Allah Allah, komutan konuşabiliyor!

İkinci Cumhuriyetçiler, Sorosçular, açılımcılar, siyasal kürtçüler, tekmili birden hep aynı şeyi söylerdi;

- Türkiye, vatandaşlarının Genelkurmay Başkanı'nın adını bilmediği bir ülke olmalı..

Sıradan ve basit görünen bu cümle, 'Askeri vesayet' karşıtlığı ile süslenir, hem batıya hem de Cumhuriyet ve ordu düşmanlarına şirin hale getirilirdi..

İstedikleri oldu..

Artık Genelkurmay Başkanı'nın adını bilen yok..

Sadece onun değil, Kuvvet Komutanlarının adını bilen de yok..

Sadece bunlar mı? Hayır.. Artık Bakanların adını bilen de yok..

Varsa yoksa 3 isim; Tayyip Erdoğan, damadı ve Süleyman Soylu..

Her şeyi kendine bağlayan, kendinden başka ismin bilinmesini istemeyen, sistemi bile buna göre kurgulayan Cumhurbaşkanı bu durumdan huylanıyor mu bilmem..

Ama tekmilinin birden istediği oldu ve artık Türk Devleti'nin kritik görevlerdeki isimleri bilinmez oldu..

**

Fakat dikkatinizi çekiyor mu, son dönemde Jandarma Genel Komutanı Orgeneral Arif Çetin'i sıkça ekranlarda görür olduk..

Genelkurmay Başkanı'nın, Kuvvet Komutanlarının adlarının bile bilinmeyecek şekilde medyadan koptuğu, sessizliğe büründüğü bir dönemde, Jandarma Genel Komutanı sanki bir piar çalışmasında..

Tüm Kuvvetler operasyonlar yapıyor.. Ama ekranlarda, gazetelerde yalnızca Jandarma Genel Komutanı'nı görüyoruz.. Hatta sıkça görüyoruz..

**

Genelkurmay ve Kuvvet Komutanlıkları Savunma Bakanı'na bağlı..

Tüm açıklamaları Savunma Bakanı yapıyor..

Jandarma Genel Komutanlığı da İçişleri Bakanı'na bağlı..

Ama durum farklı.. İçişleri Bakanı'nın açıklamalarının yanında, komutanın açıklamalarını da görüyoruz..

Şahsi fikrim, askeri operasyonlarla ilgili açıklamaları, askeri yetkililerin yapması yönünde..

Çünkü daha güven verici bir fotoğraf oluyor..

Siyasetçinin, siyaseten yorgunluğu ya da yıpranmışlığı, milli ve güvenlik gibi ortak meselelerle ilgili olsa bile, açıklamanın etkisini törpülüyor..

Buradan 'Vesayetçi' gibi bir sonuç çıkaracak sayısız yarım akıllıyı isim isim sayarım ama, baştan söyleyeyim, nafile..

Ben sadece durumu sadece okumaya çalışıyorum..

Komutanların isimlerini dahi unutturmak üzerine kurulu bir yürüyüşün ve sistemin, Orgeneral Çetin ile ilgili avansının bir sebebi olmalı..

Açıkçası yanıtını bilmiyorum..

Bir makama, bir kişiye 'Alternatif' gibi bir mesaj mı veriliyor, onu da bilmiyorum..

Ama şuraya not düşerek, yarın bir gün yaşanabilecek ilginçliklerin ardından, yeniden konuşmak üzere, konuyu kapatıyorum..

Adil Öksüz'ü bulmadan..

FETÖ operasyonları sürüyor..

Son olarak silahlı kuvvetlerdeki bir imam (!), dün de örgütün Türkiye imamı (!) oldduğu belirtilen bir kişi yakalandı..

Vallahi bunca zaman kendilerini nasıl kamufle ettiklerini anlamakta zorlanıyorum..

Bu işler, FETÖ endişesini diri tutmak için zamana mı yayılıyor bilmiyorum..

Devletin işleyişini düşündüğümde pek mümkün görünmemekle birlikte, devletin tüm dinamikleriyle oynandığı için endişe etmiyor değilim..

Ortada ne zaman ciddi bir tartışma olsa, bir bakıyoruz bilmem hangi şehir merkezli ve bilmem kaç ilde FETÖ operasyonu, son dakika haberi oluyor..

Onu yakaladılar, bunun peşindeler vesaire..

Benim bir merakım hala diri;

- Adil Öksüz ne oldu?

Bu sorunun cevabı, 15 Temmuz ihanetiyle ilgili birçok gerçeği gözler önüne serecek, bundan eminim..

Ama cevabı bulunabilirse..

Sahi, örgüt üyelerinin bahçedeki kedileri bile yakalandı da, bu Adil Öksüz nerede?

Günün Sözü:

Bir insan ne kadar merhametliyse, o kadar kazık yer.. / Ramiz Dayı

Yazarın Diğer Yazıları