AKP muhafazakâr demokrat mıdır, oynak merkez mi?

AKP kendisini “muhafazakar demokrat” bir parti olarak tanımlamaktadır. Ancak bu tanımlamanın ciddiye alınması mümkün değildir. Çünkü AKP ne muhafazakardır ne de demokrat. Bu makalede AKP’nin neden muhafazakar olmadığını açıklayacağız. Demokrat olmadığını ise açıklamaya hiç gerek yok zaten.
Muhafazakarlık bir davranış biçimi olarak insan var olduğu sürece var olmuştur. Bir davranış biçimi olarak muhafazakar olmak siyasal anlamda da muhafazakar olmak anlamına gelmemektedir. Kişilerin kişisel veya ailevi hayatları ile ilgili muhafazakar olması mensup oldukları siyasal hareketi muhafazakar yapmaz. Örneğin bir komünist parti üyesi özel yaşamında ve ailesi ile ilgili konularda muhafazakar hatta aşırı muhafazakar olabilir. Ancak bu kişinin siyasal ideolojisi ve partisi muhafazakar parti değildir. AKP, yönetici kadrosunun kişisel ve ailevi muhafazakarlığını “siyasal muhafazakarlık” olarak sunmaktadır ki bu alenen siyaset bilimi ile alay etmektir.
Bir dünya görüşü olarak Fransız Devriminden sonra Edmund Burke tarafından yazılan “Fransız Devrimi Üzerine Düşünceler” adlı kitapta ilk siyasal manifestosunu ortaya koymuştur. Muhafazakar dünya görüşü varolan siyasal sistemin, siyasal sistem ve siyasal/toplumsal sistem ile ilişkili toplumsal değerlerin korunması, muhafaza edilmesi üzerine kuruludur. Muhafazakarlık dönüşüme karşı değildir ancak dönüşümün devrimci olmasına karşıdır. Muhafazakarlığın özü değişimin devrimci değil, tedrici olmasını savunmaktır. (Andrew Heywood, Siyasi İdeolojiler-Bir Giriş, Adres Yayınları, Ankara 2007, s.86)
Samuel Huntington, muhafazakarlık ile ilgili klasikleşmiş olan “Conservatism as an Ideology” adlı makalesinde şöyle demektedir: “Muhafazakarlığın özü var olan değerlerin hararetle onaylanmasıdır. ... Eğer bir kişi müesses nizamdan (statükodan) memnun değil ve müesses nizamın her ciddi tehlikeye karşı savunulmasına hazır değil ise muhafazakar diye adlandırılamaz.” (Samuel Huntington, “Conservatism as an Ideology” The American Political Science Review, 51, 1975,s.454)
Oysa AKP, mevcut sistemde milletin adı ve devletin yapısı dahil her şeyi değiştirmeye kendisini adamış bir partidir. AKP liderleri A. Gül ve Erdoğan 2003’den bu yana ülkemizde yaşananları nitelendirmek için muhafazakarların en nefret ettiği sözcük olan “devrim” kelimesini kullanmaktadırlar. Özetle, AKP siyasal anlamda muhafazakar bir parti değildir.
AKP bazılarının sandığı gibi bazı dini motifler üzerinden siyaset yapsa da İslamcı bir parti de değildir. AKP liderlerinin siyasal kariyerleri İslam dininin siyaset için kullanılması üzerine kuruludur. AKP’nin dinimiz İslam’ı istismar ettiği hususu Başbakan Erdoğan’ın ifadelerinde şöyle kristalleşmiştir: “Bir dönem dini kullandık.” E. Adalet Bakanı Mehmet Ali Şahin de şöyle diyordu: (“Siyasette dini kullandık” (Ergun Poyraz, Musa’nın Çocukları, s.40)
İslamcı da olmayan AKP eklektik siyasal düşünceyi temsil eden bir partidir. AKP’nin temel özellikleri faydacı, ekonomik anlamda Friedman gibi liberal, siyasi anlamda Pinochet kadar otoriter, İslam dinini Türkiye Cumhuriyetinin milli kimliğine karşı kullanıldığı ölçüde yararlı gören bir partidir.
AKP, ABD, AB veya İsrail ile herhangi bir fikri veya ideolojik zeminde yandaşlık veya karşıtlık ilişkisi içinde değildir. Davos’ta “one minute” deyip, dört ay sonra 49 yıllığına İsrail’e sınır şeridi kiralayabilir. Türkiye’nin değil, AKP’nin menfaatleri neyi gerektiriyor ise öyle bir politika dönemsel olarak benimsenebilir. Bu özellikleri ile AKP gerçekten muhafazakar demokrat ne siyasal İslamcı ne de liberal bir bir siyasal kimliği temsil etmektedir.
AKP’nin siyasal duruşunu temsil eden en iyi kavram “oynak merkez” kavramıdır. AKP, oynak merkez partisidir. Bu oynaklık o derece geniş bir oynaklıktır ki, Erdoğan Habur’da PKK’nın “zafer geçiti” gösterilerinin ertesi günü “bu görüntüler bize umut veriyor” diyebilmekte ancak kamuoyu yoklamaları halkın büyük bir öfke içinde olduğunu gösterince Habur zafer geçitine öfke püskürebilmektedir.
AKP, örneğin misyonerliğe şiddetle karşı çıkan ulusalcılara “dini duyguları zayıf” diyerek ateş püskürür ancak “ben ateistim” diye haykıran liberallerle fikri ve eylemsel ittifakı sakıncalı görmez. Çünkü AKP oynak merkez partisidir. Bir gün gerekirse yine oynar ve liberallere karşı ulusalcılarla işbirliği yapmamız gerekiyor görüşünü savunabilir. Bu politik tavır oynak merkez olmanın gereğidir.

Yazarın Diğer Yazıları