AKP’nin ‘Aman istikrar bozulmasın’ tehdidi...
Seçimlere çok az kaldı.
Ortalık toz duman. Hem siyasi olarak hem de ekonomik olarak.
Siyaseti bir kenara bırakıp, ekonomiye bakmakta yarar var.
Döviz yükseliyor, piyasa bıçakla kesilmiş gibi cansız, esnaf siftah yapmadan kepenk kapatıyor. Borsa tepe taklak. Sadece Cuma günü bile yüzde 3’e yakın düştü.
Hisse bazında düşüş yüzde 20’ye ulaştı. Banka hisseleri adeta kağıttan kule gibi çöküyor.
Daha düne kadar 10 kat talep ile gerçekleşen halka arzlar, yatırımcıya zarar ettiriyor.
Oysa geçmiş seçim öncelerine baktığımızda piyasalarda hep bahar havası esmiştir. Oysa şimdi tam tersi.
Hükümete yakın basın bu karamsar tabloyu bazı anketlerde CHP’nin fazla oy alacağı yolundaki tahminlere bağlıyorlar.
Onlara göre, yabancılar CHP’nin fazla oy almasından ve istikrarın bozulmasından korkuyorlar. Aslında bir nevi, vatandaşa psikolojik baskı yapıyorlar.
İstikrarın devamı için AKP!
Bu psikolojik baskı AKP tarafından hemen hemen her seçimde yapıldı.
İyi de hangi istikrar?
İstikrar sadaka gibi dağıtılan yardımlarda mı, yoksa Cumhuriyet’ten bu yana Türkiye’nin tüm birikimlerinin ve ekonomik değerlerinin yok pahasına satılmasında mı?
AKP iktidarı tam bir hayırsız evlat gibi, yıllardır Türkiye’nin en önemli ekonomik değerlerini sattı durdu.
AKP iktidarında neler satılmadı ki?
Petkim, Telekom, Seka, limanlar, Tekel, Tüpraş, Et ve Balık Kurumu ve daha 100’ün üzerinde özelleştirme adı altında haraç mezat yapılan satış.
Bu satıştan elde edilen para nereye gitti.
AKP’ye göre duble yol, hastane ve adliye binası yapıldı. Tabii ki bir de Silivri Cezaevi.
İstikrar bu mu?
Bu tesislerin özelleştirilmesi ile işsiz kalan milyonlar...
Tekel işçileri gibi on binlerce çalışan kapı dışarı edildi, ya da özlük hakları ellerinden alındı. Şeytanın dahi aklına gelmeyecek kadro türleri üretildi ve ortaya binlerce özelleştirme mağduru çıktı.
Şimdi birileri çıkmış istikrarın bozulmasından korkan yabancılardan bahsediyor.
Bunu söyleyenler resmen halkı kandırıyorlar.
Yabancılar Türkiye’yi terk ediyor. Doğru, ama terk etme nedenleri öyle CHP oylarının artması, istikrarın bozulması hikayesi değil.
En önemli neden; Türkiye’den artık alacakları bir şey kalmadı. Türkiye’nin etini de kemiğini de yiyip bitirdiler. Özelleştirmeden gelen paradan daha çok miktar kâr transferi ile Türkiye’den çıkıyorlar. Bunu kimse görmüyor.
Son iki haftadır iki büyük yabancı yatırım şirketi, Türkiye ile ilgili olumsuz rapor yayınladı.
İkisinin de gerekçesi Türkiye’nin bu cari açığı sürdürmesinin mümkün olmadığı. Yıllardır sıcak para ile cari açığı idare eden hükümet iyice köşeye sıkıştı.
Seçim sonrası Türkiye’de ciddi anlamda ekonomik bir deprem beklentisi, yabancı yatırımcılarda etkin bir görüş. Üstelik bu kuruluşlara göre AKP’nin iktidara yeniden gelmesi kesin! O halde burada sorun ne CHP ne de MHP.
Sorun, yıllardır ekonominin kötü yönetilmesi. Banka hisseleri düşüyor. Çünkü bankalar için artık öyle büyük kâr açıklama devri bitti.
Bankaların yurtiçinde kredi vermek için yurtdışından aldıkları sendikasyon kredisi, Merkez Bankası’nın gizli korkusu.
Çünkü cari açığı frenlemenin tek yolu, dövizi yukarı çekmek ve ithalat frenine basmak. Dövizde olası bir yükseliş, bankaları ciddi sıkıntıya sokabilir. Merkez Bankası bu nedenle, bankaların artık iç piyasaya kredi adı altında para pompalamasını istemiyor.
Merkez Bankası, fırtına öncesi sessizliği en iyi okuyan birim.
Yabancının kaçışını endişe ile izliyor. Ancak şu an için yapılacak bir şey yok. Çünkü Türkiye’yi son iki dönemdir yönetenler, öyle bir pembe tablo yaratmışlar ki insanlar bu büyük aldatmacanın adının istikrar olduğunu
sanıyorlar.
Söylenecek bir şey yok!
Aman istikrarımız bozulmasın!
İşte her şey bu kadar!