AKP'nin en zor seçimi
AKP, 2002'den bu yana seçim kampanyalarında hep profesyonel kadrolarla çalıştı.
15 Temmuz'da, Boğaziçi Köprüsü'nde darbecilerin açtığı ateşte hayatını kaybeden Erol Olçok, AKP'nin görünmeyen seçim kahramanıydı. Olçok'un sahibi olduğu Arter Reklam Ajansı yaptığı çalışmalarla pek çok uluslararası ödül aldı.
Sahibi olduğu reklam ajansının hazırladığı afişler, tasarımlar, logolar, kitapçıklar, posterler, televizyon reklamları büyük başarılar elde etti.
AKP ilk kez Olçok'suz bir seçim kampanyası yürütüyor.
Referandum kampanyasının başlamasıyla birlikte daha yoğun bir şekilde görsel içeriklerin kullanılacağı bekleniyordu. Şu ana kadar bu beklentiler karşılanamadı. "Evet" kitapçığı dışında üretilen bir propaganda unsuru olmadı.
15 yıllık iktidar döneminde AKP'nin beslendiği mağduriyet eksenli birçok sorun çözüldü. AKP'nin vatandaşlara anlatacağı çok fazla hikayesi kalmadı. 15 Temmuz'a sığınılıyor ancak, vatandaşlar diyor ki "Bu 15 Temmuz meselesi, sadece AKP teşkilatlarıyla değil, vatanını seven tüm vatandaşlarla çözüldü. O gece kimse AKP bayrağı açmadı, herkesin elinde Türk bayrağı vardı."
15 Temmuz'a ait dün yeni görüntüler yayınlandı. Jandarma Genel Komutanlığı'nın güvenlik kamerasına yansıyan görüntülerde, darbecilere ilk müdahalenin Balyoz kumpasında hapse atılan subaylar tarafından yapıldığı görülüyor. Ülkeyi FETÖ'cü darbeden kurtaran asıl iradenin, vatansever kadrolar, vatandaşlar olduğu bir kez daha tespit edildi.
Ekonomi referandumu etkileyebilir
Başbakan ve Bakanların gittikleri yerlerde kalabalığın az olması dikkat çekiyor. Bu olumsuz tablodan dolayı, referandum sonrasında teşkilat yönetimlerinde önemli değişimlerin olabileceği belirtiliyor.
AKP'nin en büyük kozu olan ekonomik göstergeler ilk kez seçim meydanlarına taşınamıyor. TÜİK'in açıkladığı verilerde genel işsizlik yüzde 12.7, genç işsizliğin ise yüzde 24 olarak ölçülmesi tablonun vahametini ortaya koyuyor.
TÜİK, Kalkınma Bakanlığı'na bağlı olarak çalışıyor, dolayısıyla 15 yıldır AKP tarafından yönetilen bir kurum. Eğer bu kurum, referandumdan çok kısa bir süre önce, Bakan'dan onaylı şekilde bu verileri (kısmen kırparak) yayınlıyorsa, ekonomide ciddi sorunlar var demektir.
Küresel rekabetin önem kazandığı, bilgi teknolojileri satan ülkelerin fark oluşturduğu günümüz ekonomisinde; üretecek, satacak bilginiz olmazsa bir yerde tıkanıp kalırsınız. Türkiye şu anda bunu fazlasıyla yaşıyor.
Uzun yıllardır, inşaat sektörünün sürüklediği piyasalardaki durgunluk, işsizliği patlatmış durumda.
AKP, referandum için alabildiğine kötü bir dönemi seçti. Bu ekonomik veriler ve bu propaganda zayıflığıyla sandığa gitmek AKP'ye bir operasyon gibi... AKP içinde bile "Bu dönemde seçime gitmemeliydik" sesleri yükseliyor.
Propaganda metinleri, görselleri ve siyaset dilinin iyi hazırlanmadığı net bir şekilde görülüyor. AKP'liler kendi içinde sürekli birbirlerini tekzip eder hale geldiler.
Erdoğan'ın meydanlara inmesine çok fazla bel bağlanınca, referandum ülke meselesinden çıkarak şahıs meselesi olarak anılmaya başlandı.
Başta Cumhurbaşkanı Erdoğan olmak üzere birçok AKP kurmayının söylediği "Anayasa değişikliği tam olarak anlaşılamadı. Kararsız seçmen hâlâ çok etkili. Tek adamlık geleceği söyleniyor, böyle bir şey yok, ailem yönetime filan gelmeyecek, rejim değişmiyor, vatandaşlarımızın kafasını karıştırmayın" ifadeleri dikkatle okunmalı.
AKP ilk kez bir seçimi, atak yerine savunmada geçiriyor...