Altın ve Borsa’nın geleceği
Merkez Bankası konut fiyat endeksine göre, konut fiyatlarında ortalama yıllık artış, son üç yıldır enflasyonun üstünde gerçekleşti.
Ağustos 2023 ayında yıllık olarak;
*Konut fiyatlarında ortalama artış yüzde 90,3,
*TÜİK, TÜFE oranı yüzde 58,94,
*TÜİK Yİ-ÜFE oranı yüzde 49,41,
*İTO Geçinme Endeksi 74,17 oldu.
Konut fiyatlarının balon yapmasının bir nedeni arz-talep değil; Pandemi, deprem ve seçim öncesi kara paranın aklanma telaşıdır.
Bundan sonrasında, gayrimenkul fiyatlarının normal enflasyona dönmesi ve hatta enflasyonun altında kalması gerekir.
Dolar, Euro, devam eden yerel savaşlar, Brics ülkelerinin kendi paralarını yaratma planı, ambargolarda doların kullanılması, banknotta güven kaybı yarattı.
Geriye Borsa ve altın kalıyor.
Aşağıdaki grafikte son beş yılda, 2018 = 100 bazlı, TÜFE, altın ve borsa endeksleri görülüyor. Altın da, Borsa da TÜFE’nin üstünde artmış.
Türk ekonomisi halen yine dünyanın en kırılgan ekonomisidir. Demokrasi ve hukuki altyapı yoktur. Bu nedenle de güven sorunumuz var. TÜFE yüksek. İstikrar sorunu devam ediyor. Dış borçlarda risk arttı.
Buna rağmen Borsa son bir yılda nominal olarak yaklaşık yüzde 100 arttı. Bu durumda iktisatçıların söyleyecekleri sınırlı söz vardır.
Borsanın şimdi düşmeye başlamasının bir nedeni İsrail savaşıdır. Bu savaş tüm dünya borsalarında etkili oldu. Ancak bizi daha yüksek oranda etkiledi.
Öte yandan Borsa’ya yabancı sermaye olarak yalnızca bazı fonlar geliyor. Bu fonlar spekülatif yatırımlar için belli pay ayırıyor. Çok hızlı girip çıkıyor. Bu nedenle de kırılganlık daha çok artıyor.
Küresel açıdan bakarsak borsalar yine de, bitcoin gibi digital para birimine göre daha güvenlidir.
Altın her çağda, iyi veya kötü ekonomiye yön vermiştir. 1970 petrol krizi sonrasında altın fiyatları aşırı kırılgan olmuştur. Söz gelimi;
*1850 yılında;18,93 dolar;
*1900 yılında; 18,96 dolar;
*1950 yılında; 34,72 dolar;
*1971 yılında; 311,44 dolar;
*1980 yılında; 615,00 dolar;
*2000 yılında; 279,11 dolar;
*Dün de 1975 dolar oldu.
Altın fiyatlarının piyasadaki en büyük belirleyicilerinden biri merkez bankalarıdır. İstikrarlı dönemlerde merkez bankaları, rezerv olarak tuttukları ve gelir getirmeyen altın miktarını azaltma, yerine gelir getiren enstrümanlara yönelir. Dünya barışında riskler artınca, merkez bankalarının altın talebi artar.
Reel faiz seviyesi ile altın talebi arasında ters bir ilişki vardır. Eksi reel faiz altına olan talebi artırır.
Altın fiyatlarında eski yıllarda manipülasyon riski yüksek idi. Bugün ise fazla görünmüyor. Çünkü halen dünya altın üretiminde ilk on ülkenin payı yüzde 64'tür. Altın üretiminde ilk beş ülke Çin, Avustralya, Rusya, ABD ve Kanada’dır.
Öte yandan dolar ve Euro gibi banknota güven düştükçe, altın değer kazanıyor. Dünya yeni para standardına gitmezse, altın her zaman altın olarak kalacaktır.
Mevcut dünya para sistemi devam ettiği müddetçe altın fiyatları kısa vadeli düşse de, orta ve uzun vadede artmaya devam eder.