AKP kayıtsız şartsız niçin desteklenir?
MHP'nin başında her şeyi herkesten daha iyi bildiğini sanan, "bilge" namlı bir şahıs var. Aslında siyaset fukarası olan bu zat iktidarın fiili uygulamalarını hukukileştirmek için iktidar partisini kayıtsız şartsız tek başına destekledi. AKP'yi desteklemeyi 'Türkiye'nin beka sorunu' olarak ilan etti.
Kendisini uyaran herkesi "hain, bölücü, kripto FETÖ'cü vb.." kelimelerle suçladı. MHP'nin çilekeş seçmeni dahil hiçbir Allah'ın kuluna hesap vermek zorunda olmadığını ilan etti. "Size ne... Size mi soracaktım?" diyerek demokrasiden ne anladığını ortaya koymuştu.
Bahçeli'nin tek başına aldığı ve sonuç itibarıyla Türkiye'yi AKP'ye teslimiyet anlamına gelen kararı olan "Cumhurbaşkanlığı Sistemi"nin MHP'nin kapısına kilit asmak anlamına geldiğini hem kendisine hem de MHP milletvekillerine bir mektupla zamanında şöyle bildirmiştik:
"Başkanlık sistemi yalnızca Cumhurbaşkanı'nın Başkan'a dönüşmesi değildir. Başkanlık iki partili sistem, dar bölge seçim sistemi ve yerel yönetimlerin güçlendirilmesiyle ilgili bir yapıdır.
Bu durum başta MHP olmak üzere oy oranında birinci ve ikinci olamayan partilerin siyaset sahnesinden çekilmesi demektir.
Çok açıktır ki, Başkanlık sistemi, her şeyden önce MHP'nin kapısına kilit vurduracak bir sonucu doğurma ihtimali çok yüksektir.
Böyle bir risk nasıl alınır, anlaşılır gibi değildir."
Daha o zaman MHP'nin parlamentodaki milletvekillerine "MHP'nin tarihine, ideallerine ve iddialarına saygısı olan hiç kimse uyarlanmış ve ayarlanmış bu anayasa değişikliğine "evet" diyemez. Hiç kimsenin tahmin etmemiştik, böyle olacağının farkında değildik, deme hakkı yoktur." diye yazmıştık.
Tabanından kopmuş olan MHP'nin milletvekilleri ikaza, uyarıya ve tehlikeye aldırmadı. Bahçeli'nin ardına takılarak hem ülkeye hem de MHP'ye yapacağını yaptı.
AKP'nin bekası için MHP'yi feda eden bütün zamanların bilge lideri (!) zaman gelecek MHP'nin cumhurbaşkanı adayı olarak AKP genel başkanını ilan edecektir.
Aslında benzer uyarıyı televizyonlardan o zaman Burhan Kuzu şöyle yapmıştı: "Başkanlık sistemi iki partili olacaktır... Bu partiler de AKP ve CHP olacaktır". Burhan Kuzu açıkça 'MHP tabela partisi olacaktır' demişti.
Yanılmaz bilge lider (!) bu ikazlara tenezzül dahi etmedi.
Bahçeli, Türkiye'yi 'Parti Devleti'ne çevirdi!
Mevlüt Çavuşoğlu da Anayasa değişikliği "Cumhurbaşkanımızı Ak Parti'yle birleştirecektir. Sonuçta da Türkiye'ye istikrar gelecek... Türkiye koalisyonlarla uğraşmayacak" diyor.
Nitekim malum referandum sonrasında Türkiye'nin Cumhurbaşkanı aynı zamanda AKP'nin de genel başkanı oldu. AKP dışındaki partiler kendilerini Cumhurbaşkanlığında temsil edecek partilerinden bir kişinin olmadığı duygusuna kapıldı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, AKP Batman İl Kongresinde "Gençler, 2019'da Bitlis'in tüm mahallelerinde, üniversitesinde, liselerinde AK Parti'nin bayrağını dalgalandırmaya hazır mıyız?"diye seslendi.
Böylece liseler, üniversiteler AKP bayrağının dalgalandırılacağı alanlar olarak ilan edilmiş oluyor.
Ancak parti devletlerinde parti bayrakları üniversite ve liselerde dalgalanır. Her şey AKP'nin istediği şekilde gidiyor.
Kayıtsız şartsız AKP neden desteklenmiş olabilir?
Bahçeli'nin yaptığı siyasi bir harakiriydi. İnsanlar ve özellikle de MHP'liler Bahçeli'nin neden böyle bir siyaset izlediğini sormaya hâlâ devam ediyor.
Galiba bu sorunun cevabı 2015 yılının Ağustos ayında AK Parti Milletvekili Aydın Ünal'ın attığı şu tweetlerde saklıdır:
"-Devlet Bahçeli'yi önümüzdeki günlerde Sn. Cumhurbaşkanı ve ailesine ettiği tüm hakaretlerden dolayı bin pişman göreceğiz. Evet, zavallılık... Ağzından köpükler saçarak konuşan siyasetin zavallısı Devlet Bahçeli için, bütün o köpükleri itinayla yalayacağı yeni bir süreç başlıyor."
Bu sözlere Davutoğlu-Bahçeli görüşmesinin hemen öncesinde aynı sertlikte cevap geldi. "İtlerinin kuduz aşısını yaptırsın Ünal'ı karantinaya alsın."
Aydın Ünal'ın dedikleri bir yıl sonra çıktığına göre soruların cevabı da onun tweetlerinde saklı olmalıdır.