AKP’ye oy vermeyi düşünen seçmenlere

AKP’ye oy veren değerli kardeşim... Sen de bu ülkeyi benim gibi seviyorsun. Sen de bu ülkenin iyiliğini istiyorsun. Çocuğunu askere yolluyorsun. Millî bayramlarımızda gurur duyuyorsun. Ancak seninle farklı endişelerimiz var. Belki sen benim bazı endişelerimden haberdar değilsin. Sana bugün AKP’nin 8 yıldan bu yana attığı bazı adımların bende uyandırdığı endişe hatta ülkemin geleceği ile ilgili korkulardan bahsedeceğim. Senden dileğim bu hususlarda biraz düşünmen.
1) AKP’ye yakın gazeteler seçimlerden sonra AKP’nin genel af çıkaracağını, Öcalan’ın ise önce ev hapsine alınacağını sonra serbest kalacağını söylüyorlar. Bunda seninde payın olsun ister misin? Cemil Bayık’ın, Duran Kalkan’ın, Murat Karayılan’ın kısa sürecek bir İsveç tatilinden sonra Diyarbakır ve Ankara sokaklarında gezmesi, Bodrum’da denize girmesi seni üzmeyecek mi? Buna bir cevap vermeden önce biraz düşün. Bu çete 6000 güvenlik görevlimizi şehit etti. 6000’e yakın vatandaşımızı öldürdü. 120 öğretmen, 30 imam PKK’lılar tarafından katledildi. Katlettiği çocuk sayısı 400’ün üzerinde. Bazı askerlerimiz vahşice katledildi. Yazmak bile mide bulandırıcı. Bunların affedilmesini ister misin gerçekten.
AKP, 2003’ten bu yana terörle mücadele yerine terörle mücadele edenlerle mücadele ediyor. Sonra da çıkıp “terörü bitirmek mümkün değil, yapılması gereken müzakere” diyor. Buna inanma. AKP terörsüz bir Türkiye devralmıştı. Bugün üzerindeki baskılardan dolayı TSK Güney Doğu Anadolu’da doğru dürüst operasyon yapamaz hale geldi. Bu AKP hükümetlerinin eseridir.
2) Seçimden sonra yeni bir Anayasa yapılacak. AKP anayasadan Türk milleti kavramını çıkaracak. Bunun bir tek nedeni var. PKK’yı memnun etmek. PKK, Anayasaya “Kürt milleti” kavramı da girsin diyor. AKP ise “bak biz Türk milletini çıkardık, artık Kürt milletine de gerek yok” diyebilmek için Alparslan’dan bu yana Anadolu üzerindeki Türk milletinin egemenliğini tartışmalı hale getiriyor. Merak ediyorum, daha sonra Türk Silahlı Kuvvetlerinin adını nasıl değiştirecekler? Bunda seninde payın olsun ister misin?
3) Seni, eşini, çocuklarını, bütün aileni, bayrağı, vatanı ve Kuran-ı Kerim’i korumak için subay olmaya karar veren ve 15 yaşında evinden ayrılarak yatılı okullarda okuyan ve 21 yaşına gelince dağda PKK ile savaşmaya başlayan genç bir teğmenin telefonuna bir terör örgütü mensubunun telefonundan numaralarının yüklemesine ve bu genç çocuğun 26 ay hapiste tutulmasına razı mısın? Sence bir hükümet kendi ordusuna bu kadar saldırmalı mı? Bir orduyu ayakta tutan silahtan önce moral ve maneviyattır. Sen Türk Ordusu’nun Hükümet yandaşı gazetelerde her gün sanki Yunan ordusu imişcesine psikolojik saldırılar altında kalmasına razı mısın?
4) Türkiye’nin her yerinde kiliselerin açılmasına ve misyonerlik faaliyetlerinin son hız ilerlemesine razı mısın? Onlarca Vanlı Türk kadının tecavüz edilmek üzere götürüldükleri Akdamar adasına gitmemek için kendilerini Van Gölünün sularına atarak boğulduklarını biliyor musun? Şimdi biz bu Ermeni çetecilerin torunlarını mutlu etmek için Akdamar adasındaki kilisenin açılmasından memnun musun? Trabzon’da Yunanlıları memnun etmek için Sümele Manastırı bir gün ibadete açıldı. Şimdi Yunanlılar sürekli açılsın diye talepte bulunuyorlar. Buna gerek var mıydı?
5)Yarın bir AKP ilçe başkanı ile davalık olursan, davaya bakan hâkimin Adalet Bakanlığından korkarak senin aleyhine karar vermesini ister misin?
6) Telefonunun dinlenmediği endişesi içinde eşinle ve arkadaşların ile konuşmak istemez misin? Hükümet aleyhinde konuştuğun zaman mesela karınla telefonda yaptığın samimi bir konuşmanın internet sitelerinde yayınlanmasını ister misin?
7) Türkiye’nin yasama, yürütme ve yargının birbirlerini denetlediği bir demokratik hukuk devleti olmasını mı istersin yoksa otoriter bir adamın başkanlık rejimini mi tercih edersin? Bugün Erdoğan’ı sevdiğin için ikincisini tercih edebilirsin ancak ya yarın senin sevmediğin ve seni sevmeyen birisi otoriter bir başkan olarak seçilirse ne olacak? Bu soruları uzatabiliriz. Şimdilik burada bitirelim.
Sakın bana, “Tabiî ki bunları istemiyorum ancak AKP Müslümanların partisi” veya “AKP liderleri dindar” diye oy veriyorum şeklinde cevap verme. Çünkü kimin gerçek dindar olduğunu, kimin Allah’ın sevgili kulu olduğunu ancak Allah bilir. Çünkü Allah’a şükürler olsun, ülkemizde Müslüman sayısı AKP’li politikacılar ile sınırlı değil. İstersen ilk Cuma namazında yanındakine sor hangi partiye oy vermiş. Eğer AKP’ye oy vereceksen yine ver ancak nereye ve neye oy verdiğini bilerek ver. Şunu söylemiyorum. AKP bilerek Türkiye’yi bölünmeye götürüyor. Tabiî ki AKP böyle olmasını istemiyor ancak uyguladığı politikaları öyle kötü ki bu sonucu doğuracak. On yıl sonra oğlun, torunun sana “Baba, dede 12 Haziran 2011’de neden AKP’ye oy vererek ülkemizin bölünmesine giden sürece destek verdin?” diye sorduğunda ona “Bilmiyordum, elim kırılsaydı da vermeseydim” diye cevap verme. Unutma en büyük politik ve ekonomik istikrar vatanın ve milletin bütünlüğüdür.

Yazarın Diğer Yazıları