AKP'nin sloganı: Yurtta zorbalık, cihanda zorbalık

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in Rusya’nın yurtdışındaki daimi temsilcileri ve büyükelçileriyle Moskova’da buluşması sırasında yaptığı konuşma, Türk basınında yankı bulmadı. Oysa konuşma, Rusya’nın genel stratejik bakışını da özetliyordu.
Putin şu değerlendirmeyi yapıyordu:
“-Batı’nın egemen rolü zayıflıyor ve Batı, Arap dünyasındaki etkisini artırarak buna karşı koymaya çalışıyor. Bu sebeple uluslararası arenadaki kişisel oyuncular, alışıldık etkilerini sürekli kılmak ve jeopolitik fayda elde etmek için tüm yollarla girişimde bulunuyor. Bu sözde insani operasyonlarda, füze-bomba demokrasisi ihracında ve Arap Baharı olarak beslenmiş iç çatışmalara müdahalede görülebilir. Libya’daki trajik gelişmeler gözlerimizin önünde gerçekleşti ve Suriye’de tekrarlamasına izin verilmemeli. Libya’daki Ortaçağ haçlı seferlerine bu defa Suriye için Güvenlik Konseyi’nden izin çıkmayacak. Barışçıl bir yolla çözüm aranmalı.”

***

Tarih boyunca Haçlı Seferleri’ne karşı durmuş bir milletin bugünkü başbakanı Tayyip Erdoğan, Libya’da, Mısır’da ve Suriye’de Haçlı Seferi’ni destekliyor ama yine tarih boyunca Batı’nın kışkırtması ile Türklerin önünü kesmeye çalışmış bir milletin, yani Rusların Devlet Başkanı “Haçlı Seferleri’ne bu defa izin vermeyeceğiz” diyor ve bu sözler, Türkiye basınında satır aralarında geçiştiriliyor veya hiç verilmiyor!
Yurt Partisi Genel Başkanı Sadettin Tantan, “İktidar, Türk kimliğini eritiyor. Batı, Müslümanları kırdırırken AKP bunu destekliyor! ’One minute’yalan, Doğu Akdeniz İsrail’e teslim edildi. ABD Kandil’e girmemize izin vermiyor ama Suriye’de bizi ateşe atıyor..” diyor ama halkın gözü kulağı olması gereken medyada bu tarz sözlere yer verilmiyor. Medya tamamen bir yalan makinesi gibi çalışıyor. İktidarın başarılı olduğu imajını oluşturabilmek için neredeyse sihirbazlık veya illüzyonistlik yapıyorlar.

***

Dörtyol Emniyet Müdürlüğün’de, gençecik polisleri, bir milletvekili çocuğunun önünde sıraya dizmek fiilini bile görmüyorlar. Görenler ise “Bu, AKP’nin fıtratına aykırı” diyebiliyor!
Tam aksine, AKP’nin fıtratı işte budur. Gerçi, bu partizanlık sadece AKP’ye de maledilemez. Geçmişte Demokrat Parti’nin ve CHP’nin partizanlıkları da böyleydi. Demokrat Parti döneminde il başkanları valilere talimat vermiyor muydu? Hatta sınav kazanmış gençlerin yerine memuriyete DP’lilerin çocukları atanmıyor muydu? Yine, Adalet Bakanlığı kadrolarında 5000 kişilik kadrolaşma ile partizanlık yaptığı için eleştirilen CHP’li Mehmet Moğultay, “CHP’lileri almasam da MHP’lileri mi alsaydım?” dememiş miydi? Fakat bütün bu çirkin tecrübelerden sonra AKP’nin adına yakışır bir şekilde yani adaletle davranması gerekmez miydi? Oysa bugün “adalet” korkulan bir kavram haline getirildi. Çünkü kimsede adalete güven kalmadı! Çünkü polisle birlikte yargı da siyasallaştırıldı, partizanlaştırıldı..
Zaten öyle olmasaydı, polislere Emniyet Müdürlüğü’nde hakaret etme cüretini bulan bir milletvekili çocuğu, kendisiyle tartışan polisleri teşhis etsin diye hepsini sıraya dizme kararını bir savcı verebilir miydi? Ve Emniyet Müdürü, böyle bir suç işledikten sonra terfi ettirilebilir miydi?
Şimdi polisler İnternet’te tepki gösteriyormuş. Oysa hukuka aykırı bir emri hiçbir devlet memuru yerine getirmeye mecbur değildi. O genç polislerden hiçbirinin milletvekili çocuğunun önünde sıraya dizilme emrine karşı çıkmaması manidar değil midir? Niçin içlerinden biri bile yapılan uygulamanın hukuka aykırı olduğunu söyleyememiştir?
Çünkü düzen böyle kurulmuştur. İşte Türk Silahlı Kuvvetleri mensuplarını da böyle kolayca harcadılar. Onların komutanları bile hukuka aykırı uygulamalara direnmedi! Şimdi terfi listelerine bakıyorsunuz, yarısı tutuklu!

***

Kısacası, dünyada Haçlı zorbalığına boyun eğenler, içeride de düzeni sürdürmek için adalet adına zorbalık yaptırıyor. Yurtta zorbalık, cihanda zorbalık... İnsanlar ise robotlaştırılmış durumda olan biteni seyrediyor. Çünkü önlerinde liderlik edecek bir muhalefet yok. Üstelik aynı zorbalıklar muhalefet partilerinin içinde de var!

Yazarın Diğer Yazıları