Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Sadi SOMUNCUOĞLU
Sadi SOMUNCUOĞLU

AKP’den istifa eden İmam Hatipli Milletvekilinin feryadı

Prof. Dr. Yusuf Ziya İrbeç, 21 Ocak 2011 günü, yaptığı bir basın toplantısıyla partisinden istifa etti. İstifanın gerekçesi şöyle:
“22 Temmuz 2007’den beri milletvekilliği yapıyorum. Vatanına, milletine ve manevi değerlerine bağlı bir milletvekili olarak; içinde bulunduğum partinin özellikle iç politikada takip ettiği stratejinin ülkemize getireceği zararlar konusunda endişelerim arttı. Çünkü takip edilen politikalar ile ülkemin ve milletimin sosyolojik, psikolojik ve coğrafik yönden bölünme sürecine sürüklendiğini üzüntü içinde görmekteyim. Bu endişelerimi, hem milletvekili arkadaşlarım arasında ferden, hem de parti toplantılarında defalarca ve alenen dile getirdim. Ancak, yaptığım görüşmelerin ve konuşmaların, keza ikazların hiçbir fayda getirmediğini üzüntüyle müşahede ettim. Bu kaygılarıma sebep olan hadiselerin başında, Başbakanın her konuşmasında toplumu ayrıştırmaya yönelik söylemleri gelmektedir.
Şöyle ki; Sayın Başbakan 4 Ocak 2011 tarihli grup konuşmasında aynen şu cümleleri kullanmıştır: ‘Ama biz, bu ülkedeki tüm etnik unsurları, dedik ya, Türk’üyle, Kürt’üyle, Laz’ıyla, Çerkez’iyle, Gürcü’süyle, Abaza’sıyla, Roman’ıyla, aklınıza ne gelirse hepsiyle, bunlar birer alt kimliktir ve bunlar kesrettir ve vahdette biz bunları topluyoruz.’
Sayın Başbakan bu tür söylemleri, milletimize verdiği zararları hesap etmeden alışkanlık haline getirmiştir. Davranışlarından da, bu alışkanlıklarından vazgeçmeyeceği açık bir şekilde görülmektedir. Buna karşın önceki başbakanlardan hiçbiri, devlet adamı sıfatı ve ciddiyetiyle, böyle bir söylemi benimsememiştir. Vatanına, milletine ve manevi değerlerine bağlı ve aynı zamanda milletinin fertleri arasında hiçbir ayırım gözetmeyen bir milletvekili sıfatıyla, Başbakana şahsen şu soruyu yöneltmek istiyorum: “Sizden evvel bu milleti kim böldü de, siz bütünleştirmeye çalışıyorsunuz?”
Şahsen, milletin ismini telaffuz etmekten kaçınan bir tutuma karşı tepki vermek zorunluluğunu hissediyorum. Ülkemizin anayasal adı Türkiye’dir ve üzerinde vatandaş sıfatı ile yaşayan herkes Türk’tür. Bu bir alt kimlik değildir. Oysa Başbakan söylemlerinde milletimizi bütünleştirici bir unsur olan Türklüğü sürekli ve anlaşılmaz bir biçimde alt kimlik haline getirme çabası ve gayreti içindedir.
Ben, aynen Başbakan gibi İmam Hatip Lisesinden mezun olmuş bir kişi olarak; Başbakanın benimsediği bu davranış ve söylemi sonucunda ortaya çıkan ayırımcılığın yüce dinimizde de yerinin olmadığını ifade etmek istiyorum.
Şimdiye kadar, AK Parti içinde birlikte çalıştığım arkadaşlarımla ve AK Parti’ye oy vermiş vatandaşlarımızla hiçbir sorunum olmamıştır. Aynı endişeleri taşıyan çok sayıda milletvekili arkadaş ve vatandaşlarımızın olduğunu da biliyorum. Tepkim, parti yönetiminin endişelerimi tetikleyen birlik yerine bölünmeye taşıyan baskıcı politikalarınadır. Açılım politikalarının milletimizin yüreğinde Habur ve benzerleri ile açtığı yara, hepimizin malumudur. Seçim sonrası yapılacak anayasal değişiklikler ile milletimizin ve ülkemizin birlik ve bütünlüğünün bozularak, bu yaranın daha da derinleşeceği endişesini taşımaktayım.
Şu anda gösterilen yoğun çaba, halk oylamasına ihtiyaç bırakmayacak bir milletvekili sayısına ulaşmayı hedeflemektedir. Vatanın ve milletin bütünlüğü üzerinde hiçbir şekilde parti politikası kabul edilemez. Burada asıl olan, milletin birliğini ve bütünlüğünü korumaktır.
Bu duygu ve düşüncelerle, şimdiye kadar mensubu bulunduğum AKParti’den istifa ediyorum.”
Türk Milletine karşı taşıdığı sorumluluğun idrakinde olan milletvekili İrbeç, istifa gerekçesiyle, varlığımıza yönelen yakın tehlikenin özünü ortaya koymuştur. Şimdi de bir olan milletimiz, vatanımız ve bin yıllık bağımsız devletimiz, bölünme tehlikesiyle karşı karşıya diyen İrbeç, MHP’den aday olarak mücadelesini sürdürmek istiyor.
Çok da doğru söylüyor. Eğer milletin birliği bozulursa, orada devlet de vatan da din de kalmaz. Etnik fitneyi ateşleyerek, bir olan milletimizin parçalanması; bir Haçlı projesidir. Araçları, PKK terör örgütü, AB üyelik aldatması ve üniter milli devlet yapısının federalleşmesine inanmış siyasi iktidardır.
12 Haziran seçimlerinde oylanacak olan budur. Eğer sonuç anayasanın değiştirilmesine elverişli çıkarsa, Türkün adı bile kalmayacaktır.
Uyan ey ehli vatan!

Yazarın Diğer Yazıları