Anıtkabir’i de kaldırın!
Önceki gün, Atatürk’ün Ankara’ya gelişinin(1919) 91. yıldönümü idi. Bu önemli olayı kutlamak için yapılan Garnizon Koşusu’nun ise, 78. yılı. Bu koşunun yaptırılmadığını medya haberlerinden biliyorsunuz.
Ben de bu gelişmelerin etkisiyle dün sabah uyandığımda, “Evet, haklılar” dedim, “Bu koşu, Ankara Valiliğinin dediği gibi, halkın günlük yaşamını olumsuz etkiliyor!”
Daha da ileri gittim, “Anıtkabir’i de kaldırmalısınız!”
Şimdi hemen AKP’liler itiraz edebilir: “Amma da ileri gidiyorsun Hulki Efendi. Ne olmuş yani bir koşu yaptırılmamış diye. İşin içine niçin Anıtkabiri katıyorsun?”
Vallahi, binlerce haklı gerekçe bulunur, Anıtkabir’in yerini değiştirmek için. Anıtkabir, Atatürk’ün başkent yaptığı Ankara’nın ortasında gözü bozuyor! Oraya şöyle büyük bir AVM yapılsa, yanına da devasa iş merkezi gökdelen dikilse!.. AKP’li işadamları milyarlarca liralık gelir elde etse, daha iyi olmaz mı?
Hem Anıtkabir orada öyle duracağına, AVM yapılırsa turist de gelir, ticaret de canlanır!..
Mustafa Kemal’in askerleri
ve Ankara’sı!..
Önceki gün, “Mustafa Kemal’in Askerleri”, Mustafa Kemal’in açtığı bulvarda, yılda bir kez bile 10 dakikalığına koşamadı!...
Mustafa Kemal’in Ordusu dediğimiz ordunun başındaki komutan da gıkını çıkarmadı; yalnızca internet sitelerine küçük bir açıklama koydu: “Güzergah tahsis edilmediği için...”
Oysa Mustafa Kemal, bugün caddelerine giremediği Ankara’yı başkent yaparken, nasıl da duygulanmıştı!.
“Ankara, emin olun çok latif bir yerdir. Ufukları geniştir” demişti...
Bilmiyordu ki, 2010 yılında, “ufukları dar yöneticiler” Ankara’yı ve Türkiye’yi yönetiyor olacaktı!..
“Ve şimdi bir Amerika kumpanyasıyla görüşüyoruz. O da, oranın imarı için bir proje yapıp hükümete vermiştir. Onun teminatına göre dünyada bu kadar latif bir şehir olmayacaktır” demişti...
“Şimdiki gar da büyük bir gar oluyor. Güneye doğru daha garlar olacak ve aynı zamanda 175 metre genişliğinde bir bulvar yapılıyor” diye devam etmişti.
Aklına hiç getirmiyordu ki, o hayalini kurduğu 175 metre genişliğindeki bulvarlar, 2010 yılında (AKP İktidarında) kendisine ve askerlerine kapatılacaktı!..
Niçin?
“Halkın günlük yaşamını olumsuz etkiliyor” diye!
Oysa o, halkının refahı için 87 yıl önce akla hayale gelmeyecek dev caddeler açtırıyordu!..
“Bir tepe var, o, çepeçevre büyük bir park gibi oluyor ve parkın daha güneyinde bir göl olacaktır. Bu göle nazır ve büyük parkın içerisinde, tepenin zirvesinde gayet latif ve büyük bir Büyük Millet Meclisi binası oluyor ve onun civarında vekâletler daireleri (bakanlıklar) bulunuyor” diyordu, bir çocuk sevinciyle!..
Aklına getirmiyordu ki, 87 yıl sonra o vekâlet binalarının birinde (İçişleri Bakanlığında) oturacak bir vekil, kendisine yasak getirecekti!..
“Kısaca, Ankara dünyanın en güzel şehri oluyor” diyordu, “Elektrik aydınlatması da olacaktır, velhasıl her şey olacak.”
* * *
Evet, bugün her şeyi var Mustafa Kemal’in Ankara’sının.
Ama, bir tek Mustafa Kemal’i yok..
İyi ki, bugünleri görmedi...
++
HAYAT DEĞİRMENİ
Gazetesinden uzaklaştırılan Fehmi Koru, “ABD benden 1 Mart Tezkeresi’nin intikamını aldı” demiş!.
Tezkereden bu yana 7 yıl geçmiş, ABD’nin aklı başına yeni gelmiş!..