Anayasa Mahkemesi’ni göreve davet ediyorum

Basın meslek kuruluşlarının temsilcilerinin Anayasa Mahkemesi önünde organize ettiği, “Sansür yasasına hayır” eylemine Mustafa Kemal Atatürk’ün 98 yıl önce 1925’te söylediği şu sözü pankart yaparak gittim:

-“Basın hürriyetinden doğan mahzurların giderilme vasıtası, yine basın hürriyetidir.”

aym-orhan.jpgDeğerli meslektaşlarım, Tolga Şardan ve Müyesser Uğur kardeşimle protestoya katıldık.

Gazeteciler Cemiyeti Genel Sekreteri Kenan Şener, Basın Konseyi Başkanı Pınar Türenç, İzmir Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Dilek Gappi, Türkiye Gazeteciler Sendikası Genel Başkanı Gökhan Durmuş, Avrupa Gazeteciler Birliği Onursal Genel Başkan Yardımcısı ve Türkiye Temsilcisi Doğan Tılıç, Çağdaş Gazeteciler Derneği Genel Başkanı Kıvanç El, Parlamento Muhabirleri Derneği Başkanı Kemal Aktaş, Gazeteci Tolga Şardan, RTÜK Üyesi İlhan Taşcı, Türkiye Barolar Birliği Başkanı Erinç Sağkan, Ankara Barosu Başkanı Mustafa Köroğlu, CHP milletvekilleri gazeteci Utku Çakırözer, Mahmut Tanal ve CHP Genel Başkanı Özgür Özel konuşmalar yaptılar.

Türk Ceza Kanunu’nun, 217/A maddesinin Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edilmesini istediler.

aym-onunde.jpg
Ben ise çok farklı bir açıdan bakarak konuşmamda dedim ki;

-“Anayasa Mahkemesi bu yasayı iptal etmekten öte meşruiyetini ispat etmeli.

Kararlarının tanınmadığı bir ülkede ne Anayasa’dan bahsedilebilir ne Anayasa Mahkemesi’nden

AYM üyeleri kararlarının uygulanması için buraya gelsinler eylem yapsınlar.

Ama Anayasal meşruiyeti varsa ki var hiçbir mahkeme AYM’nin üstünde değildir kararlarını uygulatsın.”

Bu konuşmama ek olarak ve yeminlerini anımsatarak Anayasa Mahkemesi üyelerine de Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a da Adalet Bakanı Yılmaz Tunç’a de tüm siyasi parti liderlerine de “Bağımsız Yargının Gücü” ile ilgili önemli iki haber vereyim:

Birincisi;

Fransa’nın mevcut Adalet Bakanı Eric Dupond-Moretti "yasa dışı çıkar sağlamak ve görevini kötüye kullanmak" suçlamalarıyla yargılanıyor.

Hâkim karşısına çıkan Adalet Bakanı Dupond-Moretti şöyle suçlanıyor;

-“Bürokratik rakip ve muhaliflerine karşı ünvanını kullanmak…”

Fransa'da ilk defa görevi başındaki bir bakan ve tabii Adalet Bakanı yargılanıyor.

İkincisi;

Portekiz’de bağımsız savcıların açtığı, “enerji ile ilgili ihalelere ilişkin yolsuzluk soruşturmasına” Başbakan Antonio Costa da dahil edildi.

Savcılar Portekiz Başbakanı Costa’yı şöyle suçluyor:

-“Kamu fonlarının kötüye kullanımı ve siyasi nüfuz kullanarak ihaleleri yönlendirme.”

Bu durumda Türk Yargı mensuplarına soruyorum;

-Bağımsız mısınız?

-Mevcut Adalet Bakanı’nı yargılayabilir misiniz?

-Mevcut icraatın başı cumhurbaşkanı hakkında soruşturma açabilir misiniz?

Ve yazımı tamamlarken son dakika haberi geldi.

Anayasa Mahkemesi Sansür Yasasını iptal etmedi…

Ve daha da vahimi oldu…

Anayasa Mahkemesinin kararının ulaştığı Yargıtay 3. Ceza Dairesi bakın şu kararı verdi:

-“Dairemiz üyelerinin, bir de Anayasa Mahkemesi tarafından bu şekilde tehdit edilmesi de esef verici ve manidar bulunmuştur.
Anayasa Mahkemesi üyeleri hakkında gereğinin takdir ve ifası için Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'na suç duyurusunda bulunulmasına karar verildi.”

Temel fıkrası bile bu kadar güldüremezdi beni...

Anayasa Mahkemesi üyeleri kelepçelenerek gözaltına alınırsa asla şaşırmam.

Canım Türkiye’mde yargı bağımsız öylemi ?

Hadi ordan…

Yazarın Diğer Yazıları