Akşener'e ambargo...
Medya, tarihinin en karanlık günlerini yaşıyor. Bu kadar pespaye duruma düşmemişti hiç. Bakalım 24 Haziran akşamı sandıklar açıldığında yüzleri kızaracak mı? Ancak U dönüşü yapıp "normal yayına" geçecekler mi? Ve en önemlisi vatandaşlarımız bunları affedecek mi? Ambargonun kaldırılışını nasıl ilan edecekler bilmem ama 24 Haziran'dan sonra sadece TRT değil birçok gazete ve televizyon satışa çıkacak. Kimileri de tası tarağı toplayıp zulalarını yanına alıp sınırların ötesine hicret eder her halde... Bütün bunları görmek için şunun şurasında 24 gün kaldı...
***
Ambargo denince akla hemen 1974 Kıbrıs harekatından sonra başta ABD olmak üzere bir çok ülkenin Türkiye'ye uyguladığı ambargo gelir. O ambargodan sonra ülkemizde çok şey değişmişti. "Millî Silah" arayışının başlama tarihidir. Sanayi alanında ciddi gelişmenin başlangıcıdır. Medyada İYİ Parti Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı adayı Meral Akşener'e kelimenin tam anlamı ile ambargo uygulanıyor. Yüzbinlerin meydanlara toplanmasının haber değeri görmezden geliniyor. Konuşmaları, açıklamaları yayınlanmıyor. Talimat belli ki saraydan. Aynı taktiği AKP Genel Başkanı R.Tayyip Erdoğan da uyguluyor. Bugüne kadar Meral Akşener ismini telaffuz bile etmedi. Diğer rakiplerine ağza alınmayacak ağır eleştiriler getiren Erdoğan'ın "Meral Akşener orucu" elbette bayramda sona ermeyecek. 24 Haziran akşamına kadar Erdoğan'ın Akşener orucu devam edecektir. Ambargo sadece Akşener için geçerli değil. SP lideri Temel Karamollaoğlu'na da uygulanıyor. Ne de olsa Temel Bey Millî Görüş'ün temsilcisi. Alacağı her oy AKP'nin hanesinden düşülecek.
***
Cumhurbaşkanlığı adaylığını ilk açıklayarak yarışa rakiplerinden önde başlamıştı. Kamuoyu araştırmaları ve sokaktaki vatandaş Akşener'e angaje olmuştu zaten. Muharrem İnce, CHP örgütünü harekete geçirdi ancak CHP'de özellikle kadınların tercihi Akşener olacak. İnce'ye başta uygulanan ambargonun kaldırılması tesadüf değil. O'da sarayın talimatı ile gerçekleşiyor. Sayın Akşener'in "Erdoğan rakiplerini kendi seçer" sözlerinin ne denli haklı olduğu giderek kendisini gösteriyor. Erdoğan'ın hesabı ikinci turda İnce ile yarışmak. Eğer Akşener ikinci tura kalırsa kaybedeceğini çok iyi biliyor. Bu yüzden de İnce'nin rüzgârının medya vasıtasıyla artmasından yana. Fakat hesaplar yine tutmuyor. Muharrem İnce meydanları sallarken iplikler de pazara çıkmaya başladı. Doğrusu Sayın İnce'den böylesi performans beklemiyordum. Şu Pensilvanya'dan icazet işi AKP ve Erdoğan'ı ciddi köşeye sıkıştırdı. Kaybetme endişesi Bahçeli ve Erdoğan'ın yüzüne yansımış. Hırçınlıkları her haliyle ortada. Erdoğan yerine Bahçeli yükleniyor İYİ Parti ve Akşener'e. Doğrusu verilen görevi hiç de iyi yerine getiremiyor. 24 Haziran akşamı tıpkı 3 Kasım 2002 gecesi olduğu gibi "Çekiliyorum" açıklaması yaparsa kimse şaşırmasın.
Meral Akşener'in geçtiğimiz gün açıkladığı "Milletimizle Sözleşme"sine gelince. Son derece sade hazırlanmış. Vatandaşın beklentilerinin tümüne cevap var. "Cumhuriyet ayarlarına dönüş" hedefi tam isabet. İlk kez Akşener'in "Kuleli Askeri Lisesi ve GATA yeniden açılacak" hedeflerine diğer adaylar da sahip çıktı. Güzel gelişme. Bu konuda Erdoğan'ın kıpırdayacak hali kalmadı. FETÖ ile mücadele adı altında 5 günlük ere verilen müebbet hapis cezasının vicdansızlık olduğunu belirten Akşener'e toplumun tüm kesimlerinden alkış yağıyor...
***
Gelelim Erdoğan'ın yıldırmak için önüne geleni mahkemeye verme işine... Bu satırların yazarı dahil dava açmadığı kimse kalmadı. Diploma işini ilk kez gündeme getiren Yusuf Halaçoğlu'nu da görmezden geliyor. Ancak diploma işini Muharrem İnce güzel sürüklüyor. Erdoğan'ın avukatlarından tık yok.
Son nota gelince... Saadet Partililerde müthiş heyecan var. Barajın sıfırlanması umutlandırmış. Seçim büroları ve sokak stantları çok hareketli. Bu seçimin sürprizini gerçekleştirirlerse kimse şaşırmasın. Refah Partisi'ni yükseltip, AKP'yi iktidara taşıyan Millî Görüş'ün kadınları gerçek yuvalarına dönüşün hasretiyle harıl harıl çalışıyor. Kolaylıklar diliyoruz.