Anlayana sivrisinek saz...
Gezi Parkı protestosu adı altında başlayan tepkinin altında yatan gerçekleri hâlâ göremeyenler veya görüp de anlamazlığa gelmekte ısrar edenler var. Protestoların, Taksim Gezi Parkı’ndaki ağaçların kesilmesiyle başladığı doğrudur. Ancak bu ağaç kesme işinin, bardağı taşıran bir damla olduğu, asıl olanın, uzun bir süredir toplum üzerinde oluşturulan baskıdan, yaratılan korku ortamından, endişe verici bir şekilde artan halkın yaşam tarzını biçimlendirme çalışmalarından ve halkın önemli bir kesiminin yok sayılmasından kaynaklandığı, bilerek veya bilmeyerek göz ardı edilmektedir.
Konuyu hâlâ gezi parkındaki ağaçların kesilmesinden kaynaklandığını düşünenlerin veya tepkileri anlamayarak veya anlamazlığa gelenlerin, ağaçlardan sadece iki adedinin kesildiğini söylemeleri tepkiyi daha da artırmaktadır. Ağaç kesimini protesto edenlere, polisin orantısız güç kullanmasının ötesindeki davranış biçimi de tepkiyi daha da tırmandırmış ve yaygınlaştırmıştır. Eylemlerin birçok ilde yapılması, konunun sadece Gezi Parkı’yla ilişkilendirilemeyeceğinin göstergesidir. Eylemlere karşı polisin müdahale tarzı, yetki ve insaf sınırını aşmış olup, yadırganmaktadır.
***
Protestoların yaygınlaşma sebebinin bir birikim olduğu değerlendirilmektedir. Değişik kesimler değişik tepkilerini dile getirmeye çalışmaktadır. Ancak ortak noktanın, parlamentodaki çoğunluğa dayanarak her şeyi yapma düşüncesine sahip olan yönetime karşı demokratik bir hakkın kullanılması olduğu anlaşılmaktadır. Hareketin özellikle siyasi bir partiye ait olmadığı, liderinin bulunmadığı, doğaçlama olarak ortaya çıktığı görülmektedir. Ancak bu eylemlerin içine bazı radikal ve aşırı uçlardaki örgütlerin sızarak provokasyon yaptıkları ve hareketin özüne zarar verdikleri de bir gerçektir.
İdeolojik olarak toplumu biçimlendirme uygulamalarının, Türk, Türk Milleti, Ulus Devlet, Üniter Devlet, Laiklik, T.C. rumuzu, Cumhuriyetin değerleri ve Atatürkçülüğün erozyona uğratılmaya çalışılmasının, ‘Barış Süreci’adı altında PKK’nın legalleştirilmesinin, yeni anayasa adı altında ülkenin dönüştürülmesi düşüncesinin, TSK mensuplarının çeşitli suçlamalarla yıpratılması ve bu konudaki yargı sürecinin sağlıklı olmadığı algısının, kürtaj, alkol yasağı, çocuk sayısı gibi konuların ve son olarak ideolojik olduğu düşünülen Topçu Kışlası yapımı, Atatürk Kültür Merkezi’nin yıkılması ve AVM yapma düşüncesinin, bir bütün olarak görülerek olayların bu çerçevede kıymetlendirilmesinin daha doğru ve sağlıklı olacağı değerlendirilmektedir.
***
Gelinen durumun iç açıcı olmadığını gören, olayların daha da büyüyerek ülkeye zarar vereceğini değerlendiren, birleştirici ve bütünleştirici bir üslupla ortalığı sakinleştirici, tansiyonu düşürücü ve istikrarı muhafaza edici bir açıklama yapan Sayın Cumhurbaşkanı’nın davranışı memnunluk yaratmıştır. Mesajın alındığını, demokrasinin sadece seçim ve sandıktan ibaret olmadığını, protestoların, on yıllık uygulamaların bazılarından hoşnut olmayanların tepkisinden kaynaklandığının anlaşıldığını ifade etmesi, konunun doğru analiz edildiğini göstermesi açısından önemlidir.
Olayların sona ermesinde etkili olacağı düşünülen en önemli gelişme de Sayın Başbakan’dan beklenen açıklama olacaktır. “Yüz bine karşı bir milyon toplarım”, “evdeki yüzde elliyi zor tutuyorum”, “ayyaş” , “çapulcu” gibi söylemlere son vererek tahrikten kaçınması, toplumu kutuplaşmalardan uzaklaştıracak, birleştirecek, tümünü kapsayacak/kavrayacak, hoşgörü içeren, “ben/biz karar verdik” söylemlerinden, inattan ve kibirden uzak bir konuşma yapması ve uygulamalarıyla da bunu göstermesinin, ülkemiz ve Türk Milleti olarak hepimiz için yararlı olacağı değerlendirilmektedir.
Sosyal medya bahane edilerek cadı avını andıran uygulamalardan vazgeçilmelidir. Toplumun önemli bir kesimi yok sayılmayı kabullenmemektedir. Mevcut olaylar, korkudan ve baskıdan bunalanların, bundan sonra hak aramak için demokratik tepki yöntemlerini kullanabileceklerinin bir göstergesi olarak da algılanmalıdır.
Olayları ısrarla iki ağaca indirgemek isteyenlere hatırlatılır. Anlayana sivrisinek saz, anlamayana davul zurna az.