AKP’nin yargı ve polis formatı!

Görevden alınan Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Aytaç Durak, Adana 3. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen ve 43 gün tutuklu kaldığı, “arsa satışında ihaleye fesat karıştırdığı” iddiası ile açılan davadan da beraat etti. Davalar ile ilgili bir açıklama yapan Aytaç Durak, “Yerel seçim öncesi sayın Başbakan bana ’aday olma’dedi. Gittim, demokratik hakkımı kullandım, Adanalılar da beni 5’inci defa seçti. Seçimi hazmedemeyen Başbakan, benim için ’Adana’da şaibeli bir başkan var!’dedi. Beni itibarsızlaştırmak için yüzlerce müfettişi üzerime saldılar. Çok sayıda hayali dava açtırdılar. Hukuksuz olarak 3.5 yıldır görevden uzak tuttular. Allah’a şükür bu davaların tamamından aklandım. Sayın Başbakan ’Sandık, milli iradenin namusudur’ diyor. Peki, Adanalıların namusu neden çiğnendi?” dedi.


***


Adana’da AKP’nin bazı savcılar üzerinden siyasi operasyon yaptığı net bir şekilde ortaya çıktı. Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkanı CHP’li Yılmaz Büyükerşen’e de aynı türde suçlamalarla açılan bir dava var. Büyükerşen savunmasında, “Seçimlerde alamadıkları Büyükşehir Belediyesi’ni bu defa yargı formatıyla almaya çalışıyorlar. Bu da darbeye teşebbüstür” dedi. Büyükerşen, “Bu dava açıldıktan sonra arkadaşlarım psikolojik olarak zarar görmüştür. Üzüntüden genel sekreterim kalp krizinden vefat etmiştir” diye bilgi verdi.
Yargı formatıyla seçim almak! Veya yargı formatıyla belediye başkanı düşürmek! Hani partinin adında “adalet” var ya... “Adalet” i kendi emelleri doğrultusunda kullanmaya çalışıyorlar ama bu çirkin hesaplar hakimlerden geri dönüyor.
Gerçi Türkiye, Osman Bölükbaşı’nı seçti diye Kırşehir’i ilçeye dönüştüren DP iktidarını da yaşadı ama bir ilde belediyeyi ele geçirmek için halkın sevdiği insanların şerefleriyle, itibarlarıyla, hatta hayatlarıyla oynamayı AKP iktidarı ile gördü... Van’da da böyle uydurma bir soruşturma yüzünden tutuklanan 100. Yüzyıl Üniversitesi genel sekreter yardımcısı Enver Arpalı intihar etmişti...
AKP, yargı ve polis formatını ABD’li savcı Susanne Hayden’dan ve Amerikalı polislerden öğrendi. Ergenekon, Balyoz ve Casusluk soruşturmaları, bu formatlamadan sonra başlatıldı. Bu soruşturmalar sırasında da ölümlere sebebiyet verildi... “Delillendirin” emrini veren Abdullah Gül idi!


***


Financial Times gazetesi, “Mursi gibi Erdoğan da seçim sandığından çıkan çoğunluk oyunun kendisine topluma saygısızca davranma hakkı verdiğini sanmakla suçlanıyor” diye yazdı. Ne saygısızlığı, Erdoğan’ın, “Yakalayın, meydanı temizleyin, dağıtın, yürütmeyin” emirlerini yerine getirirken adam öldürüyorlar! Üstelik AKP, bu iş için polis teşkilatını kullanmaya kalkışıyor. Polisler, hukuka aykırı emirleri yerine getirmeyince, bu defa bazı yetkililerin bilgisi ve hatta yönlendirmesi ile oluşturulan çeteler, Eskişehir’de olduğu gibi döverek adam öldürüyor! Cinayette sorumluluğu bulunan Eskişehir’in yöneticileri ise “arkadaşları yapmış olabilir” gibi uydurma iddialar ortaya atabiliyor!
CHP Aydın Milletvekili Bülent Tezcan ise, Ali İsmail Korkmaz’ın, doğrudan doğruya iktidarın tahrik ettiği polis şiddetiyle kaybedildiğini söyledi.


***


Bu tehlikeli süreçten Türkiye’nin nasıl çıkacağı konusunda Bülent Tezcan, “Türkiye’nin önündeki en önemli görev, iktidarın uygulamalarına karşı bir muhalefet bloğu oluşturma görevidir” dedi. Bizim yıllardanberi gündeme getirdiğimiz bu öneri, CHP’den ilk defa yapılıyor. MHP’nin de bu bloğa katılması halinde, Türkiye, meselelerini çözüm yoluna koyar. Bu iki parti, AKP terörünün seyircisi olursa, halk bu meseleyi yine çözer ama AKP ile birlikte CHP ve MHP de tarihe karışır! Bakınız, artık dünya Erdoğan sonrasını konuşuyor.

Yazarın Diğer Yazıları