinir. Dahası Pensilvanya''ya gidip sümüklü Fettullah ile görüştükten sonra Haziran 2012''de katıldığı Türkçe Olimpiyatlarında yaptığı konuşma şöyle: "O muhteşem insana, hüzünlü gurbetten Bursa''yı seyreden bu güzel insana, muhteşem Fettullah Gülen Hoca Efendiye şükranlarımı sunuyorum" demişti. Yalan mı? Arşiv affetmez! Arınç''ın damadı Ekrem Yeter tutuklandığında FETÖ''nün yan kuruluşu USAF Başkanlığı ile ifadesinde 2004-2006 yıllarında Bank Asya da hesabım vardı. 2014''de çocuğumu sünnet ettirdim. Gelen paraları Bank Asya''ya yatırdım. Kayınpederime başkanlık teklifini sorduğumda "Sivil toplum örgütünün başında bulunmam da fayda olacağını söyledi" diyor.

FETÖ Kumpası ile Avrasya Tv''nin sahibi Türk Metal Sendikasının efsane Başkanı Mustafa Özbek de tutuklanmıştı. 2010 yılında tahliye olan Özbek: "22 ay savunma yapmadan çıktım. 3 saat önce teröristim, şimdi ne değişti" sözlerini Silivri Cezaevi önünde sarf etmişti. Dönemin Başbakan Yardımcısı ve Hükümet sözcüsü Arınç; Özbek''i resmen tehdit ederek: "Bence bu işin keyfini yaşasın, içerideki arkadaşlarına dua etsin. Bu işlerde kabadayılık olmaz. Çünkü öyle kabadayılar vardı. Tahliye edilip çıktığın 1,5 saat kadar televizyon önünde konuşan, sonra tekrar, "İçeri buyrun" dendiği zaman da sesi çıkmayan insanlar var. İyi bir yargılama, güzel adalet hepimiz için gerekli" demişti.

Arınç''ın "Kozmik Oda Kumpası" başlı başına bir vaka. Çok değerli arkadaşım Erkan Yılmaz Büyükköprü "Kozmik Albay" adını verdiği muhteşem eserde Arınç''ın günah galerisinden delilleri sundu. Gözyaşları arasında kendisine suikast yapılacağı yalanlarını ifşa etti.

Bülent Arınç''ın damadı beraat etti. Oğlu da AKP''den milletvekili. Sarayda uzun süre kurullarda görev yaptı. Erdoğan adına Erbakan ekolünün temsilcileri ile temas kurmaya devam ediyor. Zaman zaman hükümeti uyardığını zannettiği açıklamalar bana göre rutin "Gaz almak operasyonları"nın parçasıdır.

Dayanamamış, CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu''nun 10 yıl önce atılan twitler yüzünden hukuksuz ceza verilmesine kendince tepki göstermiş:

"Yasama ve yürütmenin yanında üçüncü erk olarak yer alan yargının en temel görevi; hiçbir tesir altında kalmadan, bağımsızlık ve tarafsızlık prensibine yaslanarak, milletimizin vicdan terazisine uygun kararlara imza atarak adaleti hayata geçirmektir.

İfade özgürlüğü; Evrensel İnsan Hakları Beyannamesi, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ve anayasamız tarafından güvence altına alınmıştır. Demokrasinin tekamülü ve bir toplumun olgunlaşması ancak bu hürriyete gösterdiği saygı ve hoşgörü oranında mümkündür. Beyan edilen fikirler beyan eden kişinin dışındaki toplumsal kesimlerin, siyasi iradenin hoşuna gitmese dahi ifade özgürlüğünün kısıtlanamayacağı da geçmişteki birçok AİHM, Anayasa Mahkemesi ve Yargıtay kararlarıyla içtihat haline gelmiştir.

Bir dönem çeşitli vesayet odaklarının etkisi altındaki yargı tarafından mağdur edilen bizlerin hikayeleri hafızalarda tazeliğini korurken, dünün mağdurlarının mağrur ifadelerle yaşanan hukuksuzluklara gözünü yumması kamu vicdanını yaralamaktadır. Milletimizin ivedilikle ihtiyaç duyduğu şey; adaletin günlük siyasi çekişmelere konu edilmesinden kurtarılarak yeniden sağlam temellere oturtulmasıdır. Eğer ülkemizde bir beka problemi söz konusu ise problemin kaynağı milletimizin bu ihtiyacında aranmalıdır."

Sizce bu mesajlar hukuk, adalet hatırlatması mı? Yoksa günün birinde geçmişte ki konuşmaları yüzünden "Yargılanma endişesi mi?" Yorum değerli okuyucularımızın.

Yazarın Diğer Yazıları