AKP’yi MHP mi yönlendiriyor?

Siyaset yorumcularının çoğu, AKP’nin MHP ile ortaklığı üzerinden, iktidarın “Güvenlikçi politikalara” yöneldiğini ve bu sebeple Erdoğan’ın ilk dönemlerde gösterdiği yumuşaklığı kayıp ettiğini söylüyor. Bu görüşte olanlara göre MHP’nin AKP iktidarı üzerinde derin bir etkisi var ve neredeyse liberal sularda seyreden AKP’yi milliyetçi sulara çekerek, yön değiştirmesine sebep olmuş. Özellikle son gelişen “Normalleşme” sürecinin ötelenmesini de buna bağlamaktalar.

Şüphesiz siyasi gelişmeleri bu şekilde değerlendirenlerin haklı olduğu taraflar vardır; ancak, AKP iktidarındaki değişimin ana nedeni ve değiştiricisi tek başına MHP değildir. Çünkü MHP’nin kendisi de kendi caddesinde yürümüyor. O da değişti.

Bir başka değişken de konjonktür (toplu gelişmeler) dediğimiz olgudur. Siyasal olaylar da tüm öteki olalar gibi belirli bir neden-sonuç ilişkisi içinde ilerler. Tek bir nedenden etkilenmezler. Birçok neden ve birçok gelişme siyasal kararları etkiler ve değişmesine yol açar. Dolayısı ile “Güvenlikçi politikalar” sadece MHP’nin konusu değildir. Tam tersine, iktidar olarak bizzat AKP’nin yarattığı dış politik gelişmeler ve buna dayalı aldığı kararlar güvenlik sorunu yaratmıştır. Örneğin Suriye konusunda izlediği politika, Türkiye’yi Ortadoğu bataklığına saplamıştır. Burada meydana gelen İŞİD tehditleri ile PKK/PYD özerk alan yaratma projesi, Türk dış politikasının başarısızlığının bir sonucudur.

Benzer şekilde AKP’nin milliyetçi çizgiye yaklaşmasında MHP’nin etkisi olsa da asıl neden, Erdoğan iktidarlarının aldığı dış politika kararlarının içe yansımasıdır. Hatırlayalım. Mısır’ı Sisi darbesiyle, Suriye’yi Esat’ı varil bombaları gerekçesiyle, Arap dünyasının FETÖ’ye verdiği destek nedeniyle Türkiye’nin en sorunlu alanı ilan eden Erdoğan değil miydi?

Öyle ise?

Etrafınızda bulanan herkes düşmanınız haline gelmişse sizin buna sessiz kalmanız ve halen daha hiçbir şey yokmuş gibi dostane, liberal politikalar izlemeniz mümkün olur mu?

Olmaz.

Olmadı zaten.

AKP iktidarları, yarattığı sorunlu politikalar sebebiyle zorunlu olarak hem güvenlikçi ve hem de milliyetçi olmak ya da davranmak zorunda kaldı.

AKP’nin ülkeyi yönetirken MHP’ye; akıl, fikir, politik yönelim ve strateji bakımından ne ihtiyacı var ve ne de görüş sorduğu. Saray kadroları, SETA gibi iktidara bağlı siyaset ve strateji örgütleri gerekli her şeyi yapıyor. AKP-MHP arasındaki bağ, meclis aritmetiğinde kendini belli ediyor. Orada da MHP, kendi ideolojik çizgisinin dışında pek çok gelişmeye imza atıyor.

AKP’yi milliyetçi-güvenlikçi yapan sebep-sonuç ilişkisinde MHP’nin varlığı biçimsel olmanın ötesine gitmiyor. Bu ilişkide taviz veren AKP ve Erdoğan değil, tam tersine MHP’dir.

Örnek verelim:

- Ege’de 18-20 ada ve kayalıkları Yunanistan işgal etti.

- Türkiye, şimdi şu an yeni açıklamalara göre YOLSUZLUKTA 34 puanla dünya sıralamasında 115’inci sıraya getirildi. Bakınız gelmedi, getirildi.

- Türkiye, AB ile anlaşarak ülkeyi, genel nüfus yapısını değiştirip bozacak hale getirdi.

Örnekleri çoğaltabiliriz.

Bu üç örneğe bakarak sormak lazım: Kim kimi milliyetçi yaptı? Eğer bu milliyetçilikse, bütün bu olanlar ne anlama geliyor?

Ne AKP ve ne de MHP, gerçek anlamda öz itibariyle milliyetçi olamadılar ve milliyetçi bir bakış açısıyla davranmıyorlar. Bu sebeple milliyetçiliği yanlış yere oturtmayalım ve bu ikisinin ortaklığında uyguladıkları politikalarla bütünleştirmeyelim.

Yakın tarihte gerçek milliyetçi lider ve siyaset uygulama örnekleri aranıyorsa, adres Mustafa Kemal Atatürk politikalarıdır. Gerisi tartışılır.

O tartışılamaz mı?

O da tartışılabilir, ancak, felsefesi, duruşu, tutum ve tavırlarıyla, davaya tam sadakat içinde olan lider Atatürk’tür.

Bu sebeple milliyetçi bakış, aidiyet, strateji, iç ve dış politik kararlar, üstün vatanseverlik duygusu ve feraset, tüm inanç değerleriyle M. Kemal Atatürk’te ete kemiğe bürünmüştür. Esas ve asıl lider odur.

Mevcutlarının en belirgin özelliği tutarsızlıklarıdır. Bu sebeple, kimi yayın organlarında yapılan AKP’yi MHP’nin baskı altına aldığı ve yönlendirdiği, hatta güvenlikçi ve milliyetçi yaptığı söylemi doğru değildir. Bir alan hariç. Orası meclistir. MHP’nin AKP’yi zorlayacağı alan burasıdır. Gücünü çektiğinde iktidar boşlukta kalır. Dikkatinizi çekerim, milliyetçilik ve güvenlik boşlukta kalmaz, iktidarın kendisi boşlukta kalır diyorum. Dolayısı ile de Erdoğan MHP’ye, MHP’de Erdoğan iktidarın gücüne şimdilik muhtaçtır.

Yazarın Diğer Yazıları